MENÜ ☰
ATA-AÖF’te Sınavsız İkinci Üniversite Ön Kayıtları Devam Ediyor
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » İz bırakan Erzurum Valileri!
Öztürk Akkök
İz bırakan Erzurum Valileri!


 

HASTANELER Caddesi…
Kızılay Başkanı Mithat Turgutcan’a sordum geçenlerde.
Ne zaman yapılmıştı acaba?
“Yıl, belki 1940, ama 39 da olabilir, 38’de” dedi.
Diyelim ki, 1938’de başlandı yapımına, 40’da da bitti.
Biz, öyle varsayalım yani.
***
1940’ların Erzurum’u!
Otomobil, otobüs,minibüs ne gezer!
Deyin ki, üç beş fayton, bi okadar da at arabası işte o kadar.
Yani ne trafik var, ne de yoğunluğu.
(Hastaneler Caddesi’nden geçerken becerebilirseniz 70 yıl öncesini gözünüzde canlandırmaya çalışın lütfen.)
Bugün “dar” diye yakındığımız Hastaneler Caddesi yapılırken, o günlerde genişliğine bakan aklı evveller, “bu yolu hangi deli yapıyor” diye soruyor biribirine.
***
“Deli” dedikleri Vali Haşim İşcan.
Erzurum’dan sonra Antalya, Bursa, Samsun Valilikleri de yapıyor.
“Sürgün” gidiyor Antalya’ya!
Deli(!) ya…
Antalya’da da çok işler yapıyor, sonradan gönderildiği Bursa ve Samsun’da da.
***
Memuriyet sonrası siyasete giriyor ve İstanbul’un “seçimle gelen ilk belediye başkanı” ünvanını kazanıyor.
Neler yapmıyor ki İstanbul’a!
Saymaya kalksam, sayfa almaz.
***
Müthiş bir insan.
Mekanı cennet olsun.
Her yerde adına ve izine rastlamak mümkün.
Bizde bir ilköğretim okuluna adını vermeyi akıl edebilmişiz, o kadar.
Ne ayıp!
***
Niye ayıp biliyor musunuz?
Eğer bugün Erzurum, komşularına nazaran daha gelişmiş bir kent halindeyse, bu, Haşim İşcan’ın yaptıkları ve kazandırdıkları sayesindedir.
***
Sakın yanlış anlamayın.
Methiyem sadece bir cadde için değil.
Dahası var ve yığınla.
Rahmetli sanki hiç durmamış, dinlenmemiş ve hatta uyumamış.
***
Bir ömre sığacak çokluktaki hizmetleri üstünkörü sayayım isterseniz:
Havuzbaşı…
Çevresindeki Kolordu, Tümen ve Halk Eğitimi Merkezi binaları…
Yukarısında Paşalar Caddesi…
Vali ve Paşa (Karargahı henüz Erzincan’a kaydırılmayan 3. Ordu Komutanı için) Konağı…
Dön bu tarafa, Cumhuriyet Caddesi…
Cetvelle çiziliyor o cadde, düz,     virajsız, zikzagsız!
O cadde üzerinde, şimdiki KUDAKA’nın hizmet verdiği eski Tekel Binası…
Karşısında, bugünkü Telekom’un yerinde bulunan şirin Postane…
Daha ilerisinde zamanın oteli, şimdinin Polisevi!
Anlayacağınız hepsi onun eseri.
***
İnanmayacaksınız ama, golf sahası bile yaptırmış rahmetli.
Bu ayrıntı da Mithat Turgutcan’dan.
Düşünebiliyor musunuz…
Sene 1940 ve Erzurum’da golf sahası!
İnanılmaz gibi ama, yadırgamadım bu önemli ayrıntıyı.
***
Çünkü o yılların Erzurum’unda Fransızca tiyatro oyunu sahneleniyor.
***
Bir önerim var!
Erzurum’u anlama adına…
Gidin Ticaret Odası’na.
Duvarda bi fotoğraf görürsünüz.
O yılların Ticaret Odası Heyeti.
Hepsi kravatlı, hepsi traşlı.
Öyleymiş o yıllar.
Aydın ve aydınlık.
Bugünkü gibi, magandası bol bi şehir değilmiş Erzurum.
Yani kültürün ve entelektüel birikimin fazla olduğu bir diyar, ya da medeniyetin Doğu’daki beşiği.
***
Hey canına yandığımın şehri.
Nerdeeen nereye!
***
Turgutcan’ın ifadesine göre, golf sahası Numune Hastanesi’nin şimdilerde yıkılan binasının yerindeymiş.
Anlayacağınız yıllar evvel golf sahasını iptal etmiş, hastane binası    yapmışlar.
Şimdi hastane binasını yıkıyoruz,   yerine park yapacağız.
Ne büyük çelişki, ya da hizmet adına kısır döndü.
***
Yukarıda sıraladığım eserlerin tamamında imzası var Vali Bey’in.
Ne demek gerek:
“Allah razı olsun.”
***
İnsan düşünmeden edemi-yor.
O günün şartlarında acaba kaç yılda vücut bulmuş bu kadar yatırım ve hizmet?
İhtimalen 4 yıl!
Çünkü Haşim İşcan, topu topu 4 yıl Erzurum’da valilik yapmış.
O eserler günümüzde halen daha kullanılıyor ve alternatifleri de yok gibi.
***
Duyanınız vardır mutlaka, ben duymayanlar ve bilmeyenler için yazayım.
Vali İşcan, 1939 yılında Fransız Şehir Plancısı H.J. Lambert’i getirtiyor Erzurum’a.
Bugün hayret ve gıpta ile, çoğu zaman da kıskanarak arkalarından bakakaldığımız o süper şehirler var ya…
Onların ekmeğe “pepe” dediği dönemlerde Erzurum bir şehir plancısı ile tanışıyor.
Görebiliyor musunuz ufku?
Bir de bugün geldiğimiz noktaya bakın!
Biz 3’üncü ligdeyiz…
Onların çoğusu ise Süper!
Her neyse, geçelim bunları.
***
Yapılan çalışmalar Erzurum tarihine “Lambert planı” olarak geçiyor.
Lambert, 50 bin kişinin yaşadığı Erzurum’da, 100 bin’lik nüfusa göre yapıyor planı.
Ve o plan sayesinde kentin görünümü değişmeye başlıyor.
Derken nüfus da giderek kalabalıklaşıyor, 3 katı birden artıyor.
***
Planda parklar, bahçeler, oyun alanları var.
Bunları yapabilmek için, kamulaştırma gerek.
Dönemin (1955’li yıllar) belediyesi kamulaştırmaya yanaşmıyor.
Ama plan var, uymak lazım.
Ne dert!
***
Toplanıyor belediye meclisi…
Çözüyorlar mübarekler sorunu, kökünden hem de!
***
“Ne yapıyorlar” derseniz?
Aynen bugün “yassah” deyip, yollara duvar ördükleri gibi…
O günün Erzurum Belediye Meclisi de bir çırpıda iptal ediyor Lambert Planını.
Bu kadar kolay yani!
***
Demin “ufuk” demiştim.
Bu da ufuksuzluk!
Hem de en ekstrasından.
***
“Kamulaştırma yapmayalım” diye Lambert Planı’nı iptal edenlerin kendileri 1957 yılında bir imar planı hazırlama gafletine düşüyor…
Ama yüzlerine, gözlerine bulaştırıyorlar tabi.
Dönemin İller Bankası yönetimi bakıyor ki Erzurum’da plansızlıktan     işler yürümüyor, tutuyor 1966 yılında bir yarışma açıyor…
O yarışmayı da Şehir Plancısı Zeki Yapar kazanıyor.
***
İlginçtir Zeki Yapar’ın hazırladığı plan, 1972 – 77 yılları arasında yaklaşık bin kez, evet yanlış okumadınız “bin kez” değişikliğe uğruyor ve daha ilginci, bin değişikliğin 500’ü bakanlık tarafından onaylanıyor.
“Olur mu böyle şey” demeyin,  oluyor maaselef!
Yani delikdeşik ediliyor Zeki Yapar’ın planı.
Ne demeli böylesine?
En kibar şekliyle “yuh!”
***
Gelelim Haşim İşcan’ın Antalya’ya sürgününe.
Rahmetli Havuzbaşı’nı 10 bin liraya yaptırıyor.
(Havuzbaşı yapıldığında Atatürk  Anıtı yok. Anıt sonradan (1965 yılında) yaptırılıyor.)
Ama gelin görün ki, dönemin iktidarına yakın bir gazeteci, 10 bin liraya havuzbaşını yaptıran Haşim İşcan’ı halka şikayet ediyor, yetmiyor, bugün Polisevi olarak kullanılan dönemin oteli için de “Bu otelde geceliği 5 liraya kalınacakmış. Olacak şey mi bu, kim verir o kadar parayı!” diye güya feveran ediyor.
***
Bu yazı etkisini gösteriyor ve bir süre sonra Haşim İşcan Antalya’ya gönderiliyor.
***
Ne yazık. Keşke 4-5 yıl daha kalsaymış buralarda.
İnanıyorum ki, Erzurum’u baştan imar edermiş.
Yine de Allah razı olsun.
Bugün Erzurum bu yerde onun sayesinde var.
***
Sadece “Haşim İşcan” dersek, elbet haksızlık etmiş oluruz.
“Erzurum’un yakın tarihinde iz bırakan başka kim, hangi vali var” derseniz!
Akla Necmettin Karaduman geliyor hemen.
Palandöken’in önemini kavrayan ve ilk yatırım adımını atan, kış turizminin tohumlarını eken vali.
Karayolları’nı da açtıran o.
***
Şimdiki İmam Hatip Lisesi ile İl Özel İdaresi’nin yeri tepe.
Üniversite çoğu araziyi kapatmış.
Spor salonu yapılacak olmuyor…
Yol açılacak, izin verilmiyor.
Vali Bey, bir gece Karayolları Bölge Müdürü’nü getiriyor o tepeye, “Sana sabaha kadar süre, yolu açacaksın” talimatını veriyor…
O yol öyle açılıyor.
Cemal Gürsel Spor Salonu da emrivaki yapılıyor adeta.
***
Haşim İşcan ve Necmettin Karaduman’ın dışında iz bırakan başka valileri de var Erzurum’un.
Dağı gözü kapalı şekilde Dedeman Grubu’na teslim eden Mehmet Ağar’ı, Gökhan Aydıner ile Hayri Kozakçıoğlu’nu da unutmamak gerek.
***
Geçen günlerde Palandöken’de yapımı tamamlanan ve müşteri kabul etmeye başlayan Xanadu Otel’in (Zanadu) tanıtım yemeğinde konuşan ve oteli yapan Can Dikmen ile Erzurumlu ortağı Sururi Akgün’e teşekkür eden Vali Sebahattin Öztürk’ü dinlerken, minnet ve şükran ile andım hizmeti geçen o saygıdeğer insanları.
***
Erzurum’a hizmet etmek, yani iz bırakmak çok önemli.
Tabi kalıcı ve derin olmak şartıyla.
Asırlık ağaçların gövdesindeki yarıklara benzer şekilde.
***
Kolay iş değil bunu başarmak.
Çaba gerek, çalışmak gerek, koşmak, koşuşturmak, her şeyden  önemlisi “samimi” olmak gerek.
***
Yoksa “ben yaptım” demeyle olmuyor, oluşmuyor izler.
İz sanılanlar “çizik” veya “leke” gibi kalıyor Erzurum’un yüzünde.
***
E bu memleket tozlu ve buzlu bi şehir.
Çiziklerin üzerini kısa zamanda ya toz kaplıyor, ya buz!
Dolayısıyla “var” sandığımız bir süre sonra “yok” oluyor…
Tıpkı “bir varmış, bir yokmuş” gibi.
***
Sıradanları, yok olanları, unutulanları “hatırlayayım” dese de, beceremiyor, hatırlayamıyor insan.
Ama samimi olanlara, hizmet üretenlere, halk adamı olanlara gelince…
Onlar, Erzurum Valiliği’nden sonra ulaştıkları daha büyük makamlar sayesinde zaten “unutulmazlar listesi”ne isimlerini yazdırıyorlar ki…
İnsan unutmak istese de…
Kubbede bıraktıkları hoş sadâ, sürekli diri tutuyor, hatırlatıyor kendilerini.

Öztürk Akkök


📆 26 Kasım 2011 Cumartesi 11:37   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR