“İstanbul, bilimin, finansın, tarihin merkezi…
Ankara, siyasetin ve yönetimin merkezi…
Erzurum da Türk Dünyasının merkezi olmağa aday ve bu özelliğini de adın adım gerçekleştiriyor… “
Bu sözler eski milletvekili, ‘hocaların hocası’ unvanına sahip Prof.Dr.Nevzat Yalçıntaş’a ait…
***
Güneş Vakfı’nın düzenlediği ‘Türk Şöleni’ne gelen Prof.Dr.Nevzat Yalçıntaş, şölen süresince yaptığı hemen bütün konuşmalarda bu düşüncesini dillendirdi…
Aslına bakarsanız bu düşünce yalnızca Nevzat Hoca tarafından seslendirilmedi… Türk coğrafyasının değişik bölgelerinden gelen ilim adamlarınca da adeta bir sonuç bildirgesi gibi ortaya kondu…
İki gün süren ve Türk Dünyasındaki bir çok konunun sunulan 80 bildiri ile tartışıldığı sempozyumun değerlendirme toplantısında; Doğu Türkistan’dan Gagavuzya’ya uzanan coğrafyada yer alan Türk ülkelerinin bilim insanları görüşlerini açıkladılar…
***
Kazakistan’dan gelen Profesör Temir Beg, ‘Sizlere Atayurttan selam getirdim’ dedi ve Kazakistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan Türkiye’ye övgü sıralayıp, Türk Milletinin birlik ve beraberliğini diledi…
Sempozyuma Doğu Türkistan’dan katılan delege, Profesör Nevzat Yalçıntaş’a nazire yaparcasına Erzurum’un Türk Dünyası açısından önemini ve vazgeçilmezliğini dile getirdi. Çin zulmünden kaçarak Türkiye’ye gelen Doğu Türkistan Lideri İsa Yusuf Alptekin’in 1966’da Rasim Cinisli ile Erzurum’a geldiğini ve bu kentte muhteşem karşılandığını anlatarak; ‘Erzurum bizim için farklı yere sahip bir şehirdir… Bu özelliğiyle de Türk Dünyasının merkezi olabilmelidir’dedi…
***
‘Erzurum, Orta Asya ile Avrupa’nın ortasında yer alıyor. Dünya Türklüğü burada üçüncü kez bir araya geliyor. Çin seddinden Avrupa’ya kadar Türlüğün kalbi üç gün süre ile Erzurum’da attı. Burayı bundan sonra da Türklüğün merkezi yapalım…’
Bu sözlerin sahibi de Bakü’den gelen Prof.Sefer Aşırov’a ait…
Türk Şölenine Tahran’dan katılan Prof.Rıza Novbari; ‘Güneş Vakfının, dünyanın dört bir tarafından gelen temsilcilerle çok önemli bir sempozyum gerçekleştirdiğini , birbirinden güzel ve önemli tebliğlerin sunulduğunu’ ifade etti…
***
TÜRKLÜK MEŞ’ALESİ ERZURUM’DA YANDI
Eski milletvekili Rasim Cinisli; Vatan ne Türkiye’dir Türkler’e, ne Türkistan;
Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir; Turan…
Dizeleriyle başladığı değerlendirmesinde ; ‘Bu gün burada Türk dünyasının ak saçlıları toplandı. Türklük Meş’alesini Erzurum’da yakan Alparslan Ceylan Hoca’ya teşekkür ediyoruz’ dedi…
İnönü Üniversitesi’nden gelen Prof.Salim Çöhce, daha önce yapılan iki Türk Şöleni’ne katılamamanın burukluğunu yaşadığını ifade ederek, ‘Üçüncü şölene katılımın ve coşkunun içindeki burukluğu yok ettiğini, Türk dünyasını ilgilendiren birçok önemli konunun burada bildirilerle gündeme getirilmesinin, tartışılmasının kendisini mutlu ettiğini ve Türk Şöleninin bu anlamda amacına ulaştığını’ söyledi…
***
AVRASYA’DA BÜYÜK OYUN SAHNELENİYOR
Türkmenistan’da Dışişleri Bakanlığında üst görevlerde bulunan yazar. Şair, ilim adamı Annaguli Nurmemmed, ‘1071’de Anadolu’nun kapıları 1.Alparslanla Türkler’e açıldı. Şimdi de Türk dünyasının kapıları Erzurum’da açıldı… Avrasya’da bir büyük oyun sahneleniyor. Avrasya’daki oyunda geri kalmamanın bir göstergesi olarak biz buradayız…’
Oxford’da oturan Annaguli, ‘İki Osmanlı da Oxford’da oturuyordu… Ben ve Osman Osmanoğlu… Osmanlı’nın Türkmenistan kalıntısı birisi ile Osmanlı’nın Şehzadesi Erzurum’da bir araya geliyor…’ şeklinde duygularını dile getiriyordu…
TARİH, DİL, DİN KÖPRÜSÜ KURMALIYIZ…
Tebrizli Prof. Salih Sultansoy; ‘ iki Alparslan’dan söz edildi… Bir Alparslan daha var idi… Burada Turgut Özal’ı da hatırlamalıyız… Türk Dünyası ile iyi ilişkiler kuran Turgut Özal, Allah rahmet eylesin.. Kazım Karabekir Paşa ve bu üniversiteye adını veren Atatürk’ü yad etmeliyiz…
Daha Sovyet Rusya hayatta iken ‘Yüzyılın sonunda Sovyetler dağılacaktır ve oradaki kardeşlerimizin geleceğine ilişkin hazırlıklı olmalıyız’ diyen Atatürk… bu güne kadar yapılanlar bir yana bundan sonra da çabalar hızlandırılmalıdır. Soydaşlarımızla Tarih, Dil, Din köprüsü kurmcalıyız…’
***
Sempozyumun kapanış toplantına katılan Kerkük başta olmak üzere katılımcıların çoğu Sempozyumu ‘Türk Dünyasının Düğünü’, Güneş Vakfını ‘Türk Dünyasının önder vakfı’ ve Prof.Alparslan Ceylan’ı da, Türk Dünyasının Lideri olarak nitelediler…
Biz biliyoruz ki, Alparslan Hoca, son derece mütevazıdır… O, böylesi nitelendirmelerden sıkılır…
Ama Alparslan Hoca ve yardımcıları, boylarından çok büyük bir organizasyonun üçüncü kez altına giriyorlar ve başarı ile de kalkıyorlar…
Bu yalnızca bizim değil, sempozyumu takip eden üst düzey bürokratların da görüşü…
***
Yapılanların iki öncelikli amacı var;
Birincisi ve en önemlisi, geleneksel olarak belli aralıklarda Türk Dünyasını Erzurum’da buluşturmak, birlik ve beraberlik bilinci oluşturmak, Erzurum’dan dünyaya Türklük şuurunu haykırmak…
İkincisi ve an az birinci kadar önemlisi, Erzurum’u Türk dünyasına ve dünyaya tanıtmak…
Güneş Vakfı ve onun mensupları bu görevlerinde bütün imkansızlıklara karşın fevkalade başar ılı oldular.
Nitekim dün havaalanında ülkelerine gitmek üzere ayrılan delegelerin büyük kısmının gözü yaşlıydı ve ocaklarından ayrılmanın hüznünü yaşıyorlardı.
***
Böylesi bir etkinliği gerçekleştiren Güneş Vakfı’na, Prof.Dr.Alparslan Ceylan Hoca’ya, etkinliğin mutfağında görev alan onlarca gencimize ve destek veren kurumlara bu kentte yaşayan birisi olarak teşekkür etmek gerekiyor…
Bir yanıt yazın