MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Özel İdare nasıl soyuldu?
Mehmet Şener
Özel İdare nasıl soyuldu?


Gerçekten de şaka gibi…
Gazeteniz Palandöken belki de en ideal başlığı atmıştı dün…
Bakar mısınız komedyaya; adam önce devleti soyup soğana çeviriyor, aradan üç yıl geçtikten ve de olayın ortaya çıkmasından sonra, büyük bir pişkinlikle çıkıp gelerek çek kesip veriyor!İnanılır gibi değil…
Tamam; olay hem idari hem de adli gözetim altında. Yani yapılan hırsızlık, vurgun ve de sahtecilik artık sümenaltı edilemez. Müfettiş işin peşini bıraksa, savcılık bırakmaz… Kaldı ki, yolsuzluğu ortaya çıkaran bizzat idare olduğu için olayı örtbas etmesi düşünülemez…
Lakin asıl üzerinde durulması gereken nokta şudur:
Nasıl oluyor da adamın biri tamamen hayali bir iş karşılığında onlarca sahte evrak hazırlayabiliyor ve en önemlisi de bu sahte evrakları yine sahte imzalar eşliğinde devlete yutturabiliyor?
Devlet kurumları bu kadar başıboş olabilir mi?
Elinde fatura veya belge ile çıkıp gelen bir kişiye hangi kamu kurumunda para ödeniyor?
Kaldı ki, böylesine bir işte nasıl oluyor da sahte imza ve evrakla bu miktarda bir para ödenebilir?
Hayır…
Bize göre işin içinde iş var.
Müteahhit üçkağıtçı ve hırsız olabilir, bunu anlamak mümkün ama o müteahhidin içeride adamları yani suç ortakları olmazsa değil milyonları, kuruş bile çalması mümkün değildir.
Adam yapmadığı okulların karşılığında, özel idareden bir buçuk milyona yakın bir para alıyor.
Halbuki…
Sisteme göre, bu paranın ödenebilmesi için, en az üç ayrı kurumdan geçmesi lazım evrakların… Pekii nasıl oluyor da, bu üç ayrı kurum da aynı “numara”yı yemiş (!) ve adamın sahte imzalı evraklarını tetkik etmeden “tamam” diyerek kabul etmiş?
Mümkün değil…
Mutat uygulamada, adama postun kılını saydırmamış delikli kuruş dahi ödemeyen devletin, bir buçuk milyon gibi ciddi bir rakamı, hem de tamamen hayali bir işten ötürü, gözü kapalı ödemesi imkansız…
Bu sebeple, diyoruz ki gerçek hırsızları içeride arayın.
Müteahhit sadece bir figür!
Olay 2006 yılında cereyan etmiş… O tarihte özel idare müdürü kimdi, vali kimdi ve ödeme emrini veren yetkililer kimdi?
Kuşkusuz ki, savcılık soruşturmasında bütün bu sorular cevap bulacaktır. Bulacaktır ama şimdi mesele öyle bir takdim ediliyor ki, sanki müteahhit tek başına bunca herzeyi yemiş…
Değil tabii ki…
Müteahhidin içeride “ortak”ları var…Asıl o ortakları bulmak lazım.
İşte o vakit belki de başka yolsuzluk ve vurgunlar da ortaya çıkabilir. Hatırlarsınız daha kısa bir süre önce de, aynı özel idarede asfalt yolsuzluğu tespit edilmişti. O olayda da müteahhit getirmediği asfaltın bedelini devletten tahsil etmişti; tıpkı bu son olayda olduğu gibi…
Yahu bu özel idare denilen kurum, kendisini soydurmak ve talan ettirmek için gece gündüz nöbet tutan bir yer midir, nedir Allah aşkına bu özel idare?
Vurgun olayını ortaya çıkaran, özel idare mali işler daire başkanlığı ve Milli Eğitim Müdürü Fevzi Budak’tır…
Bakmayın siz ortaya çıkan sahte kahramanlara…
Yetmez ama…
2006 yılında görev başında kimler vardı, kimler bu olup bitenleri görmezden geldi, kimler sahte evrak ve imzalarla para alan bu adamla iş tutuyordu?
Asıl bu soru cevap bulmalıdır…
Amcamın oğlu Selahattin Şener’in yönetimindeki Dadaş TV önceki gün sormuştu:
O tarihteki Vali Celalettin Güvenç ile özel idare sekreteri Ramazan Sodan’ın, bu olup bitenlerde bir dahili yok mu diye…
Yerinde ve doğru bir soruydu.
Öyle ya, o tarihte nihai yetkili bu iki isimdi. Onlar nasıl oldu da bu “numara”yı yuttular?
Hayır…
Birileri bize “cambaza bak, cambaza”yı oynatmak istiyorlar.
Bilesiniz ki kimse bu ucuz şova kanmıyor artık.
Soruyoruz: Bu müteahhidin içerideki suç ortakları kimlerdi ve o suç ortaklarının üzeri niye ısrarla kapatılmak isteniyor?
Bayram Karabacak kimdir bilmiyoruz.
Muhtemelen devletle “iş tutan” bir müteahhit… Bu kadarını artık anladık; lakin bir türlü anlayamadığımız mesele şudur: Kendi halinde bir taşra müteahhidi olan bu Bayram Karabacak’ı arka planda idman edenler kimler?
Biz asıl bu isimlerin peşindeyiz…
Şayet bu isimler ortaya çıkarsa bilin ki özel idare yol geçen hanı olmayacaktır ve sabah erken yatağından kalkan artık özel idareyi tokatlayamayacak…
Şimdiki adıyla İl Genel Sekreterliği olan, eski özel idareden sürekli pis koku yayılıyor etrafa…
Bu bir tesadüf olamaz; illa ki orada bir çete ya da farklı bir oluşum yuvalanmış. Yürekli bir yöneticinin bu hedefe yönelmesi lazım. Kimdir bu adamlar ki, müteahhitle işbirliği yaparak devleti talan ettiriyorlar?
Genel Sekreter Selami Altınok’a düşen en önemli görev bu olmalıdır. Önce kendi kapısının önünü süpürmelidir…
Selami Altınok bu çapta bir yönetici; yani hırsızı koruyup kollamayacak bir kimse…
Fakat…
Bu olaydan şunu çıkarıyoruz:
Demek ki, özel idare şöyle adam akıllı bir silkelense kimbilir daha hangi hayali işler ve bu hayali işler karşılığında ödenmiş olan milyonlar çıkacaktır.
Düşünün ki, özel idare mali işler daire başkanlığı ve milli eğitim işe uyanmamış olsaydı böyle bir gerçekle biz bugün karşılaşmamış olacaktık…
Oysa biz inanıyoruz ki devlet tesadüflerle yönetilmiyor.
Nasıl ki müteahhit Bayram Karabacak’ın vurgunu tesadüf değilse…
Hukukun en temel ilkelerinden biri nedir bilir misiniz?
Bilirsiniz de yine bir kez de biz hatırlatalım:
“Yaptığım bu eylemin suç olduğunu ben bilmiyordum” demenin, mazeret olarak kabul edilmemesi…
Adam öldüreceksiniz, sonra da “ben bunun suç olduğunu bilmiyordum” diyeceksiniz!
Geçerli bir cevap mıdır bu?
Hayır…
Bu özel idare işinde de durum aynı… Adam yapacağı vurgunu yapmış; aradan üç yıl geçtikten sonra ve de olayın ortaya çıkmasının ardından, gelip çek veriyor.
Yani “pardon” diyor!
Yerseniz…
Yok; artık kimse yemiyor…
Çıkarın şu gerçek hırsızları da bütün millet görsün…
Selami Bey, bu şehre bir hizmet yapmak istiyorsanız işe içerideki hırsızları kovmaktan başlayın…

📆 03 Aralık 2009 Perşembe 10:25   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR