Söz uçar yazı kalır… Bereket ki böyle; yoksa çık çıkabilirsen işin içinden.
“Başkan Küçükler’i tarihe geçirecek proje” başlığı altında yazdığımız yazı, ya birilerinin Ahmet Küçükler’e olan aşırı kızgınlığı yüzünden ya da anlayamadığımız başka saiklerden ötürü hayli yanlış anlaşılmalara yol açmış…Gönderilen elektronik mesajlardan anladık ki, söz konusu yazımız sadece yanlış anlaşılmamış, sapla saman da birbirine feci biçimde karıştırılmış…
Bizi, tarih ve kültür fukarası olmakla suçlayanlardan tutunuz da, Erzurum’u tanımadığımızı söyleyenlere kadar çeşit çeşit itham var…
Aslında bu yalan yanlış suçlamalara cevap verme niyetinde değilim. Ancak anladım ki, son derece iyi niyetli birçok okurumuz da yazımızdan sanki eski mahallelerin tamamının yıkılmasını savunmuşuz gibi bir sonuç çıkarmışlar.
O yazıda ne demek istediğimiz gayet açık olmasına rağmen, zaruret yüzünden bir defa daha görüşümüzü açıklayalım…
Kimse, Erzurum tarihinin izlerinin silinip atılmasını, tarihi Erzurum evlerinin teker teker yıkılmasını, Erzurum kültürünün erozyona uğratılmasını savunmuyor. En azından bizi bilen bilir ki, mesleki ömrümüz bu uğurda mücadele vermekle geçmiştir.
Kimsenin kalem oynatmaya cesaret edemediği zamanlarda, bizler Erzurum tarihi ve kültürüne vurulmak istenen darbelerin karşısında dimdik durduk ve en önemlisi de yılmadan mücadele verdik.
Aynı bizlerin kalkıp da şimdi kültür değerlerinin yok edilmesini söylüyor olmasını düşünmek, en hafif şekliyle insafsızlıktır.
Dediğimiz şudur:
Çekirdek Erzurum denilen merkezde öyle mahalle ve sokaklar var ki, tamamen virane durumda. Üstelik bu mahallelerin hiç biri de Erzurum tarihinden veya kültüründen izler taşımıyor. Otuz, kırk yıl önce yapılmış, bildiğiniz gecekondular.
“Temizlensin” dediğimiz işte bu gecekondulardır. Aynı şeyi tekrar ediyoruz: Bu gecekonduları hangi belediye başkanı temizler ve de o semtleri yeniden imara açarsa, tarihte iz bırakacak bir hizmet etmiş olur.
Eleştiride bulunan dostların ortak noktalarından biri de şuydu: Ahmet Küçükler başarısız bir belediye başkanı ve bu şehre büyük zararlar veren bir kişi…
Arkadaşlar konumuz bu değil ki…
Şayet sizler Palandöken Gazetesi’ni ve bu gazetede çıkan yazılarımı takip etmiş olsaydınız bizim neler yazıp, neler söylediğimizi bilmiş olurdunuz. Dolayısıyla da sapla saman birbirine karışmazdı.
Tamamen yıkılıp, harabe şekline dönen semtlerin neresi Erzurum tarihi ve neresi eski Erzurum evidir?
Kaldı ki, tek tük de olsa mevcut olan Erzurum evleri de ya ilgisizlikten ya da imkansızlıktan perişan haldedir. Bununla ilgili belki on tane yazı yazmış bir kişi olarak, mümkün müdür ki, “buralar yıkılsın” diyelim…
Bazıları işi abartmış, “Oldu olacak, tarihi konakları da yıktırın” diyor.
El insaf…
Aynı yazıyı birkaç kez okudum; gerçekten böyle bir sonuç çıkar mı diye?
Mümkün değil; dediğimiz gayet açık: Tarihi özelliği olmayan ve tamamen gecekondulardan oluşan ve bugün de içinde hiç kimsenin yaşamadığı virane mahalleler ıslah edilsin.
Bu kadar basit…
Tabii ki, her görüşe karşı hoşgörümüz var. Bizi eleştirdiler diye kızmıyoruz; anlamakta güçlük çektiğimiz, yazımızdan böyle bir neticenin nasıl çıkarılmış olduğudur.
Misal; aynı günlerde Yakutiye Medresesi için yapılan restorasyon katliamıyla ilgili de yazmış ve hayli sert bir üslup kullanmıştık. Önyargılı dostlar keşke o yazılarımızı da okuyarak bir değerlendirme yapsaydı en azından daha adil olurlardı.
Yanılıyorsunuz beyefendi; ben kentsel dönüşüm ürünü olan bir evde ve mahallede dünyaya gelmedim. Ve de Erzurum’u en az sizin kadar bilirim.
Ahmet Küçükler’e kızgınlığınızı bu yazının üzerinden dile getirmeniz, doğru değildi. Çünkü biz o yazıda Ahmet Küçükler’in her yaptığı icraat altın harflerle yazılacak şeylerdir gibi bir laf asla etmedik.
Ama belli ki kim ne anlamak istemişse onu anlamış…
Erzurum 2011 gibi önemli bir organizasyona ev sahipliği edecek. Biz de diyoruz ki hazır böyle bir imkan doğmuşken, şehir şu virane görüntüden kurtarılsın…
Siz illa da bu virane görüntüden memnunuz, etrafımızı kuşatan gecekondular böylece kalsın diyorsanız, buna da bir itirazımız olmaz. Lakin şehre yazık etmiş olursunuz.
Yıkılmasını ve temizlenmesini istediğimiz asla tarihi değer taşımayan sıradan gecekondulardır.
Lütfen o yazıyı bir daha okuyunuz…