Tarım Bakanı bir ilde denetleme yaparken bazı bürokratların AK Parti’ye sırtlarını dayadığından şikayet etmiş.
“AK Partiyi arkalarına alarak tembellik ediyorlar” demiş.
Bakan bunu o il’den çok sayıda şikayet gidince fark etmiş. Yani Dayı meselesi…… Hani derler ya “Dayın var mı? “Veya, “Sırtını sağlam bir duvara yasla” diye.
xxx
Bu sözler bizim birçok bürokratımız,
Birçok İl ve Belediye Meclis üyelerimiz için söylenmiş sanki.
Adamlar sırtlarını dayamışlar AK Parti duvarına,
Hiçbir şey umurlarında değilmiş gibi…
Yani “Kebap” misali…
xxx
Karışanları yok,
Rahatsız edenleri yok,
Görevden alınma riskleri hiç yok.
Sıra lafa geldi mi ?
Dilin kemiği yok sanki,
“Filanca siyasetçinin yeğeniyim, filanca siyasetçi benim arkamda” der.
Bazende böyle yuttururlar kendilerini.
Eeee,
Adamcağızlar neden rahatlarını bozsun da şehrin gelişmesi için planlar, projeler yapsınlar?
Bu şehrin sorunlarına neden kafa patlatsınlar?
Millete plan ne lazım,
Pilav getirin yeter…
Neyse işin şakası bir tarafa…
xxx
Onlar,
“Dayım kuvvetli,
Yaslandığım duvar AK Parti” diyor.
Hele bak ki biz ne diyoruz….
xxx
Tarım Bakanı bir ilde denetleme yaparken bazı bürokratların AK Parti’ye sırtlarını dayadığından şikayet etmiş.
“AK Partiyi arkalarına alarak tembellik ediyorlar” demiş.
Bakan bunu o il’den çok sayıda şikayet gidince fark etmiş.
Bakmış ki bürokratlar çalışmıyor,
Vatandaşın şikayetlerine, şehrin sorunlarına hiç aldırmıyorlar.
Adam dayanamamış atmış fırçayı;
“Ak Parti duvarına yaslanmayın”…
xxx
Bu duvar ve dayı meselesi bizim şehrimizde kendisini daha çok göstermiyor mu?
Sağlık tan tutunuz,
Tarımına,
Bölge Hastanesine,
Spor etkinliklerine,
Turizmden,
Şehrin içme suyuna kadar bu şehrin bir dizi sorunları yok mu?
Yapılan hatalar,
Şikayetler yok mu?
Var.
Peki bunları yürütecek, çözümü için çalışacak bürokratlarımız yok mu?
O da var.
O zaman niye sorunlar çözülmüyor,
Veya çözümü için bir çaba gözükmüyor.
Çünkü karşımıza Ak Parti duvarı çıkıyor.
Sırtını dayama misali yani…
xxx
Önceki yıllarda birkaç kişi olurdu İl Genel Meclislerinde, Belediye Meclislerinde mevzuatı bilen,
Konuşan,
Şehir için canını dişine takan…
Bunlar şehir gündeminde konuşulur, taktir görürlerdi.
Şimdi böyle isimler var mı?
Yok.
Ben rastlamadım,
Duymadım.
Çünkü onlarda da sırtını dayama olayı var.
Adam diyor ki,
“Nasıl olsa çoğunluk bizde.
Sorunları anlatıp koltuğumu kaybedeceğime, sessiz sedasız otururum.
Takarım yakama rozetimi satarım cakamı.
Böyle daha iyi”
xxx
Bu anlayışla,
Bu bakışla bir şehrin geleceği nokta da budur.
Başka bir şey bekleyemezsiniz.
İşin çözümü tabi ki yine siyasilerimizde.
Bu tür sorunlar karşısında eski bir tabir vardır, “Vaziyet etmek”
Biraz duyarlı davranış gerekiyor.
Başbakan başta olmak üzere,
Bakın Tarım Bakanı olsun,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olsun bu konulara “Vaziyet ediyorlar” bürokratların, yerel siyasetçilerin dikkatlerini çekebiliyorlar.
Fırçalarını nasıl atıyorlar,
Bizde ise bırakın dikkat çekmeyi,
Yaprak bile kıpırdamıyor.
İşin matrak tarafı olarak şöyle diyebiliriz:
Sorarlarsa “Almanya’da iş varmış çalışmak ister misiniz”
Sakın evet demeyin ha,
Çünkü sizin işiniz Almanya’dan daha iyi!…
Bir yanıt yazın