O işler ile iglili olmadığımızdan olsa gerek, çoğu gibi ben de aslında
Atlama Kulelerindeki pistler çöktüğünde öğrenmiştim orayı yapanın Erzurum dışından bir müteahhit olduğunu. Bazı haber siteleri filan o kulelerin yapımını gerçekleştiren firma ve müteahhidin ismin yazdılar da öğrenmiştik o gün. Erzurumlu bir firma ve müteahhit olmadığını öğrenmiştim ama ama, de ki soyismini, ismini dahi aklımda tutmuş değilim. Bir çok şey gibi onu da unutuum gitti. Dün Büyükşehir Belediyesi’ne de iş yapan bir müteahhit ile sektörle ve son yıllarda Erzurum’a akın eden başka şehirli müteahhitlerin yoğunluğu ile ilgili sohbet ederken anladım. İyi ki de 15 Temmuz’da çöken ve tüm dünyada Erzurum adına kötü bir imaj bırakan pistleri Erzurum’dan bir müteahhit yapmamış dedim! Başına gelmedik iş kalmamıştı şimdiye. Hiç kimse olmasa, herkesten önce biz yazardık. Hakaretlerin, itibarsızlaştırmanın biri bin para olurdu. Bize dayanır mı hiç? Tabiri caizse çoktan onu ve de firmasını şimdiye ‘tellim teşt’ etmiştik. Ne yalan söyleyeyim. O yüzden de trilyonlarca liralık zarara rağmen, o bedelin tazminini beklediğim kadar ben şahsen o işi yapanın Erzurumlu olmadığına sevindiğimi belirtmek isterim. Belki de ilk defa seviniyorum.
—
NOT 1: Çok fazla samimiyetimin olmamasına rağmen tanıştığım, konuştuğum bir arkadaştı Yahya Savaş. Bağımsız aday olarak girdiği bir önceki seçimde bayağı bir oy alan ve seçimi kıl payı kaçıran Yahya Savaş’ın ben Pasinler’de MHP’nin adayı edildiğini öğrendiğimde ‘Tam isabet’ demiştim. Her ne kadar adaylık beklentisi olan ağabeyim eski başkan Bünyamin Ucun bu düşüncemden dolayı bana gönül koyduysa da, hep Savaş’ın iyi bir isim olduğunu düşünmüştüm. Ancak bu defa olmadı, seçimi kaybetti. Zaten adayken hasta olduğunu duyardım ama hastalığının bu denli ağır olduğunu bilmiyordum. İnsana güven veren bir yapısı vardı ve Allah’ın sevdiği cömert insanlarıdan biriydi. Vefatından büyük üzüntü duydum. Allah rahmet eylesin, kederli ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum.
NOT 2 : Sohbetinden büyük zevk duyduğum Milli Eğitim eski Müdürü Fevzi Budak’ın köşe yazmaya başladığına ne kadar sevindiğimi anlatamam. Erzurum için bir değer olan Fevzi ağabeyiye alışık da olduğu bu yeni yazım hayatında başarılar dilerken, ondan daha çok bir çok şey yaşamış, nefis Türkçesiyle yazılarında o anılarına yer vermesini beklediğimi belirtmek isterim. Kentin sorunlarını, yaptıkları ve yapacakları projelerden söz eden Başkan Mehmet Sekmen 2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunları için 94 milyon liraya yaptırılan ve 15 Temmuz’da göçen Türkiye’nin ilk, tek kayakla atlama kuleleriyle ilgili soruşturmanın sürdüğünü anımsatarak şunları söyledi: “Bugün ’Atlama kuleleri niye böyle oldu?’ diye soruyoruz. O gün eğer kazıklar çakılmış olsaydı bu sıkıntı bugün YAşanmayacaktı. Burası bir deprem şehri. Elimizden gelen bütün tedbirleri alacağız. Keşke atlama kulelerinde böyle yıkılma olmasaydı. Çünkü ARTık öyle bir şey ki anında dünya izliyor sizi. Halbuki bir gün evvelinden Maliye Bakanımıza Özelleştirme İdaresi’nden 20 milyon lira para aktarıldı, dağdaki ’eksiklikler tamamlansın’ diye. Yukarıda gölet su tutmuyor. Teleferiklerimiz düzgün çalışmıyor. Konaklı merkezi atıl duruyor.
Gayretimiz Erzurum’u daha haraketli duruma getirmek. Atlama kulelerini de yetiştireceğiz inşallah. Gençlik ve Spor Bakanımız buraya gelince konuştuk. Mahkeme süreci var şu anda. Bilirkişi, raporu verecek ve oradaki eksiklikler en kısa sürede giderilecek. Bakın eğer tedbir almamış olsaydık bu kayak merkezimizde de bazı sıkıntılar yaşayabilirdik. Orada Özelleştirme İradesiyle yakın bir çalışma ortamı oluşturduk. Bu işi bilen firmalar tarafından gerekli araştırmalar yapıldı. ’Şurası eğer böyle kullanılmaya devam etseydi ölümcül hadise olabilirdi’ diyenler oldu. Yapılmış ama bunlar her yıl bebek gibi bakım isteyen şeyler. Ağacı dikiyorsunuz ama sulamazsanız, gübre vermezseniz ağaç orada kalır. Bunun için arkadaşlar 21 Aralık’a buradaki eksiklikler giderilecek ve kayak merkezimiz daha modern bir hale getirilecek.
Bir yanıt yazın