Bir ay kadar gecikmeli de olsa her sene olduğu gibi bu yıl da Erzurum beyaza büründü…
Son bir iki günden beri özellikle şehir merkezinde erimesine eridi, ama hafta sonunda yeniden kar yağışı bekleniyor.
Hayatın garip cilvesine bakın ki, kara kışa sevinenler de var; kara kışın, kara kara düşündürdükleri de…
Ta ki, bahara kadar böyle sürüp gidecek…Dua edelim de önümüzdeki ay yapılacak olan yarışlar için bol kar yağsın, gerisi Allah kerim…
Tabii ki, kar’ın bir de öbür yüzü var:
Baksanıza bir avuç kar’la birlikte, şimdiden onlarca köy yolu ulaşıma kapandı bile…
Eski adıyla Köy Hizmetleri, şimdiki İl Genel Sekreterliği çoktan kolları sıvadı. Yüzlerce köy yolunda karla mücadele için, milyonları akıtacak. Dozerler yol açacak, kar yeniden kapatacak.
Yap-boz oyunu gibi…
Tabiatın düzeni bu…
Beri yanda ise, bildik terane:
“Beyaz afet yüzünden, milyonlar havaya uçacak!”
Erzurum’da şu sıralar ne yaklaşan genel seçim, ne Meclis’teki ateşli bütçe tartışmaları, ne de iyiden iyiye yaklaşan kış oyunları bu çapta revaçta değil. Yani yerel yöneticilerin “yandık, mahvolduk” türünden yakınmaları kadar…
Kış gerçeğine rağmen, Erzurum’u yönetenlerin ısrarla, karla mücadele için özel bir çözüm üretememiş olmalarını anlamak mümkün değil…
Haydi, fakir fukara halkın yakacak ve diğer giderlerden ötürü, kara kıştan ürkmesini anlıyorum da, çözüm üretmesi gereken makamda oturanların, ellerini dizlerine vurarak yakınmalarını bir türlü çözemiyorum.
Oysa kış, soğuk ve de kar bu coğrafya için ne bir sürprizdir, ne de beklenmeyen bir misafir…
Kış; tıpkı etle tırnak gibidir bu topraklarda…
Basın-yayın organları benzer yaklaşımı ve haberleri tekrarlamaya başladı:
“Bu kış karla mücadeleye 50 milyon harcanacak”
Eski parayla 50 trilyon…
Geçen yıl bu rakam yaklaşık 35 milyon civarındaymış.
Besbelli ki, Erzurum ve benzer şehirlerde her yıl artarak devam edecek bir maliyet söz konusu…
Bu gerçeğin değişmeyeceğine, yani kimse kış ve soğuğu bu coğrafyadan uzaklaştıramayacağına göre, bu ilahi ve doğal tecelli ile koyun koyuna yaşamak zorundayız. Dolayısıyla bu gerçeğe göre, hayatımızı düzenleyeceğiz ve bu gerçeğe göre, yönetimler bütçelerini oluşturacak…
Erzurum, neredeyse yılın sekiz ayı kış ve soğuktur.
Nasıl ki, vatandaş kış gelmeden yakacağını, yiyeceğini ve giyeceğini temin edip kar ve soğuğa karşı hazırlık yapıyorsa, aynı hazırlığı yerel yönetimlerin de yapması gerekir.
Bu ihtiyacı yerine getirirken de, ellerini dizlerine vurarak dövünme hakkına sahip değiller. Çünkü bu kuruluşlar sorun değil, çözüm üretmekle mükelleftirler.
Diyeceklerdir ki, “Bütçelerimiz karla mücadele etmek için yeterli değil. Ya da karla mücadeleye harcayacağımız kaynak yüzünden, sair hizmetleri yerine getiremiyoruz.”
Tamam; haklısınız…
Fakat bu sorunun giderilmesi noktasında ağlamaktan öte ne yaptınız, ne yapıyorsunuz?
Evet; yerel yöneticiler bu “Ne yaptınız, ne yapıyorsunuz?” sorusuna inandırıcı cevaplar vermek zorundadır.
Şöyle sormak lazım:
-Sayın yerel yöneticiler; madem ki bölgemizin böyle bir gerçeği var. Yani her yıl 40-50 milyon TL karla mücadeleye harcanıyor. Evet, bu para halkın refah düzeyinin geliştirilmesi için harcanabilse, Erzurum üç beş yıl içerisinde Avrupa standartlarına kavuşur. Bütün bunlar doğrudur; lâkin bu sorunu hiç hükümete götürüp çözüm aradınız mı? Örneğin Başbakan Erdoğan birkaç ay önce Erzurum’daydı; hemen bütün yerel yöneticilerle toplantı yapıp sorunlarını dinledi (en azından biz öyle biliyoruz) hanginiz kalkıp ta, ‘Sayın Başbakan Erzurum’un iktisadi durumu ortada, işte kara kış da yıl sonuna kalmayıp kapımızı çalmaya başlayacak. Bizler belediyeler ve özel idareler olarak, gelirimizin kahır ekseriyetini, karla mücadeleye harcıyoruz. Bu durum değişmeyecek bir gerçeğimizdir. Bu sebeple bu bölgeye, özel bir ödenek tahsis edilmesini talep ediyoruz’ diyebildiniz.
Başbakan sordu:
– Ne istiyorsunuz?
Hep birden ve tek ağızdan slogan atar gibi cevap verdiniz:
– Canınızın sağlığını!!!
Sonra yerel kamuoyuna şov yapıp dert yanıyorsunuz:
“Bütçemizi kış alıp götürüyor”
Doğru; ama samimi değil…
Niye Başbakan’a, bakanlara ve milletvekillerine aynı şekilde yakınmadınız, çare aramadınız?
Korktunuz…
Ya ismimizin üstü çizilirse…
Millet saf, millet çabuk inanıyor ve bu millet duygusaldır…
Başbakan, “Ne istiyorsunuz?” diye sorduğunda, hep birden “Canınızın sağlığını” diyeceksiniz; millet, “Hizmet istiyoruz” deyince de, “Para yok, kaynak yok; tüm imkânlarımızı karla mücadeleye harcıyoruz” diyerek, kendinizi acındıracaksınız…
Ucuz bir şov!
Açın bakın gazetelerin arşivine; göreceksiniz ki yerel yöneticiler her kış aynı teraneyi tekrarlayıp durmuş…
Bu yıl da yapılan odur…
Yerel yöneticiler yakınıp duracak!
Ama gerçek değişmeyecek:
50 milyon TL karla mücadele için harcanacak…
Sonra da, kışın adı “Beyaz afet” olacak!
Allah… Allah…
Bu ne yaman bir çelişki; bu ne yaman bir yutturmaca…
Olmuyor; olmuyor sayın yöneticiler…
Başarısızlıklarınızı iklimlere fatura etme hakkınız yok.
Sadece şunu iyi bilin ki, artık bu ucuz numarayı ahali yutmuyor.
Mehmet Şener
Bir yanıt yazın