Günlerdir Büyükşehir Belediyesi Erzurumspor ile ilgili sosyal, görsel ve yazılı medyada yapılan tartışmaları, spor bilimcisi olarak takip ediyorum.
Sürecin siyasi ve ekonomik rant ikilimi sac ayağı ekseninde kayıkçı kavgasına dönüşmesi üzerine bir kaç cümlede biz sarfedelim dedik.
Öncelikle bu kayıkçı kavgasının aktörlerine yanlış hatırlamıyor isem, ilim ve haya abidesi Hz Ali’ (r.a)’nın bir sözünü mealen hatırlatmak isterim” Kimki birine yaptığı iyilik karşısında karşılık bekler ise tefeciden hiç bir farkı yoktur.!”
Aslında söz konusu siyasi ve ekonomik kayıkçı kavgasını bu söz kıssadan hisse özetliyor.
Belki biz ve bizler gibi taraftarlar ekonomik bütçemiz oranında Erzurum spora fazla bir şey veremedik, çoğumuz taraftarlık ruhu ile;
Salgın öncesi bilet alarak, yine öncesi ve sonrası beIN CONNECT’i evimize taşıyarak takımımız bütçesine katma değer sağlayarak, yapılan yardım kampanyalarına 3-5 mesaj atarak, kendimize,
çocuklarımıza formasını, atkısını, bayrağını satın alarak karınca kararınca katkı sağladık ve bunun karşılığında zerre siyasi ve ekonomik menfaat beklemedik..
Şüphesiz bizimde ve bizim gibi hesapsız ve karşılıksız karınca kararınca destek veren taraftarların elbetteki söz söylemeye hakkı vardır. Kimsenin taraftarın tepkilerinden dolayı rahatsız olması ise muhtemelen tıbbi ve psikolojik hazım sorunundan kaynaklanabilir. Bazı yalaka, yandaş ve paydaş tayfasının yıllardır kendilerine ikram ettiği gaz giderici sodalarında sunni ve geçici bir çözüm olduğunu özellikle belirtmek isterim…
Belki bu yandaş ve paydaş tayfası verdiğiniz para kadar konuşunda diyebilirler… Lakin hamdolsun bizler başarı dışında hiç bir beklenti olmadan tabiri caizse babamızın kesesinden, kendi bütçemizden verdik..
Ama bu kayıkçı kavgasına girenlerin vermiş oldukları, yere göğe sığdıramadıkları destekleri, yardımları, paraları kendi babalarının kesesinden mi vermişler, kendi öz bütçelerinden ne koymuşlar, zarar mı etmişler, siyasi ve ekonomik ne koymuşlar ne kazanmışlar veya iflas mı etmişler, zarar mı etmişler.. Galiba bağımsız maliye denetçilerinin teftiş ve denetimine muhtaç bir vaka ile karşı karşıyayız.
Ha bu arada oyunu kurallarına göre oynayıp, gaz gelecek yerden tavuğu esirgemeyerek, iş insanlarına ve sponsorlara, verilen işler, arsalar, ihaleler ve onlar üzerinden kulübe sağlanan katma bütçelerde kimsenin babasının malı değil Erzurum ve Erzurumlunun öz kaynağı, milli hasılasıdır.
Ve yine sponsorların sağladığı bütçeler bir taraftan vergiden düşülerek yine devlete verilecek vergiden düşerek, daha az vergi ile millete gelen külfet olup ondada milletin hakkı vardır. Bu sebeplerden hareketle taraftarın elbette konuşmaya, eleştirmeye hakkı vardır.
Sadece taraftarın asla hakarete hakkı yoktur, meramını hakaretle ifade eden ise taraftar asla değildir.
Aslında ne güzel söylemiş atalarımız; “Hamama Giren Terler, Demirden Korkan ise Trene Binmez diye.. Kendilerinin kaybetmediği lakin Erzurum Sporun ve Erzurumluların kaybettiği bir zeminde kayıktan atlamaya çalışmak, batan bir gemiyi en önce terk edenlerin safhına onları sürükler ki.. bu kayıkçı kavgacılarına hasseten hatırlatırız.
Yine cennet mekan ecdadımızın güzel bir ata sözü vardır; “Davul birinin boynunda, tokmak bir başkasının elinde” diye aslında süreci kıssadan hisse özetleyen bir nasihattir.
Yaklaşık her sezonda bir başka başkan çerçevesinde, istikrar ve temsil sorununu da yabana atmamak lazım..
Şüphesiz 3. ligden 2 kere süper lige çıkış serüveninde sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmeninde, Belediye yönetiminin de ve onların koordinatörlüğünde Erzurum Sporu yöneten bütün başkanların ve yönetim kurullarının, emek, çaba ve gayretleri inkar edilemez, velevki Erzurumlularda bi haklarını teslim etmiş zaten vefada göstermiştir.
Bunun ötesinde bir kazanç ve beklenti içerisinde olanlara da tekrar Hz Alinin sözünü hatırlatırız..
Belki de Yerel Yönetimler Yasa Tasarısı’nın 9. maddesine göre Belediye Başkanlarının Spor Kulübü Başkanlığı yapması yasaklanmasaydı, ne günümüzdeki temsilde adalet, yönetimde istikrar problemi yaşardık, nede günümüzdeki kayıkçı kavgasının muhatabı vesselam…
En doğrusu Erzurum’a ve Erzurumluya vefa borcu olanlar olarak, “BİR DADAŞ GİBİ.. Karşılıksız ve Hesapsız ERZURUM SPOR’a sahip çıkmaktır…
selam saygı dua
Ahmet Gökhan Yazıcı
ERZURUM'DA HAVA
Bir yanıt yazın