Bizler de biliyoruz bitaraf olanın bertaraf olacağını.
Bizler de biliyoruz haklı ile haksızın savaşında tarafsız kalmanın aslında haksızlığa destek olacağını.
Bizler de biliyoruz darbe anayasası değiştirilirken “hayır” demenin büyük bir hata olacağını.
Ama anlayamıyoruz bu güç elinizdeyken neden bu kadar eksik bir anayasa hazırladığınızı ve gözümüzün içine baka baka bu kadar yetersiz bir anayasa değişikliğiyle yetinmemizi istediğinizi.
Anlayamıyoruz; YÖK’ün, 28 Şubat’ın, ikna odalarının, kıyafeti ve inançları sebebiyle okulundan atılan yüzlerce gencin sorunlarının, seçim kanunu, dini eğitim yaşı, partiler kanunu, dokunulmazlıkların neden önemsenmediğini.
Bütün bunlarla ilgili tedbirlerin bu yeni anayasada neden yer almadığını anlayamıyoruz. Üstelik seçim meydanlarında hepsiyle ilgili verdiğiniz sözler hala kulaklarımızdayken.
Haftalardır bu referandumda, 12 Eylül’ü bütün ailesiyle büyük sıkıntılarla yaşamış, o dönemde neler olduğunu çok iyi bilen o dönemin genç bir lise ve üniversite öğrencisi olarak “hayır” demeyeceğimi ama kasti olarak dayatılan bu kadar eksikle “evet” demenin de çok zor olduğunu yazıyorum.
Fakat aldığım cevaplar ortada; sen nasıl evet demezsin, sen aslında evet diyorsun da bu şekilde kurnazca evet reklamı yapıyorsun, hayır dememekte aslında hayır’ı desteklemektir, aslında sen hayır’cısın gibi sitem dolu, izahtan uzak hatta dedikodudan öteye geçemeyen onlarca mail, telefon. Hele hele siyasilerin tavırları ve yazdıklarım konusunda söylemleri çok daha ilginç ama onları burada yazmayayım.
Zaten liderler boy savaşına girmişken, birbirlerinin soylarıyla uğraşırken, villa alıp villa satarken kısaca liderler seviyeyi bu kadar düşürmüşken bizim gibi çantada keklik olmayanları kim, nasıl ikna edecek merak ediyorum. Gerçi her iki tarafın da bu şekil bir ihtiyacı olduğunu da düşünmüyorum ya neyse.
Biri benim boyum senin boyundan uzun al tepe tepe kullan diyor, bir diğeri benim boyum kısa ama ben de neler var neler diyor. Utanıyorum ve biz bu adamlara mı layığız diyorum.
Siyasetin seviyesi bu kadar düşmüşken hatta çukurlaşmışken tabi ki azıcık doğruları yazmaya kalkanlar, doğru soruları soranlar, Allah, Vatan ve millet için bir şeyler yapmaya çalışanlar göze batıyorlar ve saçmalamış gibi oluyorlar bunu da görüyorum.
Hani ramazan geldi en azından Allah’a, oruca, millete saygısı olanlar ramazan ayının manevi ikliminden de etkilenerek daha seviyeli davranırlar, konuşurlar diye bekledik. Ne mümkün, liderlerin ve beyinlerini liderlerine teslim etmiş, kendi tabirleriyle onların vagonluğunu yapan kişilerin gıybet, iftira ve dedikodu savaşı daha bir hızlandı ve üstelik iftar sofralarında bile devam eder oldu.
Bu arada söylediğim gibi bu seviyesizlik bizim sorularımızı da arada kaynattı ve kimse bunlara cevap verme ihtiyacı hissetmedi. Çünkü liderlere baktığınızda onlar kimseyi ikna etme çabasında değiller, tek dertleri kendi tabanlarına hitap etmek ve eldeki seçmeni memnun etmek.
Yoksa koca koca okumuş yazmış insanların boy, pos, soy, sop, villa, gömlek, pantolon üzerinden siyaset yapmaları pek inandırıcı gelmiyor bana.
Bu bizlere bir tek şeyi ispatlıyor Türk Milletinin düştüğü acınacak ve ağlanacak durumu. Liderler de Türk Milletini, yani bizleri bu seviyelerde görüyorlar.
Bu bir reyting savaşıdır ve kavgalı dövüşlü filmler, kavgayı iyi beceren kişiler daha çok müşteri çeker. Mesela Sayın Başbakan “benim boyum 1.85 al tepe tepe kullan” dediği zaman ne demek istemiştir, insanların bu cümle karşısında attıkları çığlıklar ve yaptıkları alkışlar neyin göstergesidir bunun sosyolojik analizinin yapılması gerekir.
Tekrar soruyorum iki ay evvel “hayır” demeyeceğini açıklamış biri olarak beni “evet” demeye ikna edecek biri var mı?
Liderleri ve onları ne derlerse desinler onaylamaktan başka çaresi olmayanları dinliyorum ve emin olun her üç liderin de söylediği önemli bir şey göremiyorum.
Biri hayır oyu verecekleri şer cephesi olarak tarif ediyor, bir diğeri evet diyecekleri vatan hainliğiyle suçluyor.
Peki, bir yıl sonra seçim yapılacak bir ülkede sizlerin kalkıp halkı bu kadar bölmeye, ortamı bu kadar germeye hakkınız var mı?
Sizler önümüzdeki seçimde şer cephesinde yer alanlar veya vatan hainleri diye insanları ayırıp ona göre mi oy isteyeceksiniz. Şer cephesinde yer alanlar bana oy vermesin, vatan haini olanlar benim partimden uzak dursun mu diyeceksiniz?
Şimdi söylediklerinizden dolayı önümüzdeki seçimlerde hiç mi utanmayacaksınız?
Ama ne yazık ki siyasilerin ve özellikle liderlerin değişmez bir özelliği var ve bu özellik hangi kanattan, hangi inançtan gelirse gelsin değişmiyor. İnsan siyasete girince bütün gömleklerini çıkarıyor ve siyasetçi gömleğini giyiyor ve diyor ki “Siyasette dün dündür, bugün bugündür”
Bu arada benim sorularım yine arada kaynadı gitti.
Belki bir dahaki sefere sorularımı sorar ve derdimi anlatabilirim.
AHMET BERHAN YILMAZ
Bir yanıt yazın