Aslında her eğitim ve öğretim yılı başında bu sıkıntı ortaya çıkardı, fakat bu dönem yurt çilesi katlanarak arttı. Üstelik bu defa yalnızca üniversite öğrencileri değil orta öğretimde de barınma ihtiyacı ciddi oranlara ulaştı.

‘Cemaat yurtlarına çocuklarınızı göndermeyin, alın çocuklarınızı o yurtlardan. Devlet sizin barınma ihtiyacınızı karşılar’ diyen dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu çağrısı yerini buldu.

Üniversite başta olmak üzere ortaöğretimde eğitim gören ve cemaat yurtlarında kalan öğrencilerin büyük kısmı bu sene kayıt yaptırmadı ve devlet yurtlarına döndü.

Fakat eldeki imkanlara göre talep fazla olunca ortaya bambaşka bir fotoğraf çıktı. Özellikle Doğu’da zaten kız çocuklarını zor bela okutmaya ikna edilen veliler yurt bulamayınca evlatlarını tek tek okuldan almaya başladılar.

Kredi Yurtlar Kurumu’nda yer bulanlar şanslı, bulamayan binlerce yedek öğrenci ise tanıdık birilerini araya sokarak kayıt yaptırma mücadelesi veriyor. Misafir öğrenci uygulamasında bile kontenjanın çok ama çok üstüne çıkıldı.

Barınma ihtiyacının en fazla olduğu illerden biri de Erzurum. Binlerce kilometre uzaklıktaki illerden evlatlarının elini tutarak Erzurum’a gelen veliler ‘yer yok’ cevabı ile karşılaşınca ortada kaldılar. Az biraz maddi gücü olanlar özel yurtlara yöneldi, ancak özel yurtlarda da durum farklı değil.

Belli ki yetkililer böyle bir durumu hesap etmemişlerdi, arz’a göre talep fazla olunca ortaya böyle bir kaos çıktı.

Üstelik vatandaş sadece gülen cemaatinin yurtlarına değil tüm cemaat yurtlarına şaşı bakmış, evlatlarını devlete teslim etmek istemişti.

Ne ek yataklar nede kapasite artırımı bu işin çözümü olmadı. Böyle bir tehlike geçen yıllarda belliydi ama gereken tedbir alınmayınca olan yine vatandaşa oldu.

Şu günlerde kayıt dondurmayı düşünenler mi istersin, yurt yok artık okuma diyen veliler mi istersin. Bu vakitten sonra nasıl bir formül bulunur bilinmez ama zamanında bunlar göz ardı edilmeseydi devlet öğrenci fazlalığı olan illerde geçici çözümler üretebilirdi. Şehirde ki oteller kiralanıp öğrenci yurdu haline getirilebilirdi. Hatta evler bile apart haline getirip bu öğrencilerin ücret karşılığı kullanımına sunulabilirdi.

Öyle hayırlı bir iş için kim yardım etmek istemez ki. İki üniversite, onlarca sayısız lise, bir o kadar yatılı bölge okullarımız var ama her yıl eğitim kalitemizden ziyade yurt sorunu gündeme geliyor. Zaten sıkıntı vardı, paralel yapı mücadelesi ile bu sorun katlanarak çoğaldı.

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemindeki sıkıntıyı hiç tartışmayalım. Dün bu sistem yüzünden çocuklarını evlerinden kilometrelerce uzaklıktaki okullara göndermek zorunda kalan dar gelirlinin yol masrafı hezeyanı yeni güne damga vurdu.

Ev ve okul arasında saldırıya uğrayan çocuk mu istersin yoksa okulun yolunu bulamadığı için kaybolan mı?  Anlayacağız bir eğitim yılı daha yine sancılı başladı.