Aylar sonra “haftalık” da olsa yayın hayatına yeniden başlayan gazeteniz Doğu Ekspres’in yaşadığı mutluluğa ortak olan, beğeni duygularını dile getiren ve “bize de ne düşüyor ise yerine getirelim” diyerek, yükümüzü hafifletme inceliği gösteren siz dostlarımıza teşekkür ediyorum.
***
“Yedi gün” dediğiniz ne ki, çok çabuk geçti, geçiyor da.
Hoş bir haftayı geride bıraktık.
Önce üzerinde aylardan beri çalıştığımız “Karlar Şehri Erzurum” kitabımız baskıdan çıktı, Karlar Şehri’ni bu kez de hayli zaman sonra yayınına karar verdiğimiz Doğu Ekspres takip etti.
***
Her iki çalışmanın da beğenilmesi hepimizi keyiflendirdi, sevindirdi.
Bizi mutlu eden hoşlukların başında şüphesiz Ekspres’e duyulan özlem geldi.
Okur bizi özlemiş, e biz de tabi ki okuru.
Hafta boyunca beğeni duygularını dostane şekilde dile getirerek bize keyif yaşatan herkese minnet ve şükran duyuyorum.
Yorulmuştuk, doping tesiri yaptı gelen mesajlar, diriltti bizi.
***
Geçen hafta Ekspres olarak gündeme Büyükşehir’in neredeyse “bedava” sayılabilecek bir fiyattan ihale ettiği bilbord işini getirmiştik.
Değişik illerde trilyonlarca lira karşılığında ihale edilen bilbordların yıllığı Erzurum’da sadece 300 milyar liradan gitmiş! Hem de 10 yıllığına.
Yazık, sanırsınız batan gemi malı, talan ediliyor.
Duyduk, araştırdık ve yazdık!
***
Hani sandık ki, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, en azından incelik göstererek, niye “bedava” sayılabilecek bir fiyattan bilbord ihalesini yaptığını kamuoyu ile paylaşır.
Ama gördük ki, “vatandaşın 25 kuruşu” için çok ciddi hassasiyet gösterdiklerini iddia edenler, sıra “vatandaşın trilyonları”na geldiğinde, aynı beylik lafları edemedi, susmayı tercih ettiler.
Sormak gerekmez mi:
“Acaba neden?”
***
Soru sormak asli görevimiz, biz de soruyoruz:
“Neden trilyonlarca lira gelir getirecek bir büyük varlık, bedava fiyattan, üstelik de 10 yıllığına kiralanmış?”
“Belediyede neden tek kişilik ihaleler giderek sıklaşmaya başlamış?”
“Kent Meydanı 5 ayda bitecekti, ne oldu o meydana?”
“Halk Eğitimi Merkezi şimdi nerede, ne yapıyor?”
Bunlar, cevabı merak edilen sorular. Umarız karşılık bulur!
***
Gelelim bilbord işinine ki, onun bir başka boyutu daha var ve o boyut bizim açımızdan, yani Erzurum medyası açısından önemli.
Şehri yönetenler, atacakları adımları ve bu adımların ne tür sonuçlar doğuracağını önceden mutlaka hesap etmelidir.
Aslında sayın Küçükler, iyi bir hesap adamı olduğunu, son Büyükşehir Belediyespor yönetimini oluşturduğu vakit koydu ortaya.
Kutluyorum kendisini, helal olsun!
Oysa her şey, Başkan’ın işine geldiği gibi cereyan etmemeli!
Ne demek istiyorum, izah edeyim!
***
Hani zaman zaman “Erzurum, Doğu’nun Bâb-ı Âli’si” diyerek, şehrin güya basın zenginliğine dikkat çekeriz ya…
İşte o basın, hayli zamandan beri maalesef, gazeteleri, radyo ve televizyonlarıyla sıkıntıda, adeta sefilleri yaşıyor.
(Bu sefilliğin içinde elbet sonradan gazete ve tv patronu olanlar yok, onları saymıyorum. Zaten onların ufak gelirlere de artık ihtiyaçları yok!)
Geçtiğimiz yıllarda özel reklamlardan “eh” denecek kadar gelir temin eden basın ve reklam kuruluşlarının, şimdi sıkıntı içinde olmasının ana sebebi, şehrin her tarafına dikilen ve “ucuza iş kabul eden” bilbordlardır.
***
Erzurum’da 800 adet bilbord ve raket bulunduğu söyleniyor.
Bu kadar bilbord ve adım başı dikilen raketin esprisi ne?
Yoksa “daha çok bilbord, daha çok para” anlamı mı taşıyor?
***
Seçildiği yıllarda birkaç gazete panosuna tahammül edemeyen ve ilk iş olarak o panoları söktüren Büyükşehir Belediye Başkanı, nasıl oluyor da şimdi bu kadar kirliliğe tahammül edebiliyor?
Yoksa “O bilbordlarda bedavadan Ahmet Küçükler reklamı yapılması” izahına çalıştığım kirliliğin üstünü örten bir örtü müdür?
Böylesine ucuz bir getiri için mi sayın Küçükler, bilbord kirliliğine ve rezaletine göz yumuyor, bu nedenle mi basın yayın kuruluşlarının sefil duruma düşmesine seyirci kalıyor?
***
Erzurum Yerel Basını’nda son zamanlarda hiç olmayacak kadar çok çalkantı ve çekişmeler yaşanır oldu. Acaba neden?
O nedenlerden birisi de gelirler yetersizliği olmasın sakın.
Medya organları, kimseye minnet etmeden yayın hayatlarını sürdürebilse, yani ekonomik özgürlüğünü elde etmiş olsa…
Kim, başkasıyla uğraşır ki?
***
Bakın iş nereden nereye uzanıyor!
Bilbordların sayısının artmasına göz yummak, Erzurum Medyası ile şehirde reklam işi yapan yığınla esnafın belini bükmüştür.
Kimse kalkıp da bu kadar insanın, esnafın ve basın emekçisinin hakkının gasp edilmesine seyirci kalamaz, çanak tutamaz.
Başkan sayın Ahmet Küçükler, bu olumsuzluğu göz önünde bulundurmalı ve gereğini de yapmalıdır.
***
Belli ki, bilbord ihalelerinde geri dönüşü olmayan bir yola girilmiş.
Eğer varsa bir ihlal, hukuksuzluk veya yanlış…
Yapanlardan Allah hesabını sorsun, sorar da.
Zaten bu gidiş, hesaplaşmanın Huzur-u İlahi’de olacağını gösteriyor.
Ama bu dünyada da bişeyler yapıldığını görmek istiyor insan.
***
Burada sorumluluk hiç şüphesiz sayın Küçükler’dedir.
Bu nedenle Başkan ivedilikle gereğini yapmalı, sözleşme imzaladığı kurum ile anlaşmasını yeniden gözden geçirmeli, bu arada Erzurum Basını’nın geleceğini de göz önünde tutmalıdır.
Hatta sadece yerel medyanın değil, tüm esnafın.
Yoksa bu gidişle şehirde esnaf da kalmayacak!
***
Bu arada unutmamışken sorayım:
Mehmet Aydın diye bir arkadaş vardı hani. Küçükler’in kankası. O arkadaşı Başkan önce Manşet’e çıkarttı, “medya patronu” yaptı, ardından da Büyükşehir Belediyespor’a başkan! Aydın’ın bugünlerde hiç sesi, soluğu çıkmıyor, acaba nerededir, bileniniz, göreniniz var mı?
ERZURUM'DA HAVA
YAZARLAR
Bir yanıt yazın