Bazı politikacıların en sevmedikleri kavram seçimdir; hele de vaktinden önce yapılıyorsa o seçim, adamlar ifrit olurlar ve “nereden çıktı şimdi bu münasebetsiz şey; böyle güzeldi işte” derler!
Ama neylersiniz ki, demokrasilerde seçim diye bir şey var ve yerine göre ya dört, ya da beş yılda bir yapılır.
Vakit, artık seçim vaktidir…Baksanıza Ankara çoktan seçim havasına girdi bile: CHP’de fırtına dindi, MHP transfer üstüne transfer yapıyor, hemen her partide gözle görünür bir canlılık var. Bu görüntünün özeti de şudur:
İktidar kendinden emin, muhalefet gece mezarlıkta ıslık çalan adam gibi…
Beri tarafta ise:
Halk geçim derdinde, piyasalar istikrar peşinde.
Değil mi ki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, “Seçimler Haziran’da olacak” dedi. Şu halde yapılacak bir şey yok; Türkiye yedi ay sonra sandık başına gidecek.
Yani herkes kimin kaç okka geldiğini görecek böylelikle…
Sandık iyidir…
Çünkü sandık, güven tazelemedir, yenilenmedir, muhasebe ve muhakeme yapma fırsatıdır.
Sandıktan; ancak gücünü halktan almayanlar ve seçmeni, “doğru tercih yapamıyor” diye küçümseyenler korkar.
Oysa…
Sandık milli iradedir, hatta maşeri vicdanın tezahürüdür.
Lamı cimi yok; hakiki manada sandık bu demektir.
Artık ok yaydan çıktı bir kere…
Seçimlerin Haziran’da olacağı kesinleştiğine göre, bugün-yarın siyaset meydanı hareketlenir ve etraf vekil olma meraklılarından geçilmez olur…
Göreceksiniz, nice kerameti kendinden menkul tipler türeyecek… O güne kadar memleketinin yolunu bilmeyenler, en hakikisinden hemşehri olup çıkacaktır!
Ne yapacaksın, bu işler böyle!
Keşke bu kadarı olsa…
Bir de, önceki seçimde vekil seçilenlerin, kendilerini nasıl “vazgeçilmez” kıldıklarına tanık olacaksınız.
Asıl ona katlanmak zor işte…
Tayyip Bey, kestirip attı:
“Halkın tercih etmeyeceği kimseyi aday göstermeyeceğiz”
Eyvah!!!
Bu karar kim bilir kimlerin canını yakacak!
Çünkü:
Öyleleri var ki, ne halk onları tanıyor, ne de onlar halkı…
Ama adamlar kendilerini bulunmaz Bursa kumaşı zannettiklerinden, vekil olmayı da sadece kendilerine mahsus hak olarak görüyorlar.
Şimdi bu adamların durumu ne olacak peki?!
Ne de güzel alışmışlardı, VIP olmaya!
Başbakan Erdoğan, bu açıklaması ile sanki de çocuğun elinden oyuncağını almış oldu.
Ne demek yani, “Halkın tercihi, halkın talepleri?!”
Öyle inanıyorlar ki, “Tayyip Bey işaret buyurursa vekil oluruz”
Vakıa o ki gerçek de bu…
Fakat yapılan açıklamadan anlıyoruz ki Erdoğan, artık böyle olsun istemiyor.
Her il önce kendi vekil adaylarını belirlesin ve “biz şunları istiyoruz” desin.
Şimdilik Erzurum’un böyle bir talebi yok; nasıl ki, şu anda kimlerin vekil olduğunu merak etmiyorsa, Haziran’da yapılacak seçimde de kimlerin seçilecek olmasını umursamıyor.
Buna rağmen Recep Tayyip Erdoğan duruma nüfuz ederek, şartların değişmesini zorluyor.
Bu da, Erzurum halkının hiç de hazzetmediği bir durum!
Ne demek temayül yoklaması, ne anlamı var tabanın tercihinin…
Lider ne derse odur ve en doğrusunu lider bilir!
Sayın Erdoğan artık böyle olsun istemiyor.
Diyor ki…
Taban tercih yapsın, temayülünü ortaya koysun, biz de o tespite göre aday gösterelim…
Hevesli çok; lâkin gerçek anlamda vekillik yapabilecek isim az…
Şu kerameti kendinden menkul tipleri saymazsanız, şu ana kadar “ben de varım” diyerek, ortaya çıkan kimse nerdeyse yok gibi…
Layık olanlar ise, erken öten horozun başı kesilir misali, sessiz kalmayı yeğliyor.
Şu geçen süreçte gördük ki, milletvekilliği aslında Erzurum gibi henüz kalkınmasını tamamlayamamış şehirler için çok önemli bir makam… Şayet cevval, tuttuğunu koparan, şehriyle her an irtibatlı olan vekiliniz varsa, merkezi hükümetten o nispette hizmet alıyorsunuz. Aksi halde kaderinize terk ediliyorsunuz.
Neyse ki Erzurum bu manada talihsiz sayılmaz…
Zira Recep Akdağ gibi bir değere sahibiz.
Başkaları da olsa ne zararı olur ki?
Düşünün bir kere, diyelim beş altı vekilimiz var ve her biri kendi alanında çok güçlü isimler ve Ankara’da tuttuklarını koparıyorlar.
Böyle bir manzara karşısında Erzurum kim bilir nasıl bir sıçrama yapar…
Bugüne kadar ki kötü deneyime rağmen, yine de bendeniz Erzurum halkının sağduyusuna güveniyorum.
Eğer vekil adaylarının belirlenmesi halkın tercihine bırakılırsa, doğru isimlerin öne çıkacağına inanıyorum.
En azından böyle murad ediyorum.
Kim olur bilmem veya kimlerin olması gerektiğini söyleyemem… Fakat bu şehrin artık kaybedecek zamanı ve deneme yapacak bir lüksü yok. Doğru isimleri tespit edip, yerinde seçim yaparsak ancak geçen günleri telafi edebiliriz.
“Nasılsa filanca çaba harcıyor, benim ilaveten yorulmama lüzum yok” demeyecek isimleri bulup çıkarmalıyız ki, Erzurum dört bir yandan kalkınma hamlesini gerçekleştirebilsin.
Sandık ne kadar önemliyse, vekillik de o nispette önemlidir.
Öyle vekiller biliriz ki, Meclis’te sadece yemin merasimi sırasında konuşup, süresi dolana kadar susmuştur. Öyle vekillerimiz de oldu ki, (ne yazık ki sayıları çok ama çok az) şehir için çabalayıp durdu.
Değer yargıları kişisel veya ideolojik olmamalı…
Kim ne iş yapabilir, kim nasıl susup oturur, bütün bunları aslında herkes üç aşağı beş yukarı biliyor. O halde genel seçimden önce, tabanın önüne bir tercih yapma fırsatı gelirse, o tercih kişisel beklentilerin çok üstündeki kriterlere göre olmalıdır.
Erzurum kabuğundan çıkmak üzere olan bir şehir.
Kış turizmi, sağlık yatırımları, ikinci üniversite ve lojistik merkez önemli adımlardır ve asla küçümsenmemeli…
Bu adımları hızlandırıp, yeni adımlarla kuvvetlendirebilmek için, koşmaya hazır kimseler bulunup öne çıkarılmalı…
Şu ya da bu isim fark etmez, yeter ki koşmaya hazır olsun… Görebiliyorum Erzurum ayağa kalkmış, koşmak için sanki start bekleyen atlet gibi… Yeni dönemde yeni vekillerimiz bu gerçekten haberdar olmalı ki, o yarışta öncü olabilsin, önde gidenler arasında bulunsun…
Haziran’ı iple çekiyoruz. Şu sandık hele bir gelsin ve AK Parti, Tayyip Bey’in dediği gibi şu ön seçim sandığını halkın önüne bir koysun…
Göreceksiniz nice kartondan şatolar yıkılacak ve nice adamların cilası silinecek…

Mehmet Şener