MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Katar’da cirit coşkusu(Giriş-1)
Mehmet Şener
Katar’da cirit coşkusu(Giriş-1)


Ata sporumuz cirit son yıllarda, öyle bir şöhrete ulaştı ki  artık Avrupa’dan Asya’ya, Uzakdoğu’dan Kafkaslara kadar, dört bir yanda aranan, ilgi duyulan ve özellikle de at tutkunları tarafından seyrine doyulmayan bir gösteri dalı oldu.
At’la insanın ahengi, cengaverlikle mertliğin harman oluşu…
Atalarımız Orta Asya steplerinden yollara düşüp, Anadolu topraklarını yurt kıldıklarında kendilerine, iki şey hep yanlarındaydı: At ve cirit…
Yeri geldi düşmanın gözünü oyan bir silah oldu cirit, yeri de geldi yiğitlerin hünerlerini sergiledikleri bir araç…
Cirit denilince akla ilk gelen illerin başında kuşkusuz ki Erzurum vardır. Bu sebepledir ki, bugün cirit’in neredeyse tüm dünyada tanınmaya başlaması da yine Erzurum kaynaklı oldu.
Federasyonun merkezi Ankara’da ama o federasyonu, iki gözlü bir bürodan çıkarıp, dünyaya açan kişiler Erzurumlu, Erzurum’da yaşıyorlar.
Fatih İstanbulluoğlu, Sinan Seçen ve Gökşin Aksoy…
Bu gözü kara ve çalışkan üç adamın sayesinde, daha birkaç yıl öncesine kadar Erzurum’da tozun toprağın içinde oynanan cirit, bugün dev stadyumlarda ve özel hazırlanmış cirit sahalarında boy gösteriyor.
Devlet adamları artık ciritçilerimiz izliyor, o ülkenin seçkinleri övgü dolu sözlerle ata sporumuzu baş tacı ediyorlar. Bakmayın siz cirit’in hala bizde “köylü takımının sporu” nazarıyla görülmesine… Batı’da veya Doğu’da insanlar kökleri asırlar öncesine dayanan bu sporu oldukça anlamlı buluyorlar.
Misal; Macaristan’da üniversite öğrencileri, Almanya’da sanatçılar, politikacılar ve sade vatandaşlar ayakta alkışlarken, Katar’da en üst düzeydeki devlet yöneticileri ve o ülkedeki büyükelçiler aynı coşkuyu ve ilgiyi gösterdi.
Kısacası cirit henüz dışarıda gördüğü ilgiyi ülkemizde görebilmiş değil ama olumlu adımların hızla atıldığı da bir gerçek…
Bu başarının baş mimarı ise, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan…
Şöyle ki:
Erdoğan’ın, başbakan olduktan sonra verdiği ilk talimatlardan biri, geleneksel ata sporlarına sahip çıkılması olmuş. Bu talimat üzerine başta ilgili bakanlar olmak üzere yüksek bürokrasi meseleye sahip çıkarak, başta cirit olmak üzere, ata sporlarına karşı gereken desteği ve önemi verdiler.
Dün Mehmet Atalay, bugün de aynı koltukta oturan Yunus Akgül, Gençlik ve Spor Genel Müdürü olarak, ata sporu ciriti tüm dünyaya tanıtmak için, ciddi bir emek harcıyor. Geleneksel Spor Dalları Federasyonu, her ne kadar hala kayda değer bir bütçeye sahip değilse de, iktidar desteği ile ciriti dört bir tarafta duyurmayı başardı.
Cirit, bir diğer deyimle Çavgan, Türklerin yüzyıllardan beri oynadıkları bir ata oyunudur. Türkler, Orta Asya’dan Anadolu’ya bu atlı oyunu da doludizgin beraberlerinde getirmişlerdir. Türkler için at, mukaddes ve vazgeçilmez bir unsurdur.
At sırtında doğar, at sırtında büyür, at sırtında savaşır, at sırtında ölürlerdi. At sütü kımız Türklerin yegâne içkisi idi. Cirit Oyunu, Türklerin en büyük tören ve sportif oyunu idi. Daha sonra 16. yüzyılda Osmanlı Türkleri tarafından bir Savaş Oyunu olarak kabul edildi. 19. yüzyılda bütün Osmanlı ülkesi ve saraylarının en büyük gösteri sporu ve oyunu oldu.
Cirit, aynı zaman tehlikeli bir oyun olduğundan 1826 yılında II. Mahmut tarafından yasak edildi. Fakat daha sonra yine Osmanlı Ülkesi’nin başta gelen meydan ve savaş oyunu olarak her tarafa yayıldı.
Köklü bir geçmişi olan cirit bugün Macaristan, Almanya, Kırım ve Katar gibi birbirinden farklı ülkelerde özel davet edilerek izleniyorsa, gelinen bu noktanın hem altını çizmek gerekir, hem de bu başarıyı sağlayanları kutlamamız lazım.
Teknik ve mali destek, devletten; gönüllü çalışma ise, Fatih İstanbulluoğlu’ndan, Sinan Seçen’den veya Gökşin Aksoy’dan…
Geçen hafta aralarında bendenizin de bulunduğu Türk heyeti, Katar Emiri’nin kızı Sara’nın özel davetlisi olarak Katar’daydık ve orada yüzyıllar önce atalarımızın burçlarında sancak dalgalandırdığı tarihi kalede, Türk bayrağını göndere çektik. Ama asıl başarı tabii ki Cirit Milli Takımımıza aittir.
Çünkü Katar’ın başkenti Doha’da öyle bir Türkiye gecesi ve günü yaşandı ki yerli yabancı herkes hayranlıkla izledi. Bir yanda cirit gösterisi, öte yanda da muhteşem Osmanlı Eserleri Sergisi…
O gün Doha’da alkışlar, Türkiye’ye ve Türk cirit takımına oldu.

Yarın:
At nalları Katar
sokaklarında nasıl şakıdı

Mehmet Şener

📆 20 Ekim 2010 Çarşamba 10:43   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR