Geride bıraktığımız haftanın gündemi Dumlu AVM’nin şehrin göbeğinde yaptığı tadilattı…
Dumlu AVM’nin kaldırım üzerinde tadilat yaptığını iddia etmiş, Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut’u da sırf Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler ile arasının bozulmaması için “kanka”larının yaptıklarına izin vermekle eleştirmiştik.
Yakutiye Belediyesi’nde ilk önce “orası kaldırım değil” ve “herşey yasal” açıklaması geldi.
Sonrasında da AK Parti İl Başkanı Murat Kılıç, “Bu çirkin görüntüye hiçbir belediye başkanımız izin vermez, vermemelidir” diyerek, açıkça yanlışlığı ortaya koydu.
Devamında ise İl Genel Meclisi Başkanı Bülent Taşkesenligil konuştu:
Kadastrosunu yaptırdık. Tadilatın 161 metrekarelik kısmı kaldırıma isabet ediyor. Yani tadilatın yapıldığı yerin İl Genel Sekreterliği ile hiçbir ilgisi yok. Bundan sonrası Yakutiye Belediyesi’nin yetkisinde…
Taşkesenliğil’in açıklamasını takiben Yakutiye Belediyesi bu kez “bombanın kucağında” olduğunu anlamış olmalı ki, bombayı alıp, kendisinin kucağına atan yere, Büyükşehir Belediyesi’ne “iadeli taahhütlü” olarak postaladı. Başkan Ali Korkut, “Kurtar beni Küçükler” dercesine, “Büyükşehir Belediye Meclisi’ne 1996’dan bu yana yapılan tüm işlemlerin belgelerini gönderdik. Oradan görüş istedik. Gelecek cevaba gore gereken yapılacaktır” dedi.
Peşine de, “Tadilatı durdurduk” deme ihtiyacı hissetti…
Yakutiye Belediyesi’nin yazılı açıklama yaptığı dakikalarda bizde Rahmi ve Zafer Dumlu kardeşlerin basın toplantısını izliyorduk.
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler’in “kankası” olan Dumlu Kardeşler, çelişkili açıklamalar yaparken, toplantıyı izleyen gazeteci dostlarından da yardım alıyor, “Ne var canım bunda” sonucunu çıkartmaya çalışıyorlardı… Hatta, bir meslek büyüğümüz, gazeteciliğin birinci kuralı olan “sorgulamak, soru sormak” görevini unutuyor ve soru sorduğumuz için bizi azarlamaya kalkıyordu… Ama unuttuğu birşey daha vardı ki, “sorgulamak ve soru sormanın” gazeteciliğin ana kuralını bizlere öğretenlerin başında yeralanlardan biri de bizzat kendisiydi…
Dumlu Kardeşler adına konuşan Zafer Dumlu, söylemleriyle “yanlış” yaptıklarını kendisi de bilmeden “itiraf” ediyordu…
Zira, “biz de yeni öğrendik kaldırım olduğunu” dedikten birkaç dakika sonra, “bize henüz tebligat gelmedi” diye düzeltmeye çalışıyordu…
AK Parti İl Başkanı Murat Kılıç’ı eleştirirken, “pastacı” vurgusu yapıp, işi hakarete, aşağılamaya kadar götürebiliyordu…
Üstelik, aşağılamaya çalıştığı “pastacılığa” soyunduğunu unutarak…
En vahimi ise AK Parti’nin ağır toplarından Necati Çetinkaya’nın belediye başkanlarına tadilat için aracı olup, olmadığı sorusuna verdiği yanıttı.
Aynen şöyle dedi Zafer Dumlu:
Necati Çetinkaya benim amcam olur. Ama bizim AK Parti Genel Merkezi’nde bir sürü amcamız, ağabeyimiz var!!!
Bu açıklama bir bakıma, yapılan yanlışın “amca ve ağabeyler” vasıtasıyla onaylattığının kabulüydü…
Kaldırıma yeni bir işyeri yaptırıp, bunu da “merdiven müştemilatı” ile geçiştirmek ve “görüntü kirliliğini ortadan kaldırmak” maksatlı olduğunu söylemek açıkçası hiç inandırıcı değil…
Zaten toplantıyı izleyen bir başka gazeteci de, “Görüntü kirliliğini boşverin, yaptığınız yasal mı değil mi, bunun cevabını verin” deyince, “yasal” cevabının verilememesi herşeyi özetliyor zaten…
Herşey açık ve net ortada…
Tadilatın kaldırıma yapıldığı da çok net…
Hem Yakutiye Belediyesi’nin hem İl Genel Sekreterliği’nin hem de Dumlu AVM’nin Bölge İdare Mahkemesi’ni yanlış bilgilendirip, kaldırıma tadilat izni aldırdıkları da çok açık ve net…
Özel İdare’nin kendisine ait olmayan bir yer için yargıya gitmesi ayrı bir skandal…
Bir müstecirin tadilatı için kurumun imkanlarını seferber edip, dava açması ise bin kere skandal…
Dolayısıyla ortada bir sürü skandal ve yanlışlık varken, bakalım nasıl bir sonuç ortaya çıkacak…
İzleyip, göreceğiz…
SADİ TEKELİOĞLU, BELEDİYESPOR’A BİRKAÇ GÖMLEK FAZLA GELİR
Erzurumspor’un bilerek, planlı bir şekilde ortadan kaldırılmasıyla ortaya çıktığı için Büyükşehir Belediyespor’a karşı olduğumu ve hiç benimsemediğimi artık sağır sultan bile duymuştur. Galibiyetten çok, başarısızlıklarıyla mutlu olduğumu bilmeyen de yoktur.
Yani gizli, saklı değil duygularım…
Bugün için de değişen birşey yok.
İsminin Belediyespor olarak devam ettiği müddetçe de böyle olacağını defalarca deklare etmiştim, şimdi de yeniliyorum…
Geride bıraktığımız ve hüsranla sona eren sezonun ardından teknik director Taşkın Güngör’ün görevine son verilmesinin ardından Sadi Tekelioğlu’nun takımın başına gelmesi için o kadar çok talep ve istek geldi ki, inanamazsınız…
Çünkü, mevcut yönetimin futboldan anlamaması, futbolun gerçeklerini bilmemesi nedeniyle, bilgisiz yönetim için Sadi Tekelioğlu’nun ve Erzurumspor’u Süper Lig’e taşıyan bugünün antrenörlerinin kurtuluş yolu olacağına inanılıyordu…
Biz de bu talebi haberleştirdik…
“Aklın yolu Sadi Hoca” dedik…
Bu düşünce, bütün basın tarafından dile getirildi…
Nasıl oldu bilmiyorum, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler de “Sadi Tekelioğlu’nu çok istiyorum” açıklaması yaptı. Doğrus, sadece kendi aklını seven Ahmet Başkan’ın kamuoyunun isteğine nasıl ses verdiğini halen daha anlamış değilim. Şaşırdım açıkçası…
Futbolu sadece 3. Lig 3. Grup takımları ve oradaki hocaları ile f utbolcuları kapsayacak şekilde bilen yöneticiler ise Küçükler’in bu açıklamasıyla birlikte benden daha fazla şoka girdiler…
Beni telefonla arayıp, “Gerçekten böyle dedi mi?” diyen de oldu…
“Bizim haberimiz yok” diyen de…
Ben de, Küçükler’in açıklamayı yaptığı anda orada olan gazetecilere yönlendirdim, “Habere inanmıyorsanız, orada olanlara sorun” dedim…
Sordular ve gerçekle yüzleştiler…
Ancak sorun bundan sonra başladı…
İnanılmaz bir iftira kampanyası başladı Sadi Hoca hakkında…
Neler dendiğini yazmak istemiyorum ama çok çirkin ve ayıp olduğunu söylemek yeterli…
İftiranın kaynağını bilemiyorum…
Ama bu alçaklığı neden yaparlar bilemiyorum…
Sadi Hoca’yı istemiyor, karşı çıkıyor olabilirsiniz…
Bunun kadar normal birşey olamaz. Birisi ister, birisi istemez…
Çirkin olan, istemediğiniz bir adama iftira atmanızdır. Yakışık almaz, hoş kaçmaz…
Dün bana bir yönetici de bu iftirayı sordu…
Kim çıkarttı bu iftirayı bilmiyorum ama sadece Allah’ından bulsun diyorum…
Lanet olsun sizin futbolunuza da insanlığınıza da…
Sadi Hocam, sende duymuş ve çok üzülmüşsün bu iftiraya…
“Erzurum’dan gelmesi beni yıktı” demişsin…
Üzme hocam o güzel canını…
Sen emin ol ki, Belediyespor’a birkaç gömlek fazlasın…
Onlar layıklarını zaten bulurlar…
Senin yerin bizde her zaman farklı, biz seni seviyoruz…
Bunların yüzü zaten Erzurumspor’un “ahı” yüzünden gülmüyor, bir de senin “ahı”nı ve “günahını” aldılar ki, Allah sonlarını hayır etsin inşallah…
Bir yanıt yazın