MENÜ ☰
ATA-AÖF’te Sınavsız İkinci Üniversite Ön Kayıtları Devam Ediyor
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » İhmalimizin bedeli…
Mehmet Şener
İhmalimizin bedeli…


Meteoroloji günlerdir uyarıp duruyordu:
“Erzurum ve çevresi şiddetli yağışa maruz kalacak; sel tehlikesine karşı herkesin dikkatli olması gerekir.”
Nasıl ki, uzmanların muhtemel deprem uyarıları hiçbir işe yaramıyorsa, meteorolojinin sel tehlikesi kuvvetli ihtimal” açıklamasına da aldıran olmuyor!
Sonuç ortada:
Horasan’ın Saçlık Köyü’nde sel sularına kapılan aynı aileden altı kişi yaşamlarını yitirdi. şans eseri can kaybı olmadı ama, başka ilçelerde de şiddetli yağışlar sonucu oluşan sel suları evleri bastı, ekili arazilere ağır zarar verdi.
İşte Dadaşkent……
Altyapının yetersiz olması ve belediyenin vaktinden önce gerekli önlemleri almaması yüzünden, dün on dakika yağan yağmur sonunda, bütün bir semt adeta yüzen adaya döndü; yüzlerce ev ve işyerini su bastı.
Fakat asıl dram Horasan’ın Saçlık Köyü’nde yaşandı. Evleri dere yatağına çok yakın olan Kocabaş ailesi, kaçıp uzaklaşmaya fırsat bulamadan azgın sel sularının önünde sürüklendi. Kimse Kocabaş ailesinin imdat çığlıklarına yetişemedi; aynı aileden altı kişi can verdi.
Tıpkı başka felaketlerin faturasını haşa Allah’a kestiğimiz gibi, aşırı kaderci yapımızdan ötürü yaşanan bu felaketi de aynı anlayışla karşılıyoruz:
“Neylersin ki mukadderat böyleymiş”
Alt yapısı olmayan yerleşim birimlerine binaları dikeceksin ardından da “Niye evimi su bastı?” diye feryat figan ağlayacaksın.
Dere yataklarına ev yapacaksın sonra da “Sel evimi alıp götürdü” şeklinde dövünüp duracaksın.
Bir de can kaybı var ki, onun ne telafisi mümkün, ne de ağlamak kâr ediyor.
Şayet belediye veya ilgili kurum Saçlık Köyü’nde dere yatağının hemen yanı başında ev yapan Kocabaş ailesine izin vermemiş olsaydı, muhtemelen bugün böyle bir faciaya tanık olmayacaktık.
Sadece Saçlık Köyü’nde mi, değil elbette hangi köye giderseniz gidin dere yatağının kıyısına kurulmuş onlarca, yüzlerce mesken bulabilirsiniz. Hatta hiç uzağa gitmeye de gerek yok; şehir merkezinde de aynı manzara mevcut.
Şehrin kadimden beri ne kadar dere yatağı varsa, gözünü hırs bürümüz yerel yöneticilerimiz sayesinde, hepsinin üzerine yeni semtler, mahalleler ve gökdelen hükmünde binalar kuruldu.
Oysa biliyoruz ki, suyun da hafızası vardır ve siz üzerine ne yapmış olursanız olun, su kendi mecrasını arayıp bulacaktır. Önü açık ise akıp gider, yok dere yatağının üzerinde binalar yükselmiş ise, bu sefer de sel suları deli deli akacaktır. Gücü yeterse o binaları yıkar;  gücü yetmezse kenarından dönüp, yine yoluna devam edecektir.
Çaykara’da da öyle oluyor, Taşmağazalar’da da……
Sel de adres sormuyor.
Dadaşkent, 20 yıllık mazisi olmayan yeni bir muhit……
Lakin ne altyapı var, ne de ihtiyacı karşılayacak düzenli bir üst yapı. Ev sahipleri de bu çarpık durumdan müşteki değil, belediyeler de……
Ne zaman ki, dün olduğu gibi şiddetli yağış sele dönüşüyorsa, herkes bir ağızdan bağırıp duruyor:
“Altyapı yetersiz”
İş işten geçtikten sonra, teşhis koymanın kimseye bir yararı olmuyor. Üstelik bundan sonraki muhtemel bir faciaya karşı da kimse tedbir almıyor.
Dün Horasan’da olan da ağır ihmalimizin bir sonucudur, Dadaşkent veya başka semtlerde yaşanan sel baskınları da……
Kendi hatalarımızın, sorumsuzluklarımızın ve vurdum duymazlığımızın faturasını kadere kesip, kurtulduk sanıyoruz.
Ama kurtulamıyoruz; ne sel affediyor, ne de deprem……

Mehmet ŞENER

📆 22 Temmuz 2010 Perşembe 09:59   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR