2011’e aylar kaldı.
Yapılan sadece tesisler.
Tesis elbette önemli,
Bu tesisler olmazsa 2011 olmazdı,
Yani işin iskeleti.
Peki iskelet tek başına işe yarar mı?
Yaramaz.
Ne yapmak lazım,
İskeleti biraz etlendirmek, kanlandırmak lazım.
Sevimli, insan içine çıkılır hale getirmek gerekir.
*
İşte 2011 de öyle,
Sadece tesisler yetmez.
2011’i Erzurumluya yararlı hale getirmek lazım.
En başta halkın sahipliğini sağlamak şart.
2011’den halkı faydalandırmak, taksicisinden, esnafına, oteldeki görevlisine kadar
yaymak lazım.
İstihdamdan tutunuz,
Erzurumluya gelir getiren bir kapı oluşturmak gerek.
*
Bakın, Türkiye ‘ye yıllık 12 milyon turist gelmektedir,
Konya’ da Mevlana türbesini 800 bin insan ziyaret etmektedir.
Van da ki Akdamar adasındaki kilise bile inşaat halindeyken 47 bin turist tarafından
ziyaret ediliyor.
Erzurum’ a yıllık 46 bini yabancı olmak üzere 158 bin turist gelmektedir.
Amaç 2011 ve sonrası için bu rakamları katlarına çıkarmaktır.
Tamam çıkaralım çıkarmasına da
Palandöken de resmi kurum ve özel sektör dahil olmak üzere yatak kapasitesi
2500 civarındadır.
Öncelikle bu yatak kapasitesinin arttırılması şart.
Bunun altını çizelim.
*
İsviçre, Fransa, Portekiz gibi ülkelerin kış turizminden elde ettiği gelirlere bakın.
Türkiye’de kış turizmi için dağlık ve karlı bölgelerin fazlalığı dikkate alındığında,
Doğu Anadolu Bölgesine sağlayacağı maddi gelirin, özellikle bölgenin kalkınmasında
ciddi rol oynayacağı muhakkaktır.
Fransa, Avusturya, İspanya ve İsviçre’nin yıllık turizm gelirleri 40-50 milyar avro
civarındadır.
Bu gelirlerin de büyük kısmı kış turizminden elde ediliyor.
Biz niye böyle bir gelirden mahrum kalalım?
Biz niye bu potansiyeli kullanmayalım?
İşte bütün bunlar için 2011 ve sonrasına şehir bir bütün olarak hazırlanmalı.
Deyim yerinde ise ‘Her kesimin elini taşın altına koymalı’
*
Bu işi sadece devlet olarak görmemek lazım.
Ve en önemlisi de her şeyi devletten beklememek gerekir.
2011 ve sonrası Erzurum’un malıdır.
Erzurum’un sahipliğindedir.
Öyleyse sahipliğimizi iyi yapmalıyız.
Sivil Toplum Örgütleri 2011’in iskeletini saracaklar arasındadır.
Ticaret ve Sanayi Odamız, diğer sivil örgütler, yerel yönetimler dikkatlerini
artık kış turizmine çevirmeliler.
Şehirde topluca bir seferberlik olmalı.
Adı da 2011 seferberliği olsun.
Unutmayalım ki az zaman kaldı.
Biraz daha vakit geçerse avucumuzu yalarız.
Şehir ne istihdam ne de maddi olarak hiçbir fayda göremez.
*
Kış Sporları dünyada çok popülerdir.
Dünyada yaklaşık 62 milyon turist, sadece kayak yapmak için geziyor.
Biz ülke olarak Fransa ile benzeşen bir coğrafyaya sahibiz.
Türkiye’nin yüzde 62’si, Fransa’nın yüzde 14’ü dağlık.
Biz bu potansiyeli şimdiye kadar değerlendirememişiz.
Fransa yılda 39 milyon euro kazanıyor, bu imkândan bizim ise kazandığımız belli.
Sadece Fransa’ya 3,9 milyon turist geliyor.
Dünya turistlerinin 32 milyonu Avrupa’yı tercih ediyor.
Biz bu potansiyeli nasıl kazabiliriz ona bakmamız lazım.
Şehir insanı 2011’i hala tam anlamıyla bilmiyor.
Valiliğimiz, belediyemiz, üniversitemiz bu konuda eğitici çalışmalar yapmalı.
Daha fazla vakit geçirmeyin lütfen!…
Bir yanıt yazın