‘Erzurum’un suyu ülke sıralamasında il üçe girer’
Yazımızın başlığı da buydu.
Başkan Küçüklerin ifadesi de…
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçüklerle yazı ile ilgili olarak konuştuk.
Küçükler, şehir şebekesine verilen suyun temiz ve içilebilir olduğunu,
Suda günlük tetkik yaptırdığını, incelemelerin sadece kendileri tarafından yapılmadığını, güvenilir bir çok laboratuarca da tahlil verildiğini, sonuçlarının ise müspet olduğunu ifade etti.
Konuşması samimi ve içtendi.
Suyla ilgili açıklamalarında asla abartı yapmadığını,
Konuşmalarının arkasında belgelerin olduğunu açıkladı.
Küçükler ayrıca Çat Barajı İçme Suyu Projesinin kendilerine ait olmadığını geçen döneme ait olduğunu, projeye ozonlama sistemini kendisinin koydurttuğunu da söylemiş oldu.
*
Bu konuşmaların ardından Küçükler hodri meydan da dedi.
Nasıl mı?
Şöyle:
‘Siz gazetecisiniz. İstediğiniz zaman şebeke suyunu alıp istediğiniz yerde tetkikini, laboratuar araştırmasını yaptırabilirsiniz.
Yanınıza güvendiğiniz bilim adamlarını da alabilirsiniz. Ben suyuma güveniyorum.
Vatandaşa asla kirli su içirmiyorum’…
*
Başkanın bu çıkışı az da olsa yüreklere bir su serpmiş oldu.
Hem suyum temiz demekle,
Hem de su tetkikini sizde yaptırabilirsiniz demekle.
Çünkü suyun ‘Kirli mi, yoksa temiz mi’ olduğu bir laboratuar tetkikinden geçerek daha net bir şekilde anlaşılmış olur.
Vatandaşın çilesi de,
Çektiği eziyette ortadan kalkar.
*
Eğer gerçekten böyleyse….
Başkanın temiz dediği su temizse,
Başta Başkan olmak üzere yetkililerin günahını almamak lazım.
Ama ortada çelişkili bir durum var.
Bir yandan suyu içine sindirerek içmeyen halk,
Bir yandan iddialı bir belediye.
Ve temiz su iddiasını belgelerle açıklayabileceğini söyleyen başkan…
E gazeteci ne yapsın.
Şaşırıp kalıyor.
Su temizse bile galiba ortada bir inandırıcılık sorunu var.
*
Öyleyse şimdi yapılacak bir iş var.
Vatandaşın güvenini kazanmak için suyun bilim adamları tarafından yeniden laboratuar tetkikine sunulmasıdır.
Bu görev için de en yakın isim bence Dr. Nuhi Demircioğlu hocadır.
Çünkü hoca su konusuna yabancı değil.
Şayet uygun görülürse,
Ve Nuhi Hocaya da başına bir sıkıntı gelmeyeceği garantisi verilirse ve hoca bu
incelemeyi kabul ederse,
Yine bence su sorunu ortadan kalkmış olur.
Ak mı yoksa kara mı ortaya çıkar.
Su kirli ise Sayın Küçükler gerekli tedbiri alır,
Değilse vatandaş evine su taşımaktan vazgeçer.
*
Bakın son günlerde özellikle çocuklarda dizanteri hastalığında artış olduğu söyleniyor.
Birçok doktor bunu kamuoyu ile paylaşmasa bile hastalığın genelde şebeke sularından kaynaklanıyor şeklindeki mırıldamalarını duyuyoruz.
Vatandaşın evinden akan sarı renkli suyun neden kaynaklandığı, suda ki kokunun nedeni de böylece cevap bulmuş olur.
*
Sayın Küçükler de ‘Bizim tetkiklerimizden su temiz çıkıyor. Aksi bir durum varsa
Birlikte çaresini buluruz.
Bizim derdimiz vatandaşa temiz su içirmek.
Bizim kastımız vatandaşa kirli su içirmek değil.
Sonra ne zorumuz var.
Daha önce birçok semte aralılarla su verebiliyorduk. Bu bizi çok rahatsız ediyordu.
Şimdi şehrin her yerine 24 saat su verebiliyoruz.
Bizim arzumuz vatandaşın rahat etmesidir.
Başkanlığımızın gayesi de budur’ diyor.
*
Başkan kendinden emin ve kendisine güveniyor.
Sözü fazla uzatmaya gerek yok.
İşin çözümü ortada. …

Esat BİNDESEN