2011 Erzurum Üniversite Kış Oyunlarına 315 gün kaldı…
Oyunların en iyi biçimde yapılabilmesi için bir çok kurum çaba harcıyor.
Pek tabii ki bu kurumların en başında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü var.
Dün Genel Müdür Yunus Akgül, Erzurum’da idi…
Gelişi gibi dönüşü de sessiz oldu.
Yunus Akgül, biraz da böyle gelişleri seviyor gibi…
Tesisleri gezdi, son durumu gördü, raporlar aldı ve akşam uçağı ile de Ankara’ya döndü…
***
Dönmeden Koordinasyon merkezinde geldiğimiz son durum üzerine söyleştik.
Aslında konuşulacak o kadar çok şey vardı ki…
Yaklaşık on gün içerisinde iki büyük organizasyona ev sahipliği yaptık.
Birisi Dünya Buz Hokeyi şampiyonasının bir ayağı, öteki FIS’ın organize ettiği ve Türkiye Kayak Federasyonunu’nun ev sahipliğinde yapılan Uluslar arası kayak yarışmaları idi. Bunlardan Snowboard yarışları Türkiye’de ilk yapılıyordu.
Aynı zamanda da FİSU yetkilileri bizim yarış ve organizasyon yeteneğimizi test edeceklerdi.
Yani ciddi anlamda ilk sınavımızı veriyorduk.
***
İşte Yunus Akgül ile bunları konuşalım dedik.
Açık yüreklilikle cevap erdi.
Aslına bakarsanız iki Erzurumlu gibi dertleştik.
Gördük ki o da bizim gibi bir takım endişeler taşıyor.
***
Oyunları aldığımız günden beri bütün teknik yetkililer; “Biz bu tesisleri yapar, yarışları da en başarılı biçimde gerçekleştiririz.”diyorlardı.
Bu gün de aynı noktadalar.
Diyorlar ki;
“Yarışmalar konusunda kimsenin kuşkusu olmasın.
Geçen hafta içerisinde zor hava koşullarında bile uluslararası yarışları başarı ile yaptık ve FİSU yetkililerinden tam not aldık.”
Artık onlar da “Erzurum bu işi yapabilir mi” diye bir soru sormuyorlar.
Aynı yetkililer; “Biz de bu yarışları en iyi şekilde yapacağız. Bu konuda hiçbir endişemiz yok”diyorlar…
O halde sorun nerede ?..
***
İşte sorun bu soru ile başlıyor…
Herkes bir görev tanımı istiyor ve “Bizim bu organizasyonda yerimiz neresi” diye soruyor.
Kimse ‘Durumdan vazife çıkarıp da gereğini yapmıyor’
***
Oyunların başlamasına 315 gün kaldı ve kent bu oyunlara hazır değil…
Bu kentin her hangi bir yerinde 2011’i hatırlatan ne bir afiş var, ne de duyuru…
Tesislerin çevresi derseniz, hak getire…
Kim neyi bekliyor, bilemiyoruz…
Şehrin hangi etkili yöneticisi ile konuşuyorsak, dertli…
“Bir dokun, bin ah işit” misali…
***
Yunus Akgül, haklı olarak diyor ki, “Biz işimizi layıkıyla yapıyoruz”
“Gerisi kenti yönetenlerin yapacağı iş… Yerel yöneticiler daha çok inisiyatif almalı”
Haksız mı ?…
Feridun Fazıl Özsoy
Bir yanıt yazın