İsmini çok duyardım…Ünlü Kalp Cerrah Prof. Dr. Bingür Sönmez’den farklı duymuştum…

Sönmez, övgüyle bahsetmişti Prof. Dr. Hikmet Koçak’tan…

“Türkiye’nin en iyi cerrahlarındandır. O yüzden hiç kimse kalkıp ameliyatlar için büyük şehirlere gitmesin” demişti…

İşte o gün, Prof. Dr. Koçak ismi yer etti aklımda…

Yıllar geçti, Türkiye çapında bir cerrah olan Prof. Dr. Hikmet Koçak rektörlük koltuğuna oturdu.

Öğrencileri, hastaları aklıma geldi, üzüldüm.

Üzüldüm; çünkü pek çok ödül alan, başarılı bir kalp cerrahın bağlı olduğu anabilim dalında daha büyük başarılara imza atacağını düşünmüştüm.

Yersizmiş,,,
Hikmet Hoca, Ana bilim dalından kopmamış üstelik yakından ilgileniyormuş…

Gecen gün, kendisinden bir yıllık icraatını dinledik…

Başarılı çalışmalar yapmış.

Bilimsel yayın sayısı artmış.

Üniversite genel sıralamada yedincilik koltuğuna oturmuş…

Ve ileriye dönük büyük hedefler…

Sayın Koçak belli ki, Allah’ın ona bahşettiği beyin ve büyük hüneri, yönetimine en iyi şekilde yansıtmış…

Bir de halkla bütünleşme var…

Malum, Atatürk Üniversitesi’nin halkla bütünleşmesi Prof. Dr. Erol Oral’ın döneminde başladı. Prof.Dr.Yaşar Sütbeyaz sürdürdü. Prof. Dr. Hikmet Koçak devam ettiriyor.

Kısaca, güzel gelişmeler…

Teşekkürler hocam…

BOĞULARAK ÖLMEK!

Deniz Gezmiş…

Erzurum’un; bu toprağın çocuğuydu.

O da kahramanlık masalları ile büyümüş, 1968 kuşağının öğrenci lideri olmuştu.

Kulvarını beğenin-beğenmeyin, Hedefi; Bağımsız Türkiye’ydi.

Bir tek kişiyi öldürmeyen veya öldürme emri vermeyen Deniz Gezmiş 1972 de idam edildi.

İdam kararını veren Ali Elverdi Paşa, Gezmiş’in idamını da izleyenler arasındaydı.

Gazeteler önceki gün Elverdi Paşa’nın evinde yediği yemeğin nefes borusuna kaçması nedeniyle “solunum yetmezliği” sonucu boğularak öldüğünü yazdı.

Allah rahmet eylesin…

Sadece merak ediyorum;
Boğularak ölürken ne hissedilir acaba?

Sayıl NARMANLIOĞLU