“Anadolu Ajansı’nı, Anadolu’nun ve ihtilalin sesi olarak kurmaya karar verdik. (…) O zaman Anadolu Ajansı, ihtilalin en büyük ihtiyaçlarından birisini temin etmiştir. Hem bizi; ihtilalin maksat ve gayesini Anadolu’nun görüşlerini harice aksettirmiştir hem de hariçte hakkımızda ne gibi bir muamele cereyan ediyor, onları bize bildirmek suretiyle iki başlı mühim bir vazife yapmıştır”
Bu sözler Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü Cumhurbaşkanı, Kurtuluş Savaşımızın Galip Hoca’sı rahmetli Celal Bayar’a ait…
Türk Milleti ölümüne girdiği var olma yok olma mücadelesini sürdürmektedir. Bütün millet kadını, kızı, erkeği, yaşlısı genci, asker olmuş özgürlük mücadelesine girmiş.
Anadolu’nun bazı illerinde bu mücadeleyi anlatan, haber veren başta Erzurum’da Albayrak, Adana’da Yüreğir gibi mücahit gazeteler varsa da, ancak Türk Milleti’nin bu kahraman mücadelesini yurt geneline ve bütün dünyaya duyuracak bir milli haber ajansına ihtiyaç vardır.
O günlerde İstanbul’da faaliyet gösteren haber ajansı Reuter Ajansıdır ve Kurtuluş Savaşı başladığında ve devamında Anadolu’dan ve Milli Mücadeleden haberleri Reuters Avrupa’ya geçecektir. Haberler tamamen batının ve İstanbul’daki Osmanlı hükümetinin istediği tarzda ve gerçekten uzaktır.
Daha önemlisi Anadolu’ya da gönderilen Reuters mahreçli haberler gerçek olmadığı ve düzmece olduğu için moral bozmaktadır.
Mustafa Kemal’in de canını sıkan bu haberlere son vermek gerekliydi.
Erzurum’da Albayrak Gazetesi, Sivas Kongresi’nden sonra Atatürk’ün adını koyduğu ve yayın hayatına başlayan İrade-i Milliye, Atatürk’ün Ankara’ya gelmesinden sonra kuruluşuna bizzat öncülük ettiği Hakimiyet-i Milliye gazeteleri kurtuluş savaşının gidişatını en doğru biçimde bildirmekteydiler ancak bir ajansa şiddetle ihtiyaç vardı. Bu amaçla da çalışmalar yapılıyordu.
Yunus Nadi ve Halide Edip’in kafalarında karar kıldıkları isim Anadolu Ajansı idi… İstanbul’dan Ankara’ya gitmeye çalışan bu iki entelektüelin düşüncesi budur.
Bu düşünce Ankara’da Mustafa Kemal’in huzurunda da sesli olarak dillendirilir ve Atatürk’ün talimatıyla, 6 Nisan 1920’da Ajans resmen kurulur.
Yunus Nadi Bey ve Halide Edip Hanım Anadolu Ajansının her şeyidir. Haberleri yazarlar, tashih ederler ve duyururlar…
İlke bellidir…
“Türk kamuoyunu yanlış yollara sürükleyerek, milli birliği tehlikeye düşürmek amacıyla içten ve dıştan yapılmakta olan tahrik ve tezvirlere karşı milleti uyanık tutmak.
Milli kurtuluşu sağlayacak karar ve hareketleri, halka vaktinde bildirmek.”
İlk haberlerde büyük başarıların yakalanması, Anadolu ve dünyanın doğru bilgilendirilmesi herkesi ziyadesiyle mutlu etmiştir.
Nitekim bu memnuniyet, göğüsleri gerercesine;
“Artık bizim de bir ajansımız var” sözleriyle ifadesini bulur…
***
Kurtuluş Mücadelesi zaferle sonuçların, Anadolu işgalden kurtulur, Türk Milleti özgürlüğünü kazanır, Lozan Barış Anlaşması imzalanır, Türkiye Cumhuriyet’i ilan edilir ve modern Türkiye devleti kurulmaya kurumlarıyla kurulmaya başlar…
Bütün dünya Türk Milleti’nin bu çağdaş hamlelerini, gelişmelerini Anadolu Ajansından takip eder…
***
Aradan 90 koca yıl geçti…
Geçen bu süre içerisinde Anadolu Ajansı daha da büyüdü, yurt içinde 42 Bölge Müdürlüğü ve büro temsilciliği, Yurt dışında ABD’den, Hollanda’ya, İngiltere ve dünyanın 24 ülkesindeki temsilcilikleri ile bir dünya ajansı oldu.
Anadolu Ajansı, bu gün yurt içi ve yurt dışı yapılanmasıyla, teknolojisiyle ve bünyesinde barındırdığı binlerle ifade edilen birbirinden değerli gazeteci meslektaşlarımızla hakikaten bir DÜNYA AJANSI konumundadır.
Anadolu Ajansı yarın Türkiye genelindeki etkinlikleri ile kuruluşunun 90.yıl sevincini yaşayacak…
Milletimizin özgürlük mücadelesinde önemli bir yere sahip ajansımızın kuruluş günü kutlu olsun…
Feridun Fazıl ÖZSOY
Bir yanıt yazın