MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Yarınları görebilmek…
Mehmet Şener
Yarınları görebilmek…


Bir liderde olması gereken en önemli vasıflardan birisi de, ileriyi görebilmek ve muhtemel gelişmelere göre pozisyon alabilmektir. Atatürk, bu yanıyla da çağdaşlarından farklıydı. O daha akademi öğrencisiyken, damı çökmek üzere olan imparatorluğa bakıp, enkazdan yeni bir devlet çıkarmanın hesaplarını yapabilmişti.
Hayalleri vardı ama gerçekçiydi.
Duygusaldı ama maceraperest bir romantik değildi.Belki de O’nu, İttihatçılardan ayıran en büyük özelliği, gerçekle macerayı birbirinden ayırt edebilmesiydi. Yoksa aynı kaynaklardan beslenip, aynı kaygıları taşıyan İttihatçılardan farklı olabilir miydi?
Tehlikeyi görebilmek, doğru zamanda doğru hamleyi yapabilmek…
Atatürk pek çok olayda sadece haklı çıkmamış, aldığı önlemler sayesinde bir ulusun tarihine yön vermiştir aynı zamanda.
Sonuca ulaşan nedenleri bilmektir asıl marifet olan.
Sonuç zaten orada öylece duruyor çünkü…
Doğrusu merak etmiyor değilim; acaba Atatürk yaşasaydı 80’li yıllarda uç veren bölücü PKK hareketine bakıp, “Üç-beş çapulcu” mu derdi, yoksa bugün aldığı mesafeyi ta ilk günden göreceğinden, yılanın başını büyümeden mi ezerdi?
Aslında merakım yersiz…
Çünkü bu sorunun cevabını Atatürk’ün eylem ve kararlarına bakarak çıkarmak mümkün… Şöyle ki:
Cumhuriyet’in ilanından hayli zaman sonra, birgün Diyarbakır’da üç jandarma eri asiler tarafından şehit ediliyor. Güvenlik birimleri olaya el koyuyor ve asilerin yakalanıp hesap vermesi için ciddi bir çaba gösteriyor. Atatürk, olayı duyar duymaz İzmir programını kesip doğruca Diyarbakır’a geçiyor ve ilgililerle toplantı yapıyor.
Kendisine saldırıyla ilgili brifing verildikten sonra, odadakilere dönüp:
“Tamam, saldırının nasıl olduğunu, hangi saatte ve nerede yapıldığını, saldırganların kaç kişi olduklarını, hangi silahı kullandıklarını öğrenmişsiniz ama en önemli şeyi bilmiyorsunuz. Bu saldırıyı kim planladı, kim yönetti ve ileriye dönük neyi amaçlıyor? Bu soruların cevabı yoksa, yapılan çalışma ciddi eksiklik taşıyor demektir.”
Yani sebep-sonuç ilişkisi…
Asilerin amacı yalnızca birkaç jandarma erini şehit etmekten ibaret olsa, mesele yok… Ama Gazi, fotoğrafa bakar bakmaz görüyor ki, saldırının arka planı başka oyunlarla kurgulanmış.
Vaktiyle nasıl ki, PKK’ya “üç-beş çapulcu” denildiği için tehlikenin boyutu ve ateşin derecesi anlaşılamadıysa, şimdi de benzer oyunların arkasında saklı olan tuzaklar iyi görülemiyor.
Örneğin, birsüre önce bazı Avrupa ülkelerinde bölücüler tarafından “Kürdistan” adı altında bir harita dağıtıldı etrafa…
Sözde müttefikimiz Amerika’nın eliyle hazırlandığı öğrenilen bu harita, yalnızca üç beş soytarının ütopyası değil, iyi bir organizasyonun bilinçli bir ürünüydü. Çünkü haritada o bildik saçmalıklar bir adım daha ileri götürülerek, “Yeni Kürdistan”ın sınırları Karadeniz’i içine alacak şekilde belirlenmiş. Buna göre, Erzurum zaten sözde yeni devletin içinde kalırken, Artvin ve Rize de kapsama içine alınmış!
Geçtiğimiz yıllarda da benzer haritalar Kuzey Irak’ta duvarlara asılmıştı…
Denilebilir ki, “Ne var canım bunda bu kadar abartacak. Yıllardır buna benzer saçmalıklar vardı ve bundan sonra da olacaktır. Üç beş serseri bir harita çizdi diye koskoca ülkenin sınırları mı değişecek yapısı mı?”
Maalesef “haklısınız” diyemiyorum. Çünkü kazın ayağı hiç de öyle değil.
Tarihi tecrübeyle sabittir ki, böyle küçümser bakışımız ve işi ciddiye almayışımız yüzünden bugün PKK belası ile boğuşup duruyoruz. Ne “açılım” alçaklığı durdurabildi, ne de gelişen olaylar…
Tam da aynı şey olmamakla beraber; ikisinin de nihai gayesi ortaktır.
Türkiye kalkıp da, birisi “Kürdistan” adı altında bir harita çizdi diye kimseye savaş açacak değil elbet; ama önlemlerini şimdiden almaz da işi eskiden olduğu gibi hafife alırsa, yarın büyük bir sorunla uğraşmak zorunda kalır.
Saksıdaki çiçeğin büyüdüğü nasıl ki an be an fark edilemiyor ise, bu nevi tehlikenin seyri de görülemiyor.
Sindire sindire yapıyorlar…
Bir gün öyle bir hal alıyor ki, bu sefer de belanın büyüklüğü karşısında ciddi sıkıntılar yaşıyorsunuz.
İkide bir de çeşitli ülkelerde etrafa saçılan bu yeni harita ile 20 küsür yıl önce harekete geçen PKK arasında anlayış ve taktik olarak hiçbir fark yoktur.
İyi lider, ileriyi gören kişidir.
Gündelik siyaset ve günü kurtarma adına bu nevi tehlikeleri görmezden gelirsek, yarın o kadar geç olur ki, dört gözle görseniz bile değişen bir şey olmaz.
O harita, bir paçavra ve kağıt parçası olmaktan öte bir şey demektir.

Mehmet ŞENER

📆 05 Ağustos 2010 Perşembe 10:01   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR