Bir Erzurumlu olarak ve bir Erzurumlu sağlık bakanının Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilke imza attığı ve tamı tamına 10 yılı koltuğunda oturup zaman geçirmek için değil, adam gibi çalışarak sağlıkta reforumlar yaparak, günü geldiğinde de o beyefendi kişiliğiyle emaneti teslim eden bir siyasetçiden, bir devlet adamından, bir mütevazi beyefendiden övgüyle söz etmek bir gazeteci olarak beni fevkalede mecbur kıldı ve sayın bakana bu son yazımızla güle güle demek istiyorum.
Gidişine üzüldük, ama ama koltuklar baki, üzerindeki emanetçiler gidici olduğundan yapılan veya yapılmayanlarla insanlar anılıyor. Sayın bakanımız veya bizim Recep abimiz, hocamız bu işi o kadar tadında ve kıvamında yaptıki, onun 10 yıllık nöbetinde çok az çıtırdı sesleri çıktı. Sağlık gibi Türkiye’nin önemli bir meselesinin bu ülkeye ne zulümler yaşattığını hemen hemen benim yaşımdakiler veya daha eskiler çok iyi bilirler..
Yani önceki dönemlerdeki sağlığın ülkemizdeki yerini, insana değeri, hastane imkanlarını, ilaç meselelerini, hastanın randevusuz muayene zulmünü, doktorların muayene keyfini bunları inkar etmek dahi bazılarında bir gerçek olduklarını onlarda için için bilmelerine rağmen hala bunları yaşamamış gibi görmeleri herhalde bir inat veya kıskançlık durumudur diye görüyorum.
Sayın Akdağ’ın ben biliyorum ki, vicdanı çok rahat. İmkanları sadece memleketi üzerine değil tüm ülke meselesi olarak ele alıp şehir şehir, ilçe ilçe, köy köy gezerek insan sağlığıyla ne varsa hepsini ayaklarına kadar götürdüğünün huzurunu yaşadığını ve yaşattığını biliyoruz.
Ama gel gör ki yine aynı şehirden veya birkaç sağlıkçının yani doktorun sevinecekleri aklımın ucundan dahi geçmezdi. Bir doktorun bakanın gidişine ‘elhamdulillah’ demesine bir anlam veremedim. Çünkü bu şükrü sadece makamsal değil, şehirsel, kişisel ve dinsel ele alması, bir o kadar da kendine destek veren grup doktor arkadaşlarından destek yazıları inanın bakanı düşürmeyecek ve daha da yüceltecektir..
Kendi mesleklerini bırakıp aylardır email de veya köşe yazarlığına soyunarak sitelerde yazı yazan bu sayıları pek fazla olmayan doktor olmuş ama doğruluğa pirim vermeyen kişilerin yazıları çokda kayda değer değil. “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” bakan bu ülkeye 10 yıl adam gibi çalıştı. Acaba sizler tüm gerçek doktorlarımız başımızın üzerine saygıda kusur etmeyiz ama okendini doktor gibi gören üçbeş doktor diplomasıyla o makamlara oturanlara sözümüz ‘ bu güne kadar hangi işi layıkıyla yapıp hastalarınıza gereken değeri verdiniz de bugün eleştirileri başkalarına yapıyorsunuz. Yazık hem de çok yazık.
Bizler mesleğimizi yaptığımız yılların içerisinde sadece 10 yılında Recep Akdağ’la huzurlu ve mutlu bir çalışma yaşadık. Her ne olursa olsun ülke meselelerini her gördüğümüz yerde konuştuk. Vatandaşın derdini birinci ağızdan kendisine ulaştırdık ve birinci ağızdan aldıklarımızı vatandaşa ilettik. Bir zamanların erişilmez, soru sorulmaz, makama kabul edilmez olan yerlerde adam gibi karşılandık, adam gibi muamele gördük.
Dünü inkar ederek, şükrü bilmeyerek, daha fazlasını daha fazlasını istemekle, birde dini istismar ederek kendinizi kandıracak kelimeler yaparak ne bu vatandaşı, ne de o şahsiyetleri karalar veya kandırırsınız. Siz sadece yazdıklarınızla gurup arkadaşlarınızla yazışmalarla bu ülkeyi yönetenlere çamur atarsınız. Zaten yaptığınız işinde bu olduğunu artık gazeteci camiası çok iyi biliyor. Çünkü yazı yazmaktan doktorluk veya mesleğinizi yapacak gün içerisinde bir zaman kalmıyor.Akıllı olun insanlar artık sizin mişli geçmiş zamanlarınızda yaşamıyor.
Velhasılı sayın Recep Akdağ Ak partinin sizin gibi bir bakanı sağlıkta başımıza getirmekle çok iyi yaptığını gördük. Bizler çoğunluk olarak bu ülke sizden çok memnun kaldı. İnsan beşerdir elbette hatalarınız ve kusurlarınız her insan gibi sizinde olmuştur. Ama ben biliyorum ki yaptığınız her işte Allah korkusu ve insan sevgisi vardı. Bizler sizi çok iyi tanıdık. Bundan sonraki hayatınızda inşallah böyle mutlu ve başarılı hizmetlerle geçer.
Bir yanıt yazın