‘Ankara Erzurum Günleri’nin altıncısı da yapıldı. Şahsen ben de davetliydim, gidemedim. Ama önceki yıllarda katılmış, Erzurum’la ilgili birde konferans vermiş ve Nene Hatun romanını imzalamıştım.

Şehir günleri, son 20-30 yılın oluşturduğu bir etkinlik türü. Onlarca şehrimiz, başta Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere, büyük kentlerde, yılın belli günleri, şehirleriyle ilgili etkinlikler düzenliyorlar. Bu alışkanlığın ortaya çıkmasındaki önemli etken gurbetteki insanlar. Yurdun her yanından büyükşehirlere göç etmiş yüzbinler, doğup büyüdükleri şehirlere kültürel kodlarla hâlâ bağlılar. Şehirleriyle ilgili günler düzenleyerek, bir bakıma hasret gideriyorlar. Yani sosyolojik yanları da olan ama psikolojik bir etkinlik.

Örneğin Malatyalılar, ‘Ankara Malatya Günleri’nde envaı çeşit kaysı ürünüyle gurbetteki hemşerilerini mutlu ederken, bizimkiler de, Ankara’daki Erzurumluları; cağ kebap-kartol kebap-kerti peynir, Oltu taşı tespih, kıtlama çay, bar, ‘vayyy! Ahmet, sende mi burdasan gardaş! Hele otur bir çay içex’ repliğine indirgenmiş hasret giderme seanslarıyla mutlu etmektedirler.

Bu günlerin açılış-kapanış seremonileri de mühimdir; şehrin milletvekilleri, belediye başkanları ve bazı ehemmiyetli zevat ispat-ı vücut ederler ki, o da ayrı bir tattır, tatmayan bilmez, illa görmek, yaşamak gerekir efendim!

Peki, Ankara’ya taşınan ve ‘Erzurum’u sahipsiz bırakan’ medyamız, ‘Erzurum Ankara Günleri’ boyunca neler yapar, ne tür haberler geçer, haber yoğunluğu içinde hangisini niçin seçer? diye sorulacak olursa durum şundan ibarettir

(Bana kızmayacaklarını bildiğim meslektaşlarımın isimlerini anıyorum):

-Muhammet İspirli gazeteci kardeşleriyle ‘Ankara anısı’ fotoğrafı yayınlamıştır.

-Muhammet İspirli, sosyal medyada baş barı ve bu kez kılıçla oynanan hançer barını, pardon kılıç barını, paylaşmıştır ki, video çekimi, oldukça başarılı bulunmuştur.

-Orhan Bozkurt, mavi halıya çökmüş vaziyette, arkasına Erzurum yazısını fon alarak çektirdiği resmini yayınlamıştır. Bu pozu, Erzurum günlerinin mühim fotoğraflarından biri olarak sosyal medyadaki yerini almıştır.

-Nihat Kılıçoğulları, Ankara Erzurum Günleri’nden fırsat buldukça, Başkent’i keşfe çıkmış ve Anıtkabir’e yetişerek, nöbetçi askerlerin ayağını havada yakalamıştır; bu, hakikaten ilginç bir fotoğraf olarak takdir edilmiştir.

-Nihat Kılıçoğulları, sosyal medyada yayınladığı, diğer bir fotoğrafında ise İsmail Bingöl, Ferudun Fazıl Özsoy ve Esat Bindesen’i çekip yayınlamıştır. Üç kıdemli gazetecinin çekim aracına bakış anlarındaki profesyonellik pek karizmatik bulunmuştur.

-Esat Bindesen-Ayhan Türkez, siyasi eşhasın da aralarına katılması neticesinde, dikdörtgen masada, pek verimli oturumlar gerçekleştirmişlerdir. Bu fotoğraflar da mühim günün mühim bir hatırası olarak tarihteki yerini almıştır.

-Ayhan Türkez bir paylaşımında da Sinan, Soner, Samet, Esat Beyler ile diğer şahıslarla ayakta çekilmiş resim yayınlamış, takdim yazısına şu notu düşmüştür: “Başkent Ankara‘da ERZURUM Günleri etkinliği, coşku görülmeye değer… Teşekkürler tüm dadaşlara…”

Müslim Özkan yayınladığı resimde, bir Sayın Milletvekilimizle, Pasinler Standı önünde poz vermiştir. Bu görsel de pek mühim bir hadise olarak değerlendirilmiştir.

En, en kıdemli gazeteciler, Kadir Sabuncuoğlu ve Öztürk Akkök Beyler de, Aslanlı Yolda aslanlar gibi vakur yürümüşlerdir. Bu tarihi yürüyüş, yine Nihat’ın bir paylaşımı olarak, Erzurumlu gazetecilerin ‘Ankara’ya özlem günlerini’, bu görselle adeta taçlandırmıştır.

Gazetecilerin organizasyonu yapan ev sahibi heyetle hiç fotoğraf çektirmemiş ve yayınlamamış olması pek yadırganmış olsa da bu durum haber yoğunluğuna bağlanmıştır.

Latife bir yana… Meslektaşlarımın hepsi tecrübeli ve değerli gazetecilerdir, peki o zaman manzara neden böyle olmuştur, olmaktadır?

Çünkü ‘Ankara Erzurum Günleri’nde ortada haber değeri taşıyan bir şey yoktur. Ki, gazetecilerimiz de onları haber olarak yazsınlar?

Yarın bu konuya devam edelim.