Yazmamak için direniyorum aslında ama nereye kadar? Canımız her geçen gün biraz daha sıkılıyor.
Borcunu ödeyemeyenler çareyi toplu intiharda buluyor. Kimisi de yalnız başına yorularak gelip geçip gidiyor sessiz sedasız…
82 milyon nüfusun olduğu ülkemde 60 milyon insan borçlu bir kısmı da haciz işlemlerinin başladığını düşünürsek daha zor günler bizleri bekliyor.
Bu aşamaya nasıl geldik! Nerede dayanışma nerede yardımlaşma… Zannedersem gemisini kurtaran kaptan oluyor.
Banka faizleri ve kredi kartları ile bilinçsizce harcama yapan toplumumuz her geçen gün bankalar ile köleleşiyor ve hayatlarını kredilere ipotek ediyor.
Bu vehamet kamu da çok kötü durumda Belediye kurumları Kamu bankalarından aldıkları kredileri ödemeyerek toplumun yedek akçelerini ve yarınlarını bilinmez bir kuyunun dibine atıyor… Örnek verecek olursak Vakıfbank’ta 32 parsel Halkbank’da ise yaklaşık 20 parsel Erzurum Büyükşehir Belediyesi arsası bankalar tarafından haciz konularak satışa verilmiş durumda… Yaklaşık 250 milyon liraya tekabül eden bu kredilerin ise nereye kullanıldığı konusunda somut bir delil göremiyoruz…
Erzurum da esnaf naçar durumda insanlık naçar durumda;
Erzurum’da hizmet zannettiğimiz birçok iş toplumumuzun birlik ve beraberliğini bozmakta ve toplumu ayrıştırmaktadır.
Geçmiş yıllarda ‘’ÇEŞME’’ açılışını hiç unutmuyorum 1 Bakan 5 Milletvekili 1 Belediye başkanı bir çeşme açmıştı. Ne kadar gülünç durumdayız değil mi? Geçenlerde dikkatimi çekti Sayın Valimiz Okay MEMİŞ Taziye evi açılışında… Sayın Valim ne olur sizlerde Belediyecilere benzemeyin…
Erzurum’da mahallelerimize köylerimize açılan taziye evleri memleketimizin ve toplumumuzun dibine dinamit koymuştur. Neden oluyor bu intiharlar neden? Çünkü bir arada değiliz!
Eskiden demeyi sevmiyorum çünkü devam ettiriyoruz; Durumu ne olursa olsun Cenaze evlerine yemek yapıp götürürüz. Aynı zamanda evin durumuna göre gıda ve maddi yardımdan da geri durmayız böyle öğrendik büyüklerimizden. Sadece Cenaze zamanı değil cenazeden sonrada ilerleyen yıllara kendimize bir ödev olarak hatırlatırız…
‘’Komşu komşunun külüne muhtaçken’’ bu kadar intihar vakası ile karşılaşmıyorduk.
Taziye evleri yoksul durumda olan birçok vatandaşımızın ne durumda olduğunu görmemizi engelliyor. İnsanlar derdini açacak kimsede bulamayınca çareyi ‘’siyanür’’ de buluyor ne yazık ki.
Gelelim taziye evine gelen ‘’Lahmacuna’’ Taziye evlerine gelen lahmacun ise bizleri komşuları tembelleştiriyor. Görev olarak atadan dededen öğrendiğimiz gelenek ve görenekleri devam ettiremiyoruz.
Türkiye genelinde 85.000 Dernek 46.000 Vakif var hepsi değil %10’u amacina uygun çalışsa olur mu bu intiharlar…
Toplum olarak ayrıştırılıyoruz. Ayrışıyoruz. Sonra kavgalar büyüyor, hastalıklar çoğalıyor…
Çareyi Siyanür de arayan Aziz Hemşerim sen intihar etme bunca zübük varken…
Kamuyu zarara uğratan bunca dangalak varken sen intihar etme işçi kardeşim.
Cebinde 1.5 lira varken pazara gidelim diyen eşini gönderip sen intihar etme canım kardeşim…
Devlet bankalarını soyan aldığı krediyi yerine koyamayan kamu görevlileri hesap versin.
Yanlış anladınız Hizmet diye yutturun, Kamu bankalarını halk ile beraber uyutun. Cami’de aminlerle taziyede veleddalinlerle bu milleti uyutun. Hizmet diye yutturmaya çalıştığınız bu zokalarla toplumun dibine dinamit koyan güruh sizin dinamitiniz musallada bile değil ahirette varın hesabı siz görün.
Bir yanıt yazın