New City merkezli tartışmalar, şehrin ana gündemi olmuş durumda.
New City yapılacak mı, yapılamayacak mı?
Karadayı Holding battı mı, batmadı mı?
Karadayı Holding’in önü mü kesilmek isteniyor?
Karadayı Holding’in Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in kastı mı var?
Ve daha birçok soru her yerde karşımıza çıkıyor…
Günlerdir bu tartışmalar yaşanıyor…
Tartışmaları izleyip, gözlemlerken, bu konu da kalem oynatmak artık kaçınılmaz bir hale geldi…
Öncelikle sondan başlayayım…
Öyle kamuoyuna lanse edildiği gibi Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in ne Ahmet Metin Karadayı’ya ne de Karadayı Holding’e en ufak bir kastı söz konusu bile değil. Mehmet Sekmen, bu sürecin en masum ve en iyi niyetli insanıdır. Kim ne derse desin, gerçek budur…
Bunu nereden mi biliyorum?
Olayların içinde yer almış, gelişmeleri çok ama çok yakından takip edenlerden biri olarak çok iyi biliyorum…
Başkan Sekmen’in sorunu çözmek için nasıl mücadele ettiğine tanığım…
Ama sorun öyle büyük ki, adeta kucağına bırakılan bir bomba ile göreve başlayan Başkan Sekmen, çözüm için tek bir şey arzu etti…
Sabır, sabır, sabır…
Ama Karadayı Holding’in bekleyecek sabrı yoktu…
Sabırlar tükenince de olay bu noktaya geldi…
Karadayı Holding’in önünün kesilmek istendiğine inanmıyorum…
Peki sorunun kaynağı kim?
Bu sorunun cevabı da çok basit…
Erzurum’un son 10 yılını heba eden, deyim yerindeyse çalan kişi, yani eski Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler…
Kanunları hiçe sayıp, bildiğini okuyarak belediyeyi yönett iğini 10 yıl boyunca anlattığım ancak bugün hakikaten mağdur durumda olan Ahmet Metin Karadayı’ya bile inandıramadığım Ahmet Küçükler’dir bu sürecin baş sorumlusu…
Sadece kendi aklını seven, ben yaptım oldu anlayışla bir şehrin felaketi olan Ahmet Küçükler’den başkası değildir New City krizinin baş sorumlusu…
Ama hepsinden de önemlisi, “padişahım çok yaşa”, “sus işini yürüt” diyerek, görev süresi boyunca Ahmet Küçükler’e sesini çıkarmayıp, bugün feveran edenlerdir bu sürecin baş sorumlusu…
Ahmet Küçükler’in şehre kıyışına, Erzurum’a darbe vuruşuna, yolsuzluk iddialarına, adaletsizliklerine kayıtsız kalıp, “susmayı” tercih eden, “düz vatandaş” olduktan sonra bugün Küçükler’i yerden yere vuran kastecilerdir bu sürecin baş sorumlusu…
Evet, Ahmet Küçükler ve O’nu sorgulamayan, eleştirmeyen, yanlışını yüzüne söyleyemeyen kim varsa, New City’nin bugün durmasından sorumludur…
Allah aşkına, bir belediye başkanı düşünün ki, kendisine güvenen müteahhiti kandırsın…
Bir belediye başkanı düşünün ki, “kentsel dönüşüm alanı ilan ettim” dediği arsanın, aslında hiçbirşey ilan edilmediği ortaya çıksın…
Bir belediye başkanı düşünün ki, “Git başla, ruhsatını veririz” deyip, müteahhiti 2 yıl oyalayıp, sonrasında da kaderiyle başbaşa bırakıp, çekip gitsin…
Bir belediye başkanı düşünün ki, “Beni başbakana mahçup etme, yık şu binaları” desin ve sonrasında da arkasında durmasın…
İşte o düşünmenizi istediğim belediye başkanı Ahmet Küçükler’in ta kendisidir…
Evet Ahmet Metin Karadayı da suçlu…
Bir belediye başkanına “ben sana güvenmiyorum” demediği için…
Bir belediye başkanına “ben sana inanmıyorum” demediği için…
Bir belediye başkanına “senin ipinle kuyuya inmem” demediği için…
Özetle, olması gerektiği gibi, bir beledine başkanına “GÜVENDİĞİ” için…
Evet… Güvendiği için suçlu Ahmet Metin Karadayı…
O’nun bedelini ödüyor şimdi…
Bir şehir için bundan büyük bir felaket olur mu?
Belediye Başkanına güvenip, iş yapmanın faturasını ödemek…
Hakikaten acı…
Sevmiyorum ama demek zorundayım…
BEN DEMİŞTİM…
Tüm bunları, Ahmet Metin Karadayı’ya daha New City’nin ihalesi bile yapılmamışken BEN DEMİŞTİM…
Ahmet Küçükler’e güvenerek, böylesi önemli bir işe girmemesi gerektiğini BEN DEMİŞTİM…
Hele hele Ahmet Küçükler’in ipiyle kuyuya inilmeyeceğini BEN DEMİŞTİM…
Ve daha birçok uyarıyı zamanında ben yapmıştım…
Dinlemedi, dinletmediler…
Bugün hakikaten Ahmet Küçükler konusunda birkez daha haklı çıktığım için inanılmaz üzüntülüyüm…
Binlerce insan, inşaatların durdurulmuş olması nedeniyle inanılmaz tedirgin…
İnsanlar evlerine kavuşup, kavuşamayacağını bilemiyor…
Bunun ikilemini yaşıyor…
Ama günlerdir suçlanan, eleştirilen isim Ahmet Küçükler’in dünya umurunda bile değil…
Duydunuz mu tek bir satır açıklamasını…
“Müteahhit yalan söylüyor” veya “Müteahhit doğruyu söylüyor” dediğini…
“Özür dilerim, görevimi ihmal ederek binlerce insanı mağdur ettim” dediğini…
Ya da…
“Yeni belediye yönetimi gerçekleri söylemiyor” falan dediğini…
Demez, diyemez…
Ve bu insan, milletvekili olabilmenin hesaplarını yapıyor ya, işte ben buna hayret ediyorum…
İşin garip bir yanı ise…
Dün, Ahmet Küçükler’i eleştirirken, “Yav sus, bu şehri sen mi kurtaracaksın. Başka işin gücün yok mu?” diyen birçok kişinin, bugün “Neden yazmıyorsun” diye sorgulaması…
Sizce de garip değil mi bu çelişkili durum…
Toparlamak gerekirse…
Karadayı’nın batmasını bekleyenler varsa, hemen söyleyeyim ki bu durum kimseye fayda sağlamaz…
Kaybeden bu şehir olur..
Zaten 10 yılda 50 yıl geriye gitmiş bir şehir, böyle bir enkazın altından kalkamaz…
Keşke, Mehmet Sekmen’in oluşturduğu “çözüm zemini” bozulmasaydı da, bugün olay yargıya taşınmasaydı…
Ancak Mehmet Sekmen’in iyi niyetine karşın, çözüm zemini, çözümsüzlüğe dönüştürüldü.
Artık yargı sürecinin hızlı işlemesini beklemekten başka önümüzde seçenek yok…
Biz de süreci yakından takip etmeye devam edeceğiz…
ERZURUM'DA HAVA
Bir yanıt yazın