MENÜ ☰
ATA-AÖF’te Sınavsız İkinci Üniversite Ön Kayıtları Devam Ediyor
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Manşet » Güzel’den kış oyunları’nı eleştirenlere tepki
Güzel’den kış oyunları’nı eleştirenlere tepki


“Sokak şarkıcıları felaket tellalığı yapmaya başladı”

Erzurum Kalkınma Vakfı (ER-VAK) Başkanı Erdal Güzel, Türkiye’nin kış sporlarındaki uluslar arası organizasyonu olan 25’inci Dünya Üniversiteler Kış Oyunları’nın sona ermesinin üzerinden kısa bir süre geçmesine karşın,
‘dedikodu orkestrasının şom ağızlı solistleri’ olumsuzluk şarkıları söylenmeye başlanmasına bir anlam veremediğini söyledi.

Erzurum’u kış sporları ve turizminde birinci lige çıkaracak Oyunlar’ın şehrin üzerinde bıraktığı heyecan dalgasının yavaş yavaş azalmaya başladığı bu günlerde birilerinin karalama kampanyası başlattığını kaydeden ER-VAK Başkanı Güzel, ‘sokak şarkıcıları’nın acizleşmek, şikâyet etmek, eleştirmek, kıskanmak, vefasızlık göstermek, gıybet etmek ve başarıyı hafife alma konularında vakit kaybetmeden görevlerini yerine getirdiklerini vurguladı.
Hiçbir şeyden mutlu olmayan ve şehre en küçük bir katma değer katmayan kişilerin kendilerine şehirde iyimser havanın oluşmaması görevi verilmiş gibi hareket ettiklerini dile getiren Güzel, “Erzurumluluk ve Dadaşlık kavramlarının arkasına sığınan bu düşünce fukaraları, şehirde atılacak her olumlu adımın önünü kesmek için birbirleriyle yarış edip, iftira, kin, haset, dedikodu gibi ilkel silahlarla, olumlu ne varsa onun üzerine ateş etme alışkanlıklarını sürdürmektedir. Uzun yıllardan beri şehrin göç verdiğinden ve insanımızı toprağında tutamamaktan bahsedilir ve bu konuda önlemlerin alınması her platformda talep edilir.

Göçü tetikleyen faktörlerin başında elbette ki iktisadi ve sosyal sebepler gelmektedir. Oysa hali vakti iyi olup da şehrinden kopan eşrafın, aydın ve münevver kesimin gitmesinde; kara çalan, iftira atan, her şeyi eleştiren, kıskanan, hasetlik eden bir düşünce yapılanmasının rolü yok mudur? Şehir olarak kendi zaaflarımızı net bir şekilde görüp bu kötü hasletlerden kurtulabilirsek, belki de ümit ettiğimiz Erzurum’u oluşturabiliriz” diye konuştu.

Numune Hastanesi’ni yapan eski belediye başkanlarından rahmetli Şerif Bey’in, Erzurum’un o sıkıntılı dönemlerindeki başarısının hatırlanması gerektiğini ifade eden Güzel, şöyle devam etti: “Erzurum için büyük hizmetlerde bulunan Şerif Bey ölünce, ailesi ortada mağdur şekilde kalır, kışın zor şartlarında belediyeden istedikleri odun yardımı dahi geri çevrilir. ‘Bugün namus günüdür’ deyip, silahını kuşanan ve Kurtuluş Savaşı’nın birçok cephesinde çarpışıp üsteğmen rütbesini alan, kendisine bağlanan maaşı Kızılay’a bağışlayan, ömrünün son günlerini Rus Sefarethanesi’nde geçiren Erzurumlu Kara Fatma’ya, ölmeden önce Kars ve Rize milletvekillerinin maaş bağlatmaları bizi nasıl incitmez? Sağlığında sahip çıkmadığımız bu kahramanın mezarının bile olmaması, acaba bizlerin sorgulaması gereken bir ayıbımız değil midir? Orduya 4 uçak alıp 2 de uçak parası ödeyen hemşehrimiz Nafiz Kotan’ın, Erzurum’da bir otel odasında ölmesine karşın mezarının olmamasını acaba nasıl izah edebiliriz? Yine Kurtuluş Savaşı’nın önemli isimlerinden ve Erzurum belediye başkanlarından rahmetli Küçük Kazım’ın (Yurdalan) Darülacezede ömrünü tamamlaması, kimlerin yüzünü kızartır?

‘Gafillerden darbe yedi gururum, bu da benim kara bahtım, gidirem!’ diyen Âşık Reyhanî’nin gurbet ellere gitmesi, herhalde sebepsiz değildi? ‘Yüzleri dost, özleri düşmandan usandım’ mısraları, elbette ki keyif için söylenmemişti. İbrahim Hakkı Hazretleri Hasankale’yi bırakıp da Tillo’ya acaba neden gitmişti? Emi emi arkaya kamçı muhbirliği ile çocukken faytonculardan yediğimiz kırbacın sızısını hâlâ sırtımızda hissediyor değil miyiz? Şehirdeki kolektif yapılanmanın oluşmaması, marka siyasetçi çıkaramayışımız, yatırım yapmak isteyenlerin heveslerini kıran yaklaşımlar, olumsuz zaafiyetlerimiz değil de nedir? Gece gündüz çalışıp, belli bir maddi kazanca ulaşanları ‘Nereden buldu bu kadar parayı, düne kadar hiçbir şeyi yoktu, biz onun geçmişini biliriz’ türünden dedikodularla az mı karalarız? Sanki hayatın tek gayesi siyasetmiş gibi, öne çıkan, hasbi işlerle uğraşan, hesabı olmayan kişilere ‘Herhalde siyasete soyundu’ der, nasıl da bühtanda bulunuruz. Şehrin maddi ve manevi kalkınması yönünde gelişmesini engelleyen bu kanserli hücreler, ne yazık ki sağlam hücrelerin yaşamasına engel olarak vücuda zarar verir.

Yapılan her müspet işe karşı alkış tutmak yerine, burun kıvırmak, bu tezvirat gurubunun genel karakteridir. Onlar içtikleri bir bardak çayın deminde, tüttürdükleri sigaranın dumanında felaket tellallığı yapıp, ölü eti yiyerek karınlarını doyurur. Okumazlar, okuduklarını anlamazlar, herkese akıl vermeye kalkarlar. Cahildirler, kendilerini bulunmaz sanırlar. Kendi küçük fikirlerine başkaları da uysun isterler, Onların, ‘Bugün Allah için ne yaptın’ sorusuna verecekleri cevapları yoktur. Ahlâk, edep, insaf ve kul hakkı kavramları onlar için oldukça uzak şeylerdir. Ne bir yetimin başını okşarlar, ne bir fukaranın kapısını çalarlar, ne de akan bir gözyaşına ortak olurlar.

Dindar ve yurtsever görünmek en iyi oynadıkları rollerdir. Siyasi tercihlerini sandıkta başka, sokakta başka yansıtırlar. Riyakârlık, ikiyüzlülük gibi basitlikler onların yaşam iksirleridir. Her şey hakkında ahkâm kesme ve ukalalık etme genel özellikleridir. Çakma Dadaşlıkları’yla övünür dururlar. Midelerini doldurup geğirdikten sonra ‘Allah olmayanlara da versin’ şeklindeki sözlerle yardım hislerini tatmin ederler. Onlar, ‘İman etmedikçe cennete giremezseniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş sayılmazsınız’ ilahi öğretisinden bi haberdirler. Onlarla baş etmek, atlama kulelerinden kayakla atlamak, kanserli hücre ile mücadele etmek kadar zordur. Ne yapalım ki yaşadığımız iklimde bunlar hiç eksik olmaz, babalarının, dedelerinin alışkanlıklarıyla nefes alır verir, gün gelir şehrin fosseptiklerinde kaybolur giderler. Onlar aynaya bakınca kendilerini fark ederler mi bilinmez, ama şehrin bu ayrık otlarından ayıklanması lazım geldiği, vicdan sahipleri tarafından bilinmektedir. Onları gördükçe ‘Layık olduğunuz şekilde yönetilirsiniz’ ilahi emrini hatırlamaktan da edemiyoruz.”

ERZURUM (İHA)

📆 03 Mart 2011 Perşembe 11:53   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR