2009 yılında sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarında başvurular arttı.
Erzurum’da kaymakamlıklar bünyesinde toplam yardım alanların sayısı 16 bin kişi oldu.
Kurumun yardımları, her zaman siyasi rant olarak görülür, seçim dönemlerinde oy malzemesi olarak kabul edilir, bu gerçek hiç değişmez.
Sosyal yardımlaşma ve yardımlaşma vakfına başvurular öylesine arttı ki gençler dahi kurumun kapısını aşındırıyor.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı bir yıllık süre içinde 7 milyon TL lik yardım dağıtmış, bu yardımların çok yüzeysel olduğunu düşünüyorum.
Yardımlara harcanan bu 7 milyon TL lik yatırıma dönüştürülmesiyle insanlara iş olanağı oluşturulabilirdi.
Yardıma muhtaç insanların yardım adı altında dilencilik ruhuna alıştırılması tasvip edilemez bir durum.
Kaynak rasyonel kullanılmalı ve üretim alanları oluşturulmalıdır.
Kurum kapısı ana baba gününü andırıyor.
Her yıl ayrılan kaynakla, fabrika kurulabilir, istihdam alanları oluşturulabilirdi.
İnsanları istemeye alıştırmak başarılı bir yaklaşım değil.
Önemli olan üretim ve istihdamın artırılması.
Sanayi sektörü istihdama en çok katkıyı sağlayan sektörler içerisinde yer almasına karşın, “Doğu da sanayi olmaz” ön yargısından dolayı gereken desteği göremiyor.
Yatırımcının büyük umutlarla çıkmasını beklediği teşvik yasası da amacına ulaşamadı.
Bütün bunların yanında yatırımcının dış pazarlara açılması ve sınır ticaretine önem verilmesi de sanayi sektörünün gelişmesi adına diğer çözümler olarak sıralanabilir.
Ekonomide bacasız sanayi sektörü olarak adlandırılan turizm sektörü hizmetler sektöründe işlevsel bir önem arz ediyor.
Erzurum’da turizmi sektörü açısından küçümsenemeyecek bir potansiyel var.
Özellikle kış turizmi kentin kalkınması adına önemli bir çıkış yolu olarak görülebilir.
Erzurum da kırsal kesimde halkın büyük bir kısmı tarım ve hayvancılık sektörlerinden geçimini sağlıyor.
Bu durumda işsizlik ve göçün önlenmesi adına bir diğer yöntem.
Teşvik yasasından umduğunu bulamayan Erzurum, kalkınma trendinde hak ettiği konuma gelememenin sıkıntılarını yaşıyor.
İşsizliğin önlenmesi için yatırımlara ağırlık verilmeli ve bütün sektörler aynı oranda kalkındırılmalıdır.
İşsizlik açısından değinilmesi gereken bir diğer konuda niteliksiz göçün artış kaydetmesi, göçün önlenmesi için de yine önemli bir sektör olan tarım ve hayvancılık sektörlerine ağrılık verilmelidir.
Umarız Erzurum da sosyal sorun olma yönünde sinyaller veren işsizliğin çözümü için siyasi otorite tarafından köklü kararlar alınır.
Üretim ve sanayinin yeterli düzeyde olmadığı kentte 2011 kış olimpiyatları umut olmaya devam ediyor.
Kentte zaman kaybetmeden durgunluğun beraberinde getirdiği sorunları açma konusunda reel ekonominin canlanmasına yönelik kararlar alınmalıdır.
Erzurum artık çözüm reçetesi değil, çözüm için rasyonel eylemlerle gündeme gelmelidir. Ticaret hacmindeki durgunluk görmezden gelinmemelidir.
2010 yılının kent ekonomisinde olumlu gelişmeler oluşturmasını umuyoruz.
Bir yanıt yazın