MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Bir teşekkür de bizden Vali Bey..
Mehmet Şener
Bir teşekkür de bizden Vali Bey..


Önce sitem ettiler, sonra da teşekkür…
Onlar…
Sitemlerinde de haklıydılar, teşekkürlerinde de.
Muhammet Burak henüz yedi yaşındaydı; akranları gibi okula başlamıştı.
Bir sabah okula gitmek için evden çıktı ve bir daha o eve dönemedi:
Ünvanları isimlerinden uzun amcalar yüzünden, karşıdan karşıya geçmeye çalışırken aracın altında kalıp ezildi.üst geçit veya alt geçit yoktu! Çünkü bu şehri yönettiğini zanneden beyler, başkalarının ölümünden ötürü acı duymayı bilmiyorlardı.
Bu sebeple Muhammet’in ölümünü de umursamadılar!
Fakat mahalleli diken üstündeydi; biliyorlardı ki tedbir alınmaz ise, başka çocuklar da aynı akıbete uğrayacaktı.
Her kapıya başvurdular ama sonuç alamadılar. Çünkü arkalarında siyasi bir güç veya dayıları yoktu!
Oysa bir geçit yapılabilse, hiçbir annenin babanın yüreği her akşam, her sabah ağızlarına gelip gelip durmayacaktı.
Çocuklar korkuyordu, çocuklar çaresizdi…
Bu yüzden de o minnacık yürekleri ile iri göbekli adamların yapamadıklarını yaptılar ve seslerini ta Vali Bey’e kadar duyurdular…
Neyse ki şanslıydılar.
Daha önce haykırmış olsalardı onları duyacak bir vali yoktu. Çünkü o sırada halkın içinde olması gereken vali, çamlıkta ya da mesire yerinde, uçkuruna ipotek verdiği nefsinin oyuncağı durumundaydı…
Sebahattin Bey farklıydı…
Yöneticiydi; amma asıl gönül adamıydı.
Şair değildi belki, lâkin şiire olan vukufiyeti yüzünden şüerayı bilirdi. Tarihçi de değildi hatta; ama tarihini bilmeyen bir yöneticinin yarınları inşa edemeyeceği şuuruna sahipti.
Hasılı bu toprakların yüreği yanık bir ferdi…
Fukaradan da haberi var, yönettiği şehrin manevi ikliminden de…
Çocuklar O’na ulaştı; sitem ettiler, dertlerini anlattılar ve tek cümlede özetlediler meramlarını:
“Ölmek istemiyoruz”
Vali Sebahattin Öztürk çocukların bu yakarışını duydu.
“Canım Canan’ındır, edem iade” diyordu, büyük Ozan Reyhani bir dizesinde…
Geçit olmadığı için minnacık yaşında hayata veda eden Muhammet de, o büyük ozanın adını taşıyan okulun öğrencisiydi. Reyhani’yi bilmiyordu belki, ama Reyhani ölümü anlatırken, Muhammet Burak’ı da almıştı dizelerine:
Bu gönlüm aşık,
Dilde dolaşık,
Kalbimde ışık,
Suphan aşkına.
Sonra şöyle bitiriyordu merhum o çarpıcı dizelerini:
Reyhani oldum,
Bir elem buldum,
Sazımı aldım,
Canan aşkına.
Çok basit, sıradan hatta önemsiz gibi bulanlar olabilir; fakat bendeniz yaşadığımız bu şehrin nasıl yönetildiğini bildiğim için, bu minnacık kararlardan umutlanıyorum ve bu sebeple de, Vali Sebahattin Öztürk’ün, “Hemen bir tüp geçit yapın, başka çocuklar ölmesin” şeklindeki talimatını önemsiyorum.
Dün bizim gazetede haberi vardı; arkadaşımız Levent Akpınar, mahalledeki çocuklarla görüşmüş. Hepsi de Vali Bey’e teşekkür ediyordu, yapılan tüp geçitten ötürü…
Ben de teşekkür ediyorum.
O çocuklar ve bütün çocuklar adına…
Sorarım size, Vali Bey o sesi duymasaydı, o sese kulak vermeseydi, kim neyin hesabını soracaktı ki?
Kim bugüne kadar yapılan bu kadar yanlış ve rezaletin hesabını sordu ki?
Basit bir tüp geçit sayesinde bugün artık onlarca anne ve babanın yüreği ağzına gidip gelmiyor. Biliyorlar ki, çocukları karşıdan karşıya geçerken emniyet içindeler.
Şanslıyız: Zira bu şehrin halden anlayan, gönül telleri sızlayan bir valisi var.
Çocuklar artık okullarına giderken, trafik canavarları ile saklambaç oynamak zorunda kalmıyorlar.
Annelerinin de gözü pencerelerde kararmıyor; yavrum dönecek mi diye…
Muhammet Burak’ı geri getirmeye kimsenin gücü yetmez; ama bundan sonrası için, ucuz ölümlerin önüne geçilmiş olacak. Deryada bir damla belki lâkin o damlalar ki sonunda derya olmuyor mu?
Bu sebeple yürekten teşekkürler Vali Bey; iyi ki varsınız. İyi ki insan adına sancı duyup, yüreğinizde elem taşıyorsunuz.

📆 25 Kasım 2010 Perşembe 16:36   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR