MENÜ ☰
Büyük Erzurum Sofrası
Erzurum Haber Gazetesi » Yazarlar » Valilik’te neler oluyor?
Mehmet Şener
Valilik’te neler oluyor?


Kime sorsanız bir şey bilmiyor, bir şey görmedi, duymadı! Ama belli ki Valilik’te bir şeyler oluyor. Çünkü valilik binasının her katında derin bir sessizlik, gizem, dedikodu ve teyakkuz hakim…
Belli ki epey bir şey var; ama bilen ne bildiğini açıklamıyor bir türlü…
Rivayetin bini bir para:Kimisi “Vali Bey gidiyor” diyor;  kimileri de  “Ne gitmesi yahu, gitti bile, gitti” diyor. Özel Kalem’e de sorarsanız, bütün bunların hepsi “Boş laf. Vali Bey sadece izinde.”
Doğrusu nedir bilmiyoruz.
Çünkü, ortada resmi ya da gayri resmi bir açıklama yok. Vali Bey’in kendisi de şimdilik konuşmuyor. Muhtemelendir ki, Erzurum’daki bu spekülasyonlar Ankara’ya da ulaştı. Buna rağmen kimsenin konuşmaması, dedikoduları büsbütün artırıyor.
Vaziyet, bu gelişmeyi “normal” olmaktan çıkarıyor.
Normalde, valiler ya toplu kararname ile yer değiştirilir veya merkeze çekilir yahut da ara bir kararname çıkarılır. Misal; geçen günler içerisinde Ardahan ve Rize valileri rutin dışı bir kararla alınmışlardı. Meydana gelen gelişme, daha doğrusu iddialar gösteriyor ki, bu durum çok daha daha farklı bir şey…
Peki ama ne?
Şimdilik bilmiyoruz, bilen de susuyor.
Keşke Vali Sami Bulut hemen Erzurum’a dönüp, ayyuka çıkan bu dedikodulara bir açıklama getirse…
Evet veya hayır; neyse ne…
Karanlık şehir…
Kaç kere yazıldı, kaç kere eleştirildi artık hatırlayamıyorum; ama değişen hiçbir şey olmadı… Ne ilgili kurumdan, ne de başka yerlerden tek satırlık da olsa bir açıklama yapılmıyor! Oysa çok basit bir soru soruluyor:
“Bu şehir neden böyle zifiri karanlığa mahkum?”
Evet… Bu kadar basit bir soru aylardır muhatap dahi bulamadı!
Bu çağda, hem de bu kadar büyük imkanların karşısında, bir şehir nasıl olurda böylesine karanlık olur?
Tamam… Sırf adı büyükşehir diye, biz de Erzurum’un hoş büyükşehir olmadığını, hatta giderek geri kalmış bir kasabaya benzediğini biliyoruz. Biliyoruz da, artık kasabaların bile ışıl ışıl aydınlatıldığını da görüyoruz. Zorunlu elektrik kesintisi yaşanıyor olsa, anlamak mümkün ama böyle bir uygulama yok. En azından ülkenin başka bölgelerinde yok… Zahir Erzurum’a münhasır bir karar alınmış!
Yoksa bir şehir bu kadar karanlık olamaz…
Kanıt isteyenler için söyleyelim:
Kayakyolu ve Ilıcayolu!
Hoş başka caddeler pırıl pırıl değil, ama en çok da bu iki ana arter karanlığa gömülmüş durumda.
Güya bu iki yol da yeni yapıldı…
Neredeyse “keşke yapılmasaydı, en azından böyle karanlık olmazdı” diyesi geliyor insanın…
Dört şeritli yollar yapılıyor, ama ışıklandırma yok!
Her iki yol da yapılalı aylar oldu. Şayet inşaat nedeniyle ışıklandırmaya son verilmiş olsaydı, yol yapımı bittikten sonra direkler dikilir, lambalar yanmış olurdu.
Ne gezer!
Kayakyolu turistik bir güzergah…
Ilıcayolu ise, uluslar arası bir yol…
Ama gidin bakın göreceksiniz, her iki yol da akşam insanı ürkütecek derecede karanlık ve soğuk…
Cevap vermiyorlar ancak mümkün ki mazeretleri şudur:
Ankara’dan ödenek gelmedi, gelir gelmez ihale açıp ışıklandırma yapacağız!
Veya benzer bir yaklaşım…
Sonuçta bu cevapların hiç biri yaşanan sorunu ortadan kaldırmıyor ve Erzurum’u karanlıktan kurtarmıyor.
Ne var ki bu şehrin adına “büyükşehir” denilmekte!
Söyler misiniz kuzum, hangi büyükşehir Erzurum gibi karanlık, kirli, sefil ve bıkkın?
Fakat yine de karamsar olmamak gerekir. Baksanıza bizim de kendi çapımızda şampiyonluklarımız var!
Misal: En geri kalmış iller arasında ilk 10’dayız.
Ayrıca kişi başına milli gelirden alınan pay açısından da ilk 10’dayız.
Bu ikisi yetmez ise, bir derecemiz daha var. O da: En fazla Yeşilkart sahibi olan ilk 10 il içinde olduğumuz gerçeğidir.
Şehrimiz karanlık, kirli ve harabe amma bizim de derecelerimiz var!
Merak ettiğimiz husus şudur:
Şehrin bu genel görünümünden ötürü, politikacılar, belediye başkanları, sivil toplum temsilcileri ve de bu şehirde yaşayan ahali zerre kadar rahatsız olmuyorlar mı?
Öyle ya, bugüne kadar ne bir politikacıdan, ne de bir yerel yöneticiden şikayet işitmedik.
Herkes halinden memnun olmalı ki, ilgili kurumlar ana yolları ışıklandırma gereği duymuyorlar!
Az daha unutuyordum; aslında bir şampiyonluğumuz daha var. Nedir bilir misiniz?
Neyse sizi yormadan biz söyleyelim:
Kaldırım yapmak!


Evet… Bu hususta en kralına taş çıkartırız!
Mütemadiyen kaldırım söküp, kaldırım yapıyoruz…
Şehrin dört bir yanını esir alan çöp dağlarını kaldıramayan belediyelerimiz, haftada bir yeni kaldırım söküp yapıyor!
Böylelikle şehri imar ettiklerini ve şehre estetik kazandırdıklarını düşünüyorlar.
En azından, “belediye icraatı” diye gösteriyorlar!
Karanlık şehrin, granit taşlı kaldırımları…


Ne lüks ama…
Meseleye iyi tarafından bakacak olursak, aslında bu karanlık çok da fena bir şey değil hani…
Düşünün ki, Allah esirgesin ülkemiz bir başka devletle savaşa girdi, o devletin uçakları şehirlerimizi bombalıyor.
Biz kurtuluruz… Çünkü havadan burasının şehir olduğu anlaşılamayacağı için, belki pilotlar da küçük bir kasabayı bombalamaya tenezzül etmezler!
Bu da, “bardağın yarısı dolu” diyenleri haklı çıkaracak bir bakıştır.
Üstelik de fena bir bakış da değil!
Son bir soru:
Erzurum, bu kadarını hakkedecek ne günah işledi acaba?

 

 
📆 29 Eylül 2009 Salı 12:09   ·   💬 0 yorum   ·   ⎙ Yazdır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ERZURUM'DA HAVA

ERZURUM
Esentepe Avrupa Konutları
YENİ SAYI

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

ANKET

Üzgünüm, şu anda etkin anket yok.

BAĞLANTILAR