Spor Toto Süper Lig ekiplerinden BB Erzurumspor ligin altıncı haftasında henüz galibiyetle tanışamazken iki beraberlik dört mağlubiyet ile iki puan alarak puan tablosunda en altta yani 18. sıradadır.

Aslında atak futbol oynatmayı seven Mehmet Hoca için Ankaragücü maçı dönüm noktası oldu. Maç esnasında on kişilik rakip karşısında kendi seyircisi önünde yediği son dakika golüyle BB Erzurumspor takımı adeta hayal kırıklığı yaşatmış oldu.

Dolayısıyla taraftar maç esnasında ve sonrasında Mehmet Hocaya tepki göstermektedir. Bu durumu Kulüp Başkanı Mevlüt Doğan’ın analiziyle düşünürsek süper ligdeki diğer favori takımlarda sürpriz bir şekilde yenilmektedir. Ve hatta bizim için en ciddi ve dikkat çekici yenilgi Ankaragücü maçı oldu. Onun haricindeki maçlarda beraberlik veya deplasmanda öne geçtiğimiz maçlarda alınan mağlubiyetler gayet normal bir durum. Zira yeni ve tecrübesiz bir ekibiz lig uzun bir maraton. Yani bu takımın futbolcuların birbirine uyumu belirli bir zaman alabilir, ilk yarı bitimine yani devre arasına kadar ancak oturur.

Fakat taraftar ve Erzurumspor camiası yönetim dahil Mehmet Hoca ile yolların ayrılması gerektiği görüşündeler. Mehmet Sekmen Başkan Mehmet Hocanın defterini çoktan kapatmış. Fakat yönetim açısından bakıldığında süper lig tecrübesi olan ve bütçesi uygun olan iyi bir teknik direktör bulmak hemen bir iki günde olacak şey değil. En azından iki hafta sonra verilecek olan milli maç arasında bu değişikliği yapmak isabetli olabilir düşüncesindeler.

Birde EBB Genel Sekreteri ve BB Erzurumspor Kulüp Asbaşkanı Ünsal Kıraç’ın anlattığı bir hadise varki; bu durumu öğrenen herkes şapkasını önüne koyup bir kere daha düşünmelidir.

Ünsal Kıraç’ın anlattığı hadise aynen şöyle; Ankaragücü maçı sonrası İstanbul’a uçakla gelirken Ankaragücü takımını çalıştıran İsmail Kartal ile yan yana oturarak sohbet ederek gelmişler. Sohbet esnasında maçın değerlendirmesini yaparken çok ilginç bir konu açıklamış İsmail Kartal. Kulübün yaşadığı ekonomik sorunlar sebebiyle Ankaragücü takımını çalıştıran Teknik Direktör İsmail Kartal dahil tüm futbolcuların tam 34 maçtır, maaşları, transfer taksitleri ve pirimleri ödenemiyormuş. Bu duruma o ekip bu kadar süredir tahammül ederek takımı çalıştırırken bizim takımın durumuyla kıyasladığınızda süper ligde en borçsuz ve rahat kulübün BB Erzurumspor olduğunu anlıyorsunuz. Eee diğer takımlarda durum böyle iken parası üç beş güne gecikti diye antrenmana geç çıkan bizim futbolcu ve teknik ekibe ne demeli?

Gelinen bu noktada Mehmet Hoca ne yapmalı?

Şimdi önümüzde Galatasaray ve Alanya maçı var. Bu iki maç takımında Mehmet Hocanında kader maçlarıdır. Eğer futbolcu ve teknik heyet hem kendi kariyerleri hemde Erzurumspor camiası için bu iki maçtan güzel sonuçlar alabilirse, takımı bir alt ligden şampiyon yapmış olan ve takımı iyi tanıyan hocayla devam edilebilir.

Hemde Mehmet Altıparmak açısından süper ligde çok iyi bir tecrübe olur, zira yeni gelecek olan hocanın da takıma uyum süreci falan derken yazık olur kaybedilecek puanlara. Bu takımın bu ligde bu sezon kalarak tecrübe kazanması gerekiyor.

Ben takımı şampiyon yapmış bir hocayla devam etme kararının doğru olduğunu düşünüyorum, yani istikrardan yanayım. Bu maçlar elemeli kupa maçı değil, nihayetinde 34 haftalık lig maçları. İlk yarı puan kaybeden takımlar ikinci yarı toparlanarak üst sıralara tırmanabiliyor. Bu imkansız değil ve biraz sabırlı olup tahammül gösterebilmeliyiz.

Takımımız BB Erzurumspor Süper Ligde mücadele ediyor ve bu takımın başarılı olması için büyük bir özveriyle emek veren tüm yöneticilere yardımcı olmak adına hem manevi hemde maddi destek olmamız gerekiyor.

Öncelikle her taraftarımız bir pasolig kartını alıp maçlara mutlaka gitmeliyiz, yetmez kulüp banka hesabına gücümüz yettiği kadar para yatırmamız gerekir. Yeni başlatılacak olan yeni bir “Adını memleketine yaz” kampanyasıyla özellikle Erzurum dışında yaşayanlar 500 TL kulüp hesabına yatırarak bir afişe adını yazdırmalıdır. Kulübün reklam ajansıda gelir getirecek şekilde sponsor ve çeşitli reklam alanlarını pazarlamaya çalışmaktadır.

Yani hepimiz takımımıza sahip çıkmalıyız.