MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Dersim Dört dağ içinde!
Sinan Özcaylak
Dersim Dört dağ içinde!


Gazete Güncel’in yayın anlayışı gereği çok fazla bu sütunlarda genel meselelerle ilgili yazılar yazmayı tercih etmiyorum. Lokali dillendirmeyi yeğliyorum. Ancak günlerdir gündemi işgal eden bir konu var ki bir iki çift laf etmesem çatlarım.
Dersim meselesi!

Yazmayacaktım ama dayanamadım. Dersim olayları bahane edilerek Mustafa Kemal yargılanıyor. Hem de ne dönemin koşulları göz önüne alınıyor, nede müdahaleye sebep olan etkenler. Mustafa Kemal’e, Türkiye Cumhuriyetine, Türk milletine dil uzatmak için fırsat bekleyenlere gün doğdu. Dersim müdahalesine katliam diyenler, soykırım diyenler, Tunceli adı yeniden Dersim olsun diyenler…

CHP li vekil Onur Öğmen’in yaptığı meclis konuşmasındaki cümlelerden hareketle, mesele geldi vatandaşın gündemine oturdu. Öğmen’in kurduğu cümleleri hatırlatmayacağım, zaten herkes biliyor, ezberledi.

Bakın Beyler! Tarihsel süreçte bölgede yaşanan iki ayaklanma son derece önemli. Bu ayaklanmaların her ikisi de dış kaynaklı. Bunlardan biri 13 Şubat 1925 yılında başlayan şeyh Said isyanı. Perde arkasında ki ülke İngiltere. İsyanı çıkarmaktaki amacı ise Musul üzerindeki isteklerini Türkiye’ye kabul ettirmek ve petrol kaynaklarını kendi kontrolleri altında tutmak. Bu ayaklanma Türkiye Cumhuriyeti tarafından bastırılsa da amacına ulaşmış oldu.

Bölgede son derece önemli olan bir diğer ayaklanma ise Dersim Ayaklanması ki Dersim tarihi zaten başkaldırılarla dolu. Kronolojik olarak ilgilenenler tarihleriyle bu isyan hareketlerini öğrenebilirler.Bu isyanlar neye karşı mı? Osmanlı Padişahlarına karşı, Meşrutiyete karşı, Jön Türk hareketine karşı ve nihayetinde de Cumhuriyet Rejimine karşı. Ayaklananlar ise bölge halkı kesinlikle değil. Toprak ağaları, şeyhler, aşiretler…

Yani bölgeyi kendi kontrolleri altında tutup, tabir-i caiz ise kölelik sistemiyle halkı sömüren, devletin toplaması gereken vergileri kendileri toplayan, Devlete asker göndermeyen, gençleri köleleri gibi silahlandırıp kendi askerleri yapan, eşkıya çeteleri kuran güç odakları. Hatta ayaklanmaya sebep olan en önemli unsar devlet tarafından Dersim’de halka ait olan arsaların tespitinin yapılmış olması ve toprak reformu düzenlemelerinin yapılarak, ağaların, şeyhlerin, aşiretlerin elinden bu toprakların alınarak, yöre insanına verileceğinin öğrenilmiş olmasıdır. Bu feodal yapı, güçlerinin ellerinden alınacağını, kurdukları sömürü düzeninin bozulacağını hissettikleri için isyanı örgütlemişlerdir.

Kimin kışkırtmasıyla mı? Fıransa’nın. Fransa sömürgesi Suriye üzerinden isyanları kışkırtmış ve bu eşkıyalara silah ve maddi destek vermiştir.

Evet 1938 deki Dersim ayaklanması bastırılırken, çok kan dökülmüştür. Olmaması gereken, olaylar yaşanmıştır. Zaten harekatı yürüten komutan, müdahale sonrasında görevden alınmıştır. Ama kimse bu olayların yaşanmasında Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Mustafa Kemal’i sorumlu tutamaz. Asıl sorumlular, ağalar, şeyhler ve aşiret reisleridir. Kendi derebeyliklerini kurmak ve yaşadıkları sömürü düzenini devam ettirmek için isyan etmişler ve çok kan dökülmesine sebep olmuşlardır. Sorumlu ta kendileridir.

Bakın şu tespiti de iyi görmek gerekiyor. Cumhuriyet tarihi boyunca Atatürk’ün partisine en fazla oy veren il Tunceli’dir. Bunu iyi okuyalım. Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal soykırım yaptıysa, katliam yaptıysa doğal bir refleks olarak bu yerden oy almaması gerekiyor. Ancak CHP’ye tarih boyunca en fazla oyun çıktığı il Tunceli…
Devlete, Cumhuriyete, Mustafa Kemal’e çamur atmak için fırsat kollayanların duyurulur…

📆 22 Kasım 2009 Pazar 01:22   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR