Son dakika gelişmesi olduğu için, aslında bu yazının konusuyla ilgili olmamasına rağmen küçük bir not olarak geçmek istedik: Anayasa Mahkemesi’nin son kararıyla Erzurum’un yedi olan milletvekili sayısı, ilan edildiği gibi altıya değil, beşe düşüyor. Bu konuda daha ayrıntılı araştırma ve bilgiyi nasılsa aktaracağız. 
Konu malum; Devlet Demir Yolları’nın aylık seyahat dergisi Railife’nin Şubat sayısında, hakikaten son derece yakışıksız bir yazı kaleme alınmış. 
Münasebetsizliğin daniskası…Neyse ki, yazıyı kaleme alan ve aynı zamanda da derginin mesul müdürü olan Mehmet Aycı, özür üstüne özür diledi de, hiç olmasa hatasını telafi yoluna gitti.
Beyimiz aynı zamanda TCDD Genel Müdürü’nün basın danışmanıymış, muhtemelen eski bir gazeteci.
Yeterince tecrübeli biri olması gerekirken, mesleğe henüz başlamış biri gibi, çam devirip durmuş.
Şimdilik ne Genel Müdür, ne de Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’dan tek satırlık da olsa bir açıklama, özür gelmedi.
Fakat Erzurum’da çığ gibi giderek büyüyen bir tepki var.
Kadın derneklerinden tutunuz da belediye başkanlarına ve muhtarlara kadar, toplumun her kesimi haklı olarak, yapılan bu yayını şiddetle kınıyor ve siyasi iradenin gereğini yapmasını istiyor.
Lâkin siyasi irade umursamıyor bile…
Öyle ki, bu şehrin milletvekillerinden de çıt ses yok…
Adam, “Erzurum’un kızları artist olmak için trenle İstanbul’a kaçarlardı, sonra da kız olarak geldikleri İstanbul’dan kadın olarak geri dönerlerdi” diyor.
Belli ki yazar Yeşilçam filmlerine öykünmüş ve yazısını süslemek için de hakikaten seviyesi düşük bir betimleme yapmış.
Ama anlamamış ki, böyle seviyesiz bir yaklaşım insan onurunu rencide eder ve bütün bir şehrin öfkesini toplar.
İşin hazin tarafı ise, bu konuda yazara “ilham” veren kişinin hemşerimiz Çetin Baydar olduğu iddiasıdır. Çetin Baydar bu vahim hatayı yapacak biri değildir. Zaten kendisi de söz konusu yazıyla kendisinin bir ilgisi olmadığını yazarın doğruyu söylemediğini açıkladı. 
Nasıl ki sıkılan bir macun artık yeniden aynı tüpün içine sokulmaz ise, bu derginin yayını da hiçbir şekilde tevil edilemez.
Özür dilemek, asgari insanlık göreviydi. İlgililer bu asgari görevi yaptılar ancak yetmez. Dergi yönetimi bu vahim hatayı telafi etmek için, ya özel bir sayı çıkarıp Erzurum halkının gönlünü kazanmalı ya da başka bir etkinlikte bulunmalı…
Zaman zaman Erzurum’daki sivil teşekküller olup bitenlere karşı ilgisiz ve vurdum duymazdır, diyoruz. Ki, bunda da epey haklıyızdır. Fakat kabul edelim ve haklarını teslim edelim ki, bu defa başta hanım hemşerilerimiz olmak üzere, haklı bir infial oldu ve ilk defa kadınlar erkeklerden bağımsız olarak seslerini başkentte bile duyurdular.
Yani müthiş bir performans ve organizasyon sergilediler.
Kocaman bir teşekkürü hakkettiler.
Bütün bu olup bitenler sırasında, pek çok konuda olduğu gibi, görmedim, duymadım, bilmiyorum tavrını sürdüren sayın vekillerimize de kocaman bir sitem gönderiyoruz:
Erzurum’un haberi oluyor ve o dergide çıkan o küçük düşürücü yazıya itiraz ediyor da siz Ankara’da nasıl olur da duymazsınız ve bir tepki göstermezsiniz?
Erzurum kadınına yapılan bu hakaret acaba sayın vekilleri rahatsız etmedi mi?
Kaldı ki, o vekillerden biri de bu memleketin evladı bir kadındır.
Biz beklerdik ki, Fazilet Hanım kıyamet koparsın ve bu sorumsuzluğun hesabını Erzurum’daki hemcinslerinden evvel sorsun.
Fakat kimse umursamadı, ya da Binali Bey’den fırça yeriz düşüncesiyle araziye uydu.
Yazık…

Mehmet Şener