Köylerimiz, yaşadığımız coğrafyanın farklı mozaikleri,

Köylerimiz, kimimizin doğup büyüdüğü anılarnın geçtiği mekanlar, konuk sever, cefakar, güler yüzlü, doğal ve samimi insanların yaşadığı yerler…

Çeşme başlarında yaşanan muhabbetler, kara lastikli çocuklar, dumanı tüten tandırlar, muhabettin koyu bir çam deminde yaşandığı köy odaları…

‘’Orada bir köy va uzakta’’ diyen şairin özlem duyduğu, kiminin öldüğünde mezara konmak istediği memleket toprağı…

Nostalji yaşamak isteyenlerin geçmişe ve samimiyete özlem duayanların uğrayıp, kalorifere inat bir tandır sıcağında ısınıp, kumpir yerine sobada patates yiyeceği mekanlar…

Kısacası buram buram Anadolu kokan, nakış nakış, köylerimiz….

Bu betimlemeler çoğumuzu bir yerlere alıp götürdü belki, fakat köy kavramı giderek yok oluyor…

Ekmeğini tarlasından çıkaramayan köylü ‘’Göç göç oldu göçler yola dizildi’’ , ifadesinde olduğu gibi köyünü terk edip gidiyor….

Sebep, yoksulluk ve ürünün para etmemesi…

Haber Müdürlüğünü yaptığım DOĞU TV’nin sevilen programı Nakış Nakış köylerimizi çekmek için bugüne kadar yaklaşık 60 köyü ziyaret ettik.

Gittiğimiz köyü haber yönüyle ele alıp, sorunlara çözüm bulunması için çaba sarfediyoruz…

Bu çabamızdan olumlu sonuçlar aldık, kimi köyün yolunun yapımını sağladık, kiminin içme suyunu gündeme getirdik…

Hepsinden önemlisi, halkın kendini ifade etmesini sağlıyoruz…

Geçtiğimiz gün Karayazı’nın Tosunlu köyündeydik….

Tosunlu köyü, kente 150 kilometre uzaklıkta, köye girdiğimizde ilk gözüme çarpan çeşme başındaki kuyruklar oldu….

7 den 70’e herkes çeşme başında eksi 20 derece soğukta, sıranın kendisine gelmesini bekliyordu, bu kişlerin çoğu kadınlardan oluşuyordu… Köy içerisindeki dereden hayvanlar ve insanlar aynı anda su içiyorlardı ve bu manzara en trajik olandı….

Köyde sağlık ocağı yok, caminin hali içler acısı…

2014 yılı Türkiyesi’nde oldukça ilkel görüntüler yaşanıyordu…

Hükümet su ve yol konusunda önemli çalışmalara imza atarken, bu köy niçin göz ardı edilmişti?

Yerel idarenin görevini hakkıyla yapmamasından hükümet yetkililerinin haberi olmadığı kanaatindeyim…

Konuyu yetkililere sorduk, ‘’Efendim şebeke var, biz o köyün sorunlarını aştık, suyun köye gelmemesi bizi ilgilendirmiyor, su kıtlığı yaşanıyor orada, yapacak birşey yok ’’ gibi garip bir cevap aldık…

Evet oldukça garip bir cevaptı, şebekeyi getirmek devletin görevi, suyu bulmak köylünün görevimiydi yoksa?

Komedi filmlerini aratmayan bir cevaptı bu…

Eminim bu durumdan Sayın Valimiz Ahmet Altıparmak’ın ve diğer yetkililerin haberi olmamıştır…

Sayın Altıparmak gerçekten bu konularda oldukça duyarlı, konuya çözüm üreteceğine inanıyorum.

Konu Büyükşehir Belediyesi’ni ve Özel İdareyi ilgilendiriyor…

Bu insanları mağduriyetleriyle baş başa bırakmak , doğru bir yaklaşım değil ve sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmıyor…

Köylerde yaşayan vatandaşlarımızın çoğu hangi merciye başvuracağını nasıl hak arayacağını tam anlamıyla bilemiyor…

Yerel seçim sürecinde, adaylarında bu konulara duyarlı olması gerekiyor.

AK Parti Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Sayın Mehmet Sekmen, parti genel merkezinde yerel yönetimlerden sorumlu bir yönetici olarak konuyla bire bir ilgileneceğini de ifade etti. Sayın Sekmen, bu konularda oldukça duyarlı…

Kent, sadece Cumhuriyet caddesi ve Gez Mahalles’nden ibaret değil, köylere yönelik çalışmalar artırılmalı, bu insanların beklentileri sorulmalıdır.

Siyasi istikrar açısından bu insanların tercihlerinin önemsenmesi ve sorunlarının daha çok gündeme gelmesi gerekiyor.

Kentin, doğusu batısı, kuzeyi ve güneyi aynı oranda kalkınmalıdır…

Köy denince, sorunların arttığı mekanlar değil, doğal güzellikleri olan kavramlar akla gelebilmelidir….