Kara yılan namlı sergerde açıkladı: “Çekilme 8 Mayıs’ta!”

Kandil, kandil olalı böyle tantanalı bir gösteriye şahit olmamıştı.

Türkiye basınının (Türk basını özellikle demiyorum) plastik adamları tam tekmil oradaydı.

Kara yılanın önüne dizilmeden önce, birerli  kolda sıraya dizilip tek tek aramadan geçirildiler.

Sonra huzura kabul edildiler.

Kara yılan nam sergerdenin ve yanındaki yamaklarının yüzleri mikrofonlardan görünmez oldu. Ağzından çıkacak her kelimeyi itina ile not ettiler. Muzaffer komutan edasıyla öncelikle Türkiye hükümetine, saniyen dünya hükümetlerine duyurdular ki:

“Sekiz Mayıs’ta silahsız çekiliyoruz!”

Maçın ilk golünü böylece attılar.

İlk başta bu ifade, bazılarının sakızını b.ka düşürse de, biz devamını dinleyelim:

PKK denen kanlı örgüt ellerini yıkamadan, kendi inisiyatifini kullanarak, öteden beri kullandığı güzergahtan çekilecekmiş.

Çekilme gizlilik içinde mümkün olan en kısa sürede tamamlanacakmış.

Çekilmede üstlenecekleri yer Kuzey Irak olacakmış. (Bu güne kadar neredeydiler acaba?) Başta Kuzey Irak olmak üzere PKK’lıların “resmi varlığına” gerekli anlayışın gösterilmesi ilgili güçlerden de bekleniyor. (Mesela Amerika!)

Geri çekilme esnasında “Türk Ordu güçleri”nin de herhangi bir aktiviteye ve tahriklere meydan vermeden çekilmesi gerekiyormuş!

İşin burasında aba altından sopa gösteriyor:

“Geri çekilen PKK’lılara yönelik herhangi bir saldırı, operasyon, bombardıman olması halinde geri çekilme derhal durdurulacak PKK misilleme yapacak.”

İstim arkadan geliyor:

“Bununla birlikte, geri çekilme sürecinin sağlıklı ve başarılı olabilmesi için, daha önce Öcalan’a mektuplarla ifade edildiği ve devletin de bilgisi dahilinde olan hususlara dikkat edilmesi önemli olacaktır.”

Nedir bu “devletin bilgisi dahilinde” olup da milletin bilgisi dahilinde olmayan?

Gelelim aşamalara:

Süreç üç aşamada tamamlanacakmış. Başıbozuk, galip devletin paşası gibi direktif veriyor:

“Koruculuk, özel tim, vb. tüm özel savaş yapılarının devre dışı edilmesi ve demokratik sivil toplum zihniyetine uygun bir ortamın oluşturulması gereklidir.”

Baş üstüne!

“Özellikle Türkiye’nin demokratikleşmesini sağlayacak, Kürt halkının inkarını sona erdirecek, varlığını ve özgürlüğünü kabul edecek, tüm kimliklerin, inançların ve mezheplerin hak ve özgürlüklerini garanti altına alacak, eşitliğini sağlayacak olan yeni demokratik bir anayasanın yapılması hayatidir.”

Bu da zurnanın “zırt” dediği yer:

“Öcalan dahil herkesin özgürleşeceği bu sürecin pratikleşmesi paralelinde silahın tümden devre dışı kılınması ve PKK’nın silahsızlanması gündeme girecektir.”

Tilkinin yüz hesabından 99’unun tavuk üzerine olduğu gibi, bunların da yüz hesaptan doksan dokuzu katilin affı üzerine.

Galip, bunları söyledi de, “mağlup” ne yaptı? (Mağlup olan ne devlettir, ne TSK!)

Sustu, “aman maraza çıkmasın!” diye tembih üstüne tembihte bulundu!

“Veyl mağluba!”