Bugün 12 Mart; Yani Erzurum’daki düşman kuvvetlerinin pılını-pırtılarını toplayıp gittiği gün. Dilerseniz, bu kurtuluş gününe gelmeden bir öncesine bakalım!..
Kimden, nasıl kurtulmuşuz; kurtulmamız için, ölülerimizle, dirilerimizle; kızanımızla, kısrağımızla bizi savaşa sokan neymiş!..
Birinci Dünya Savaşı’nda Rus istilasıyla iki yıl azap çeken, kara günleri kara bir çarşaf gibi yırtıp atmayı bekleyen Erzurum, neden bu kanlı ve zalim iki yılı yaşamış!..
Tarih der ki; Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı, Almanya’yı müttefik olarak seçti!
Neden seçti, neden seçmeliydi, diye burada kıt bilgimizle zıt şeyler söyleyecek değiliz!
Ve tarih belgeler yine der ki; Enver Paşa bir oldu bitti ile Osmanlı’yı savaşa soktu. Alman bayrağını indirerek, yerine Osmanlı bayrağını çeken harp gemileri Karadeniz’e gelerek Rusya’ya ait limanları bombalaladı!.. O zaman Rusya da, ‘hadi buyurun savaşa’ dedi!..
İşin açıkcası, uzaklardaki bir ülkeyi, bazı şartlardan dolayı yanıbaşındaki ülkeye tercih eden karar vericilerin bu tutumu ile Erzurum’a bilmem kaçıncı kez, düşman bellediğimiz komşunun ayağı yeniden değmiş.
Rus ordusunda bulunan Ermeniler’in gayreti ve Erzurum’u ele geçirme aşkı öyle bir hal almış ki; Rus ordusundaki Rus komutanlar bile zaptedemez olmuş Ermenileri! (ki insanlık dışı davranışlarda bulunan Ermeni askerlerinin Rus subayları tarafından cezalandırıldığı, hatta kurşuna dizildiği tarihin kanlı belgelerinde yer almaktadır…)
Ve 1917’de Erzurum tarihinin kara günlerinin ikinci yılına hazırlanırken, Rusya’da Çarlığa karşı ayaklanma meydana gelmiş ve 1917’nin Ekim’inde Bolşeviklerin ihtilaliyle Rusya kökten sarsılmış… Ardından Rusya’daki her kadın, kocamızı, oğlumuzu getirin, diye bağırmaya başlayınca, Ruslar da iki yıllık işgalin ardından ardlarına bakarak Erzurum’dan gitmiş…
Elbette bu gitmeler kolay olmamış… Zaten Rus askerinin, Erzurum’un savaşcı ruhu karşısında yorgun ve huzursuz olduklarını da yine tarihçiler tarih sayfalarına not düşerek belirtmiş!..
Bu arada giderayak Rus ordusundaki Ermeniler yine yapacağını yapmış!..
Bu başka bir yazının konusu, şimdibunu fazla deşmenin bir anlamı yok!..
Şimdi gelelim, Erzurum bugün nasıl kurtulur meselesine.
Bu köşeyi izleyenler bilir ki; her zaman olumlu ya da olumsuz şeyleri yazarak üzerimize düşen görevi yapmaya çalışıyoruz. (Belki de olumlu işleri biraz da abartarak!)
Erzurum’un İşadamları birlik olursa…
Erzurum’un kanar mahalleri de Paşalar Caddesi gibi önemsenirse…
Erzurum, nutuklarındaki kurtarıcılarından kurtulursa…
Erzurum, kendini uzaktan, tuzaklarla sevenleri değil, özünden köz gibi yanan sevdalılarıyla buluşursa….
Erzurum’un adıyla adlarını büyütüp, Erzurum’un adını kendi adlarından küçük yazanları azalırsa…
Erzurumlu Erzurumluyu hasetten uzak, samimiyetle severse…
Erzurum medyasında ikiyüzlülük yok olursa…
Ve de şu Yakutiye Kent Meydanı’ndaki ucube reklam panoları kaldırılsa !.. (İki yıldır söyleniyorum… O meydan temizlenene kadar da söylenip duracağım.)
Hah, işte o zaman Erzurum tam anlamıyla kurtulur!
Yoksa, geçmişteki kurtuluşu bugünkü nesillerin kutlamasının bir anlamı kalmaz!
Geçmişin cefasının üzerine, sefa saltanatı kuranlaradır sözümüz!..
Son olarak, bütün hemşerilerimizin 12 Mart Kurtuluş Günü’nü kutlarız… Unutmayalım ki; Dünün işgalini ve savaşını unutmadan; geçmişin düşmanıyla bugünün pişmanlığı aynı terazide tartılmaz…
Bir yanıt yazın