11 Ayın Sultanı, Hoş geldin…
Rahmet Ayı Hoş Geldin, Mağfiret Ayı Hoş Geldin, Bereket ve Kurtuluş Ayı Hoş geldin….
Artık yarından sonra seni hissede hissede, doya doya yaşayacağız. Allah can sağlığı verdiği müddetçe bu ramazanda da hayır işlerin yoğunluğu ile bereketlendiren ve bereketlenen olacağız….
En makbul olanı ise bu kavurucu sıcaklarda susuzluğun ve açlığın en çok hissedileceği zamanda yani yaz ayının tam ortasında ramazanı yaşamış olacağız…
Nefsin ve iradenin en çok zorlanacağı, şeytanın en çok mesai yaptığı bu günlerde bunu başarmanın karını kat be kat alacağız….
Bu ayda cömert olacağız, sofralarımızda, sakin ve hoş görülü olacağız günlük yaşantımızda, birazda haram işlerden kendimizi kaçıracağız…
Dedikya, Ramazan ayı bizim için çok farklı…
Elimize, dilimize ve bedenimize sahip olacağız…. ki, bu ayın karını görelim….
Her müslümanın bu aya ait yaşantısı çok değişiyor, gönül isterki diğer 11 ayda da bu hoşgörülü hayatımız devam etsin….
Ülkemin tüm şehirlerinde, hayır ve hasenat sahiplerinin açtığı iftar sofraları, kamu kurum ve kuruluşların açtığı iftar çadırları büyük bir hizmet yapıyor…
Helal olsun ve hayırlı olsun o insana değer veren ve paylaşmayı sevenlere…
Fakirinden, yolcusuna, öğrencisinden, yolcusuna kadar herkesin gelip nasiplendiği ve çadırlar aslın da başka bir hizmetinde asli görevini yapıyor…
Bir araya gelemeyen bölgede yaşayan insanların birbirleri ile buluşması, aynı sofrada oturmanın özlemimini de yaşatmıyor mu?
Geleneklerimizde olan ama uzun yıllardır unutulan bu kültürü yaşatması güzel değil mi?
Ülkemin insanlarının kardeş gibi yaşamasına bir vesile olmuyor mu?
Son yıllarda ramazan aylarına has yapılan organizasyonlarla fakir fukaranın sofraları dolarken, kimileri bu organizasyonları sadece ve sadece reklam maksatlı görüyor…
Özellikle siyasetçiler, eline ve diline dolanan ‘bunlar aldatmaca’ lafları da yapanlar, yapılanları hep memnuniyetsiz ve samimi olmadığını haykıranlar sizler ne diyorsunuz?..
Anlamada sıkıntı yaşıyor olabilirsiniz ama çok zor değil kabullenmek…Çok farklı, bu söylemleri yapanlar, sizler de artık kabullenin kardeşliği dostluğu….
Kimin ve niçin yaptıklarına artık bakmayalım…
Konu insan ise; gerisi teferruattır….
Vallahi yapılan ister asıl, ister yapmacık olsun insana yapılan insan içinse boynumuz kıldan ince olsun…
Bugün ülkemde ciddi manada geçim sıkıntısı çeken aileler var..
Evine bir ekmek götürme kavgası sürerken, iftarını ve sahurunu şöyle dolu dolu sofrada geçirmek elbetteki onların hakkı…
Veren ellerin üstünlüğünü bu aylarda göstermek isteyenlerin niyetleri elbetteki hayır içindir.
Allahın verdiği nimetleri paylaşmak elbette hayırlıdır…
Ne dil ne din, ne ırk nede ırkçılık bu birlikteliği bozamaz….
Ramazan ayının özünde insan ve yaplaşmak varsa, elbetteki var….
İşte Yunus Emre’de bu mısrakarda bizi anlatmamış mı….;
Hak cihana doludur, kimseler Hakkı bilmez
Onu sen senden iste, o senden ayrı olmaz
Dünyaya gelen geçer, bir bir şerbetin içer
Bu bir köprüdür geçer, Cahiller onu bilmez
Gelin tanış olalım, işin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz
Yunus sözün anlar isen, mani’sini dinler isen
Sana iyi dirlik gerek, bunda kimseler kalmaz.
Bir yanıt yazın