Şu sıralar Şeker Fabrikası “Güvenlik görevlisi” alacakmış. Uygulama şöyle: Diğer birçok kurum gibi, Fabrika da güvenlik hizmetlerini özel şirkete ihale etmiş. İhaleye giren şirketler, fiyatlarını verecekler,
Kurum da en uygun fiyatı vereni seçecek. Dün yanıma bir gurup genç geldi.
Pırıl pırıl, çakı gibi Erzurum delikanlıları…
Sorunlarını içtenlikle, kimseyi eleştirmeden, yaygara koparmadan, efendice anlattılar.
Şu sıralar Şeker Fabrikası “Güvenlik görevlisi” alacakmış.
Uygulama şöyle:
Diğer birçok kurum gibi, Fabrika da güvenlik hizmetlerini özel şirkete ihale etmiş.
İhaleye giren şirketler, fiyatlarını verecekler,
Kurum da en uygun fiyatı vereni seçecek.
İhaleyi alan şirket, özel güvenlik sertifikası olan gençler arasından bir seçme yapacak, beğendiklerini işe başlatacak.
Bu şamada yetki de, sorumluluk da ihaleyi alan şirketin.
x
Yetki de sorumlulukta ihaleyi alan şirketin ama…
Kim izin verir şirkete yetkiyi kullansın…
Daha ihaleyi alan şirket belli olmadan…
Fabrika Müdürüne, Şeker Fabrikası Genel Müdürüne listedir ki yağıyor.
Yani davul güvenlik şirketinin boynunda, tokmak siyasilerin elinde…
Ak Parti İl Başkanı başta olmak üzere, milletvekilleri listeler yapıp kendi istedikleri kişilerin işe alınması talebinde bulunuyorlarmış.
Bize gelen bilgi böyle.
Vatandaş bizleri arıyor,
Ya da bizzat yanımıza geliyor,
Dün gelen gençler gibi…
Daha öncede yazmıştım.
“Vatandaşın en güvendiği kuruluşlar gazeteler” diye.
Neden?
Çünkü vatandaşın başı sıkışsa,
İyi gitmeyen işler karşısında “Sizi gazeteye veririm” diyor.
x
Geçen yıl Karayolları Bölge Müdürlüğü de güvenlik işlerini ihale etmişti.
Oraya da yüzlerce başvuru olmuştu.
İl Başkanından, Milletvekillerinden listeler yağmıştı.
Ama Bölge Müdürlüğü güzel bir uygulama yapmış,
Çağırmış noteri, çekmiş kurayı…
Personel ihtiyacını müracaatlılar arasından kura ile belirlemiş yani.
Adaletli bir iş görmüş,
Kimsenin hakkını yememiş.
Bu uygulama her kuruma örnek olmalı bence…
x
Biz gazetecilerde kamu görevi yapıyoruz.
Vatandaşın arzularını, isteklerini başımızın üstünde görürüz.
Öyle yaklaşırız.
Haksız uygulamaları,
Naim Hoca’nın dediği gibi “Elem- gullemleri” çekinmeden, cesaretle yazar, peşini bırakmaksızın takip ederiz.
Bizim işimiz bu.
x
Gönül ister ki siyasetçilerimiz şehrin sorunlarının çözümü için liste yapsınlar. projeler üretsinler.
Şehri geliştirip güzelleştirmek için kafa yorsunlar.
Yoksulluğun giderilmesi,
İşsizliğin aşağılara çekilmesi için gayret göstersinler.
Bunlar için liste yapsınlar.
Yoksa üç beş kişiyi liste yapıp kurumun idarecileri üzerinde baskı kurmak iş değil,
Hiç etik değil…
Üstelik bu iş, kamu işi de değil…
Aracı şirkete asgari ücretle alınacak mahdut sayıda kişi için nedir bu gürültü
Patırdı arkadaş.
Yahu bırakın da fakir fukara hiç değil asgari ücretli işlere torpilsiz, aracısız girsin…
Bu güvencesiz iş için vatandaşı il başkanına, vekile, delegeye secde ettirmeyin.
x
AK Parti’nin bu konuda adil olacağını ve işi kurayla halledeceğini umuyorum.
Gençler bu yazıyı alıp Başbakana ulaştıracaklar.
Başbakanın böyle “Allem-gullem” işlere rıza göstermeyeceğini umuyorlar.
Gençler, Başbakana şöyle yazacaklarmış:
Sayın Başbakanımız, Partinizin bir adı da “Adalet” değil mi?
Sizin döneminizde vekiller, il yöneticileri böyle yaparsa,
Koltuklarını, mevki ve makamlarını sadece kendi tanıdıklarının işe girmesi için kullanıp, fakir fukaranın çocuğunun asgari ücretli işi çok görürse,
Nerde kalır Adalet, nerde kalır kalkınma, nerde kalır parti…
“Adalet” ismi yara almış olur,
x
Adalet kokmayan o ellerinizi lütfen çekin Şeker Fabrikası üzerinden.
Özellikle İl Başkanı bu işte tarafsızlığını ortaya koymalı.
Müracaat eden insanlar var.
Bunlar arasında Karayolları Böle Müdürlüğü’nün yapmış olduğu gibi kura çekilir. Kurada çıkan çalışır, çıkmayan ise vicdanı sızlamaz, kimseyi de
sorumlu tutmaz.
En azından kimse için “Ah” etmez.
Sözü bitirirken aklıma geldi.
“Küçük kafalar küçük işlerle uğraşır”
Bir yanıt yazın