Doğu Anadolu Tarım Ürünleri ve Besiciler Birliği (DATÜB) Başkanı Nazmi Ilıcalı, göç olgusunun tarım sektöründeki olumsuzluklardan kaynaklandığını belirterek, çiftçinin toprağını boş bırakıp başka kentlere göç ettiğini ifade etti.

Doğu Anadolu Tarım Ürünleri ve Besiciler Birliği (DATÜB) Başkanı Nazmi Ilıcalı, göç olgusunun tarım sektöründeki olumsuzluklardan kaynaklandığını belirterek, çiftçinin toprağını boş bırakıp başka kentlere göç ettiğini ifade etti.

Ilıcalı Erzurum’da, yaklaşık 6 bin kişinin sahip olduğu tarım alanlarına el vurmadığı belirterek, “ şehirde 53 bin çiftçi bulunuyor.  Erzurum’da her yıl 25 bin dönüm alanın ekilmesine karşılılık en az 20 bin dönüm alan ise boş bırakılıyor.

Tarım alanları ekilmeyi, tohumu bekliyor. Çiftçilerimiz toprağa küsmesin. Maalesef şehirlerde yaşayan işsizlerin çoğunun köyde toprağı var ve toprağına dönüp üretimde bulunmuyor. Küresel krizin yaşandığı bu dönemde ne kadar çiftçi üretirse, ne kadar çok toprak tarıma kazandırılırsa krizin etkisi o kadar az hissedilir” dedi

ÜRETİM GİRDİ MALİYETLERİ YÜKDEK

Ilıcalı, küresel krizin yaşandığı bir dönemde şehirlerde yaşayan işsizlerin köylerine dönüp topraklarını işlemelerini istedi. Ilıcalı, üretimin olduğu yerde kalkınma, kalkınmanın olduğu yerde ise bolluk ve refahın olduğunu dile getirdi.

Ilıcalı, tarımdaki temel girdilerin pahalı olması ve verimliliğin az olmasından dolayı çiftçilerin toprağı işlemekten kaçındığına da dikkat çekti. Çukurova’da buğdaydan alınan verimle Erzurum’da alınan verimin aynı olmadığına da vurgu yapan Ilıcalı, ” Unutmamak gerekir ki bir ülkenin sanayisi ne kadar gelişirse gelişsin, ne kadar modern şehirlere, gelişmiş teknolojilere sahip olursa olsun, insanların yaşayabilmeleri için gıdaya gereksinimleri vardır. Bu anlamda da bir ülke kendi kendine yetebilmeyi başarmalıdır.

Ülkemizin sahip olduğu doğal zenginliklerin yeterince değerlendirilememesi ve bu konuda halkımızın yeterince bilinçlendirilememiş olması nedeniyle, bu doğal zenginliklerimiz, ya sanayi ya da insani atıklarla kirletilmekte, kısmen yok edilmekte ya da bilinçsiz kullanım sonucunda ekonomik değerini zamanından önce yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. sahip olduğumuz değerlere karşı duyarlı olmak ve bunların her platform altında ifade edilmesi son derece önemlidir.

Sizlerden beklediğimiz, hassasiyetinizi bu konulardan uzak tutmayarak, bunların takipçisi ve hatta yönlendiricisi olmanızdır. Unutmayalım ki, milli şuur bireysel şuurların yaygınlaştırılmasıyla meydana gelmektedir. Ülkemizin sahip olduğu ekonomik varlıkların en önemlileri olan tabi varlıklarımızın önemini küçükten büyüğe herkesin çok iyi kavraması ve onlara sahip çıkacak milli şuurun oluşturulması yönünde çalışmalar yapmayı kendine amaç eden vakfımız, bu ve benzeri yayınların hazırlanarak halkımıza ulaştırılması çalışmalarını her zaman devam ettirecektir” dedi.