MENÜ ☰
ATA-AÖF’te Sınavsız İkinci Üniversite Ön Kayıtları Devam Ediyor
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Biribirimize ne zaman sahip çıkacağız!
Öztürk Akkök
Biribirimize ne zaman sahip çıkacağız!


Dikkat ediyor musunuz bilemem de…

Hepimiz, hemen her gün bişeylerden yakınıyoruz.

Mesela trafikte yaşadığımız keşmekeşliğe, kaldırımın üstüne, sokak aralarına yapılan düzensiz parklara isyan eder, keyfi araç kullananlara ateş püskürür, ama fırsatını bulduğumuzda benzeri ihlalleri yapmaktan kaçınmaz,keyfiyeti bu kez “biz” gösterdiğimiz için de arsızlığa veririz kendimizi.

***

Mazeretimiz de şükür, hazırdır!

“Anlıktır” bizim yaşattığımız sıkıntı!

Böyle düşünür, kuralsızlığımıza “haklı bir gerekçe”bulmaya çalışırız.

Sonuçta ya fırından ekmek veya Akdağ’dan kadayıf alıyor, ya da su, gaz, elektrik parası ödemek için bankaya gidiyoruzdur.

Bundan daha “masum” gerekçe ne olabilir ki!

 

***

Dur yolun ortasında, sorun yaşattığını bildiğin için de yak dörtlü ikaz lambalarını, gir manava, kasaba, markete…

Arkadan gelenler beklesin!

Ne olmuş ki yani,  sonuçta birkaç dakikalık ihlal, patlar mı insan!

***

E patlar kardeş, billahi patlar.

Tamam, sen et, ekmek, kadayıf alacaksın, eyvallah!

Bu anlamda acelen var belli!

Belli de, evin et ve ekmeğini alma adına gösterdiğin acelecilik, acaba sana yolu kapatma, aracını keyfi olarak parketme hakkı verir mi?

***

Aslında hepimiz bu sorumsuzluklardan, keyfiyetten ve yanlışlıklardan şikayetçiyiz.

İstiyoruz ki, dünya düzene girsin, hayat güzelleşsin, sorun ve sıkıntılar en aza insin.

 

Tamam da, istemekle, arzu etmekle olmuyor, hiçbir sorun çözülmüyor.

Sorunun, sıkıntının çözümü için, evvela saygı gerek. Biribirimizin hakkına saygı, yanında çokca da dikkat ve gayret.

***

İşte iş bu noktaya geldiğinde, ilginçtir arkadaşımızdan, komşumuzdan, muhatabımızdan, yani bizim dışımızda kalanlardan bekliyoruz o gayreti.

Bize göre, sorunun, sıkıntının kaynağı asla biz değilizdir!

Suçlu hep karşımızdakilerdir, yani başkalarıdır.

Biz!

Biz olamayız, asla!

***

Öyle mi sahi!

Öyle olmadığını, aslında sadece kendimizi kandırdığımızı iyi biliyoruz.

Ufak da olsa bir fayda görecek, yaptığımız hata ve kuralsızlık sonrası bir menfaat temin edeceğiz ya!

Diyoruz ki, “boşveeer!”

Falan arkada kalmış, işi aceleymiş!

 

Boşveeer!

Filancanın hastası varmış, ivedilikle hastaneye ulaşmalıymış!

Boşveeer!

Yol tıkanmış, balkondan attığımız çöp komşunun bahçesine düşmüş, kaldırımlar işgal edilmiş, önemli mi yani!

Boşveeer!

***

Tamam, kabul!

Aslında “tamam değil” de, bir anlığına öyle varsayalım.

Yani “önemli değil” deyip, geçelim yanlışlarımızı…

Görmeyelim, duymayalım, vurdumduymaz olalım!

“Boşverelim” kısacası da…

İşin içinden nasıl çıkacağız??

***

Sen istediğin gibi hareket et, yolu kapat, suyu kirli içmeyi sineye çek, kokuşan havayı görme, yola tükür, kavşağın ağzında, asla park yapılmaması gereken yerde dur, hakkını arama, hesabı sorma…

Peki ya sonuç!

Sonuç, işte bugünkü Erzurum’dur!

***

Kimse topu taca atmasın ve kusuru başka yerde aramasın!

 

Biliyoruz ki, suçlu biziz, suçlu bu şehirde yaşayanlar ve de en başta geleni “Ben Erzurumluyum” deyip, meselesine sahip çıkmayanlardır.

***

Bakın, lütfen bakın!

 

Hiç olmazsa, en azından başınızı şöyle bir kaldırın, göz ucuyla da olsa kolaçan edin çevrenizi.

Ne göreceksiniz biliyor musunuz?

İlk önce “yalnızlaştığınızı” farkedecek ve ürpereceksiniz.

Çaresizlik saracak her bir yanınızı.

“Kuşatılmış” olmanın hüznünü duyacaksınız o an!

Erzurum’un elinizden kayıp, gitmek üzere olduğunu anlayacak, belki o vakit silkineceksiniz!

***

Hatırlar mısınız!

Bundan 10, 15 yıl önce Erzurum’da, hele de Erzurumlu bir bürokratı yerinden oynatmak mümkün olmaz, kıyamet kopartılırdı.

Bürokratın ille buralı olması elbet gerekmezdi.

Erzurumlu olmak kadar, Erzurum’u sevmek de önemliydi.

***

Şimdi Erzurum’da görev yapmak ateşten gömlek giymek gibi!

O gömleği giyen yanıyor, hele de Erzurumlu ise!

***

Şimdi “bu da nereden çıktı” diye sormayın!

Şöyle bakın çevrenize…

Dikkat edin, Erzurumlu olan bürokratların birer birer görevlerinden alındığını görecek, şaşıracak ve üzüleceksinizdir.

***

Hani bu işi çok basite indirgeyerek, “Yahu bırak bu işleri, falan geliyor, filan gidiyor. Sonuçta bu devletin işi. Yok mu sizin başka işiniz” diyebilir misiniz!

Elbet saygı duyarım da…

Eğer bu iş böylesine hafife alınacak ise, çevremizde daha niye candan yanan insanlar olsun istiyoruz ki!

***

Sözlerimi ola ki, başka tarafa çekmeyesiniz.

Ben, “Erzurumlu olmayan Erzurum’a gelmesin, burada görev yapmasın” demiyorum.

Sadece bir farkı koymak istiyorum orta yere ve biribirimize sahip çıkmamız gerektiğini ifade etmeye çalışıyorum!

***

İsterseniz az daha derinlere ineyim!

Erzurum’un İl Genel Sekreteri, aslen Narmanlı olan bir hemşehrimiz.

Sevimli, samimi de bir insan.

***

Selami Altınok’tan önce o koltukta Konya’dan gelen, bugün de Adıyaman Valisi olan Ramazan Sodan oturuyordu.

Ramazan Bey ne yaptı, hangi ekstra hizmeti getirdi de sonuçta vali olarak ödüllendirildi?

***

Biz gazeteciler, hangi gün lehte ya da aleyhte bişeyler yazdık?

 

Bırakın yazmayı, Ramazan Bey’i hiç görmedik bile!

Ara sıra dönüp Özel İdare’den yana bakmayı belki düşündük, ama yerimizden kıpırdamayı, zat-ı alilerine“pardon, siz burada ne yapıyorsunuz?” diye sormayı aklımızdan geçirmedik.

Muhterem, geldi, gördü ve gitti!

***

Şimdi o koltukta bir Erzurumlu, bizden birisi oturuyor ya…

“Vur abalıya!”

“Niye kardeş”, ya da “neden” acaba!

Çalışmanın, üretmenin, memlekete “ekstradan” birşeyler kazandırmanın ödülü böyle mi olmalı, teşekkürü böyle mi yapılmalı?

***

 

İl Özel İdaresi’nin program gereği yapması gereken işleri illa ki var.

Bunun için ekstra bir uğraş gerekmiyor.

Ben işin işte o “ekstra” tarafına bakıyorum.

Yoksa İl Özel İdare’si, tıpkı diğer illerde olduğu gibi işini yapacak ve hatta yapıyor da.

Önemli olan işin, yatırımın, hizmetin ekstrası.

 

İşte o ekstra işi de, gün sayan, “vakit dolsa da buralardan gitsek” anlayışında olanlar değil de ancak“burası benim memleketim” diyen “hemşehri”üretiyor.

***

Bakın Erzurumlu bir Defterdar’ı vardı bu memleketin.

Yürekli, adil, hakkaniyet sahibi bir insan…

E vallahi Erzurum’un çöpüne zarar gelmesin diye kılı kırk yarıyordu.

Ne oldu da birden bire Osman Şimşek Kars’a verildi, ne oldu da Bayındırlık İl Müdürü Yaşar Güvenç Sakarya’ya yollandı?

Peki, kim sahip çıkacak o insanlara, kim elimizden tutacak bizim?

***

Bu soruları sorup, sözü, “işin başında bizi bilen ve tanıyan insanlar olsun” tartışma noktasına taşırken, haksızlık mı yapıyorum acaba!

 

Eğer öyle ise, diğer iller niye yarış içindeler, niye herkes“benim insanım daha yukarılarda, etkili ve yetkili makamlarda olsun” diye kıçını yırtıyor.

***

Bakın, aralarında Erzurum’un da bulunduğu 3 ile kaynak aktaran, proje üreten Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) diye bir birimimiz var bizim.

Yeni kuruldu sayılır.

 

Çalışmalarını yakından takip ettiğim KUDAKA, kısa zamanda iyi ve güzel işlerin altına imza atmaya başladı.

İmkanlar, bir şekliyle Erzurum için seferber ediliyor, planlar yapılıyor, projeler destekleniyor.

***

Bu seferberlikte KUDAKA’nın merkezinin Erzurum’da bulunmasının yanında, başındaki insanın, yani Dr. Rıfat Altan’ın yöremizden, bölgemizden olmasının da etkisi fazla.

***

Aynı güzel sözleri Vali Sebahattin Öztürk için de söylemek mümkün.

 

Kendisi aslen Trabzonlu.

Ama öğrenciliğinin bir dönemi Erzurum’da geçmiş.

Sayın Öztürk, bu yönüyle avantajlı, yani bizi biliyor, burayı tanıyor, alışkanlıklarımızın farkında.

Bu yüzden meslelere sahip çıkıyor, sorunlara anında pratik çözümler bulabiliyor.

***

 

Erzurum’un kalkınmasını, büyümesini, gelişmesini“gerçekten” isteyen ve arzulayanlar için vermek istedim bu örnekleri.

Yoksa “dostlar alışverişte görsün” diye düşünenler…

Onlar zaten alışverişteler!

 

***

 

Son söz Andre Tardieu’dan:
“Herkes dünyanın düzene girmesini ister. Fakat çabayı komşusundan bekler!”

Aynen bizim gibi!

Öztürk Akkök

 

📆 06 Haziran 2011 Pazartesi 11:24   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR