MENÜ ☰
ATA-AÖF’te Sınavsız İkinci Üniversite Ön Kayıtları Devam Ediyor
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Erzurum kadınının zaferi…
Mehmet Şener
Erzurum kadınının zaferi…


Uzun yıllar var ki Erzurum, toplumsal bir olayda böylesine tek yürek ve tek ses olamıyordu. 
Sanki bir kuralmış gibi birimizin ak dediğine, diğerimiz kara diyorduk.
Ta ki, tren dergisinde o yazı çıkana kadar…
Örgütlü kadınlarımızdan tutunuzda kahvehanedeki adama kadar, bütün bir şehir aynı hedefe kilitlendi, aynı tepkiyi gösterdi ve aynı talepte bulundu:
“Erzurum kadınına hakaret edip, iftira atan o dergi ve yazıyı kaleme alan adam layık olduğu cezayı bulmalıdır.”

Bu sağlam ve esaslı duruşun arkasında, Zekiye Çomaklı gibi artık toplum önderi olmuş, gözünü budaktan esirgemeyen ablalarımız da vardı, lisede okuyan genç kızlarımız da…
Mini eteklisi de ayağa kalktı, çarşaflısı da…
Çünkü bahse konu hakaret ve iftira, inanç ya da ideoloji ayrımı yapmaksızın bütün bir Erzurum kadınına ve kızınaydı.
Esasında okkalı bir hakaret de Devlet Demir Yolları’na yapılmıştı.
Fakat yöneticiler o ayrıntıyı atlamışlar.
Baksanıza yazar, Erzurum kadınını küçük düşüreyim derken ulaşım aracının vazgeçilmezi olan treni de, sanki kötü adamların çirkin amellerine alet olan bir unsur gibi göstermiş.
“Artist olmak için evden kaçıp, sonunda fahişe olan kızları o tren taşırdı” diyor.
Bu rezil yakıştırma, sadece Erzurum’da infiale yol açmadı; başta Ankara olmak üzere, nerede bir Erzurumlu varsa hemen hepsinden onurlu bir haykırış yükseldi.
Yazının hemen ardından, (o gün için sesleri çıkmamıştı) “Nerede Erzurum milletvekilleri?” diye sormuştuk.
Çok geçmeden başta Fazilet Dağcı Çığlık olmak üzere, iktidar-muhalefet bütün vekillerimiz meselenin üzerine gidip, yetkililerin gereğini yapması için ısrarlı bir tavır takınmışlar. Bu gelişmeyi sonradan gördük ve duyduk…
Dedik ya, Erzurum belki de uzun yıllar sonra ilk defa bir konuda böylesine hem fikir oldu ve kimse işin içinde siyaset aramadan, doğru olanı dillendirdi.
Doğaldır ki bu büyüklükte bir haykırış, Ankara’da aksülamel bulacaktı.
Ve buldu da…
Önce o çirkin yakıştırmayı kaleme alan derginin editörü ve yazarı özür üstüne özür diledi.
Ama yetmezdi; kuru bir özür atılan o çamuru temizlemeye muktedir olamazdı.
Daha fazlası lazımdı…
İşte o daha fazlasını da bizzat Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yaptı:
Önce derginin nihayetsiz olarak yayından kaldırıldığını, ardından da o müessif olaya sebep olan kişinin görevine son verildiğini duyurdu.
Yani, “gereği”ni yaptı…
Bir şehre ve o şehrin kadınına, kızına iftira edilen bir yazıyı kimse ne tevil edebilirdi, ne de bu rezil ifadeleri “fikir özgürlüğü” kapsamında yorumlayabilirdi.
Çünkü hiçbir fikir, bir kitleye veya bireye hakareti makul ya da meşru kılamaz…
Yıllar önce Hürriyet grubuna ait bir dergi, “Hz. Muhammed’in resmini yayımlayacağız” diye anons vermişti. Aynı gün ülke genelinde haklı bir infial olmuş ve illerde Hürriyet bürolarının önünde protesto gösterileri yapılmıştı.
Erzurum’da da Cuma namazından çıkan ahali gazetenin bürosu önünde toplanıp, kırmadan dökmeden sadece sözlü tepkisini dile getiriyordu.

Hiç unutmam o dönemin polis şefleri kendilerini gazetenin gönüllü bekçileri olarak gördüklerinden, ahaliye şiddet uygulayıp, haklı tepkiyi sindirmeye çalışmıştı. Neyse ki Dadaş, o gün de geri adım atmadı ve Peygamber’e dil uzatmaya kalkanlara layık oldukları cevabı vermişti.
Tıpkı bugün Erzurum kadınına hakaret edenlere verilen cevap gibi…

Bu görüntü, yani haklı tepki, Erzurum’un yarınları adına beni son derece umutlandırdı.
Demek ki, “Aman bana ne, nasılsa birileri cevap verir” anlayışından uzaklaşıp, her birey kendisini sorumlu hissedip bir adım öne çıkabiliyor.
Ateşin fitilini önce kadınlarımız tutuşturdu, ardından da erkekler…
Belediye başkanlarından muhtarlara kadar hemen herkes, o tepki patlamasında yerini aldı.
Sorumluluk mevkiindeki hiç kimse bu başkaldırıya ilgisiz kalamazdı.
Fakat bu tepki çığlığı şayet bir çığa dönüşemeseydi, inanın ki o adam o yazıyı yazdığıyla kalırdı.
En fazla “yanlış anlaşıldım, ben öyle demek istememiştim” deyip geçiştirirdi.
Şimdi durum çok farklı…
Erzurum kadını kimseden icazet ve izin almaksızın kendi iffet ve onuru adına en öne atıldı ve aslanlar gibi çarpıştı.
Biz erkekler, o cenkte sadece durumu kurtarma adına yer aldık o kadar…
Asıl kahraman ve muzaffer olan Erzurum kadınıdır.
Bu sebeple şu sıralar, “Efendim ben de şöyle tepki gösterdim, böyle isyan ettim” diyen bıyıklı bıyıksız herkesi boş verin…
Asıl eli öpülesi kimseler; bizim kadınlarımız, bacılarımız, analarımız ve kardeşlerimizdir.
Şükran duyulması gerekenler onlar, gerisi birer naylon dekordan ibaret…
Çünkü bizim kadınımızdı giden trenin arkasından ağıtlar yakıp, savaşa veya gurbete uğurladığı eşini, yavuklusunu yine aynı trenin getirmesini bekleyen…
O trenlerde Erzurum kadınının sevdası, umutları ve özlemi vardı.
Ah, kara trenin dili olsa da anlatsa, o vagonlar hangi yiğitleri taşımıştı ve o katarın yolunu hangi iffetli ve kara gözlü güzeller beklemişti.
Tren deyip geçmeyin; tren, sevdalıların vuslatına aracı olduğu gibi, densizlerin de üstünden silindir gibi geçer işte böyle…
Tren iyidir, iyi…

Mehmet Şener

📆 21 Şubat 2011 Pazartesi 12:56   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR