Şehir gündeminde tartışılması gereken pek çok konu varken, daha altı ay olmasına rağmen vatandaşın gündemi yaklaşan yerel seçimler.
Hangi partiden kim aday olur?
Kim genel merkezde kiminle görüşmüş?
Hangi hoca kime referans olmuş?
Falanca adayın referansı filancadan daha iyiyiymiş!
Başbakan eylülde adayları açıklayacakmış vs…
Yani anlayacağınız vatandaşın takvimine göre çoktan seçim sathı mahalline girilmiş.
Millet olarak siyaseti seviyoruz. En sıradanımız bile siyasi yorumlar yapıp tartışabiliyor. Kuşkusuz bu olumlu bir durum! Ancak tartışıp konuşmamız gereken mecranın sürekli etrafında dolanıyoruz. Bütün enerjimizi isimler üzerinde yoğunlaştırıyoruz. Kişileri konuşup müneccim edasıyla kendimizce tahminlerde bulunuyoruz ve ne yazık ki kimin aday olacağı konusunda tek kriterimiz de aday adaylarının referansları üzerinde yoğunlaşıyor. Bunda vatandaşın pek de suçu yok; vatandaşı bu noktaya getiren maalesef genel başkanlar!
Kimin aday olacağı tartışmalarının uzaklaşıp “Nasıl bir belediye başkanı istiyoruz?” biraz bunu konuşalım. Bu soruyu kendime yönelttiğimde ilk aklıma gelen, yerli bir aday olması! Yerliden kastım, bu şehirde doğup büyümüş, bu şehirde yaşayan, bu şehrin olumlu olumsuz imkânlarından faydalanan, şehri özümsemiş bir isim olmalı. Yoksa bu şehirde doğmuş olmak yeterli bir kriter değil benim için. Yılda bir kez Erzurum’a gelip, mezarlıkta yatan yakınlarını ziyaret eden, ya da büyükşehirlerde yaşayıp memleketi kurtarma adına projeler üretenleri samimi bulmuyorum. Halkın içinden, halkla özdeşleşmiş, herkesin tanıdığı, bildiği; rahatça gidip meramını anlatabileceği, dar bir çevrenin içerisinde etrafında etten duvarlar olmayan bir isim olmalı. Sözün özü “bizden biri” olmalı.
Ufku geniş bir belediye başkanı olmalı. İyi bir eğitim almış, belediye başkanı olmadan evvel, muhakkak yurt dışı görmüş olmalı. Ortak aklı önemsemeli ve kesinlikle ekip çalışması yapmış olmalı.
Belediye Başkanı olacak ismin belirli bir ekonomik güce sahip olması da gerekiyor. “Bu da nereden çıktı?” diyenler için hemen izah edeyim. İş hayatı boyunca çalıştığı kurumdan aldığı, (eğer iyi bir pozisyondaysa) 5 bin lirayı yöneten birine, al milyonlarca liralık bütçeleri yönet demek, o kişiye taşıyamayacağı kadar ağır bir yük yüklemek demektir.
Anlayacağınız, muradım odur ki şehirde bu noktada bir tartışma zemini oluşturalım. Hatta her sivil toplum örgütü bu konuda bir çalışma yapsın. Nasıl bir belediye başkanı istediğini kaleme alsın. Aday adayı olan isimlerle ilgili parti genel merkezlerine yalan yanlış, olumlu olumsuz fakslar gönderileceğine, bu çalışmalar birleştirilip bir rapor haline getirilerek parti genel başkanlarına gönderilsin. Bize göndereceğiniz aday en az bu kriterleri taşımalı, denilsin. Sosyal medyada halka açık bir platform oluşturulup, “nasıl bir belediye başkanı istiyorsunuz?” diye halka sorulsun. Bu vesileyle başta yazılarımı yayınlayan internet gazetelerinin yöneticileri Meslektaşlarım Orkun Çizmeli ve Levent Akpınar’a da çağrıda bulunmuş olayım.
İsimler üzerinde kısır tartışmalar yapmak bizi şuana kadar ileriye götürmedi. Gelin bundan sonrası için bir adım atalım.
NOT: Nasıl bir belediye başkanı istediğinizi sinanozcaylak@gmail.com adresine de gönderebilirsiniz. Hepsini derleyip bu sütunlarda yayınlayacağım.
Bir yanıt yazın