Erzurum Muratpaşa Mahallesi’nde doğmuş, büyümüş, Erzurum Lisesi ve Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde mezun olmuş, uzun yıllardır İstanbul’da yaşayan, memleketinden uzak olsa da memleketine muhabbeti hiç bitmeyen; Yeminli Mali Müşavir Ebubekir Taşyürek Erzurumluları duygulandıran bir paylaşım yaptı.
İyi bir kitap sever ve okuyucu olan Ebubekir Taşyürek tesadüfen bulup okuduğu Sarıkamış Meydan Muharebesi’nin üst düzey komutanlarından İhsan Latif Paşa’nın Hatıralarında, uzak diyarlarda 1915 li yıllarda hamiyetperver Erzurumluların izini yakalayınca bunu sosyal medyada dost ve arkadaşlarıyla paylaştı.
Biz de hemşehrimizin bu anlamlı ve yürek ısıtan tespitini haber yaparak Erzurumlulara duyurmak istedik.
Teşekkürler İhsan Latif Paşa, teşekkürler Ebubekir Taşyürek..
Ebubekir Taşyürek paylaşımı aşağıdaki gibi:
1915 kışında binlerce Türk evladının şehadeti ile sonuçlanan Sarıkamış Meydan Muharebesi’nin üst düzey komutanlarından İhsan Latif Paşa kendisi ve hayatta kalan bir kısım subay ve erleriyle Rusların eline esir düşer. Ruslar tarafından Sibirya ortasındaki Çita Esir Kampına sürülür. Türk askerleri burada milletimizce ‘Moskof’ olarak adlandırılmış asırlık düşmanımız Ruslar tarafından insaf ve vicdan dışı muamelelere maruz bırakılırlar.
İhsan Latif Paşa esaretinin ilk anından itibaren “firar etmek, Türkiye’ye geri dönmek ve Ruslara karşı savaşarak intikam almak” gayesi ile yanıp tutuşur. Fırsatını bulduğunda da bir subay arkadaşıyla beraber firar eder.
1900’lü yılların şartlarında donmuş ayaklarla, çoğu zaman yürüyerek uçsuz bucaksız Sibirya’yı doğuya doğru geçerek Çin, Japonya, Amerika ve Avrupa üzerinden yani dünyanın etrafında tam bir tur atarak vatan topraklarına ulaşmak ve ertesi gün görev talep etmek üzere Genelkurmay Başkanlığına müracaat etmek onur ve şerefini ancak bir Türk taşıyabilir diye düşünüyorum.
🇹🇷
Ben bir tesadüf eseri, başka bir konuda araştırma yaparken baskısı tükendiğinden, sadece PDF ortamında bulabildiğim bu hatıratı bir solukta okudum. Büyük azim, inanç ve cesaretle başarılan bu firarın hikayesinde şanlı ecdadımla bir kez daha iftihar ettim.
Aşk, zevk ve heyecanla okuduğum, her dakikası ölüm kalım savaşı olarak geçen bu akıl sır ermez mücadeledeki başarının, yüce Allah’a olan imanın, vatan sevgisinin ve alınmış iyi bir eğitimin sonucu olduğunu ibretle gördüm.
Tabi bu arada Türkistan coğrafyasında yaşayan her boydan Türklerin ve Çinli müslüman kardeşlerimizin ortaya koyduğu maddi manevi destek ve faaliyetlerin bu büyük firarın gerçekleşmesinin asli unsuru olduğunu da gururla söylemek gerekir.
🇹🇷🇦🇿🇺🇿🇹🇲🇰🇿🇰🇬
İhsan Latif Paşa, hatıratında beni ayrıca duygulandıran hoş bir tevafukla “Çang-Çung” şehrinde Kafkasyalı Hayri Beyin evinde Erzurumlu Kaskaroğlu Mustafa ve Kasapoğlu Mehmet ve Abdullah oğlu Taştan Avni Efendilerle tanışmasından bahsediyor. (96-97.shf.)
Bunların fırıncılıkla meşgul olduklarını, daha önce yaşadıkları Sibirya’nın muhtelif şehirlerini, ülkemizin Rusya’ya harp ilânından sonra terkedip Japonya’ya sığındıklarını anlatıyor.
Bilhassa hemşehrimi “Erzurumlu Kaskaroğlu Mustafa Efendi Türklüğe has olan bir zengin gönüllülükle ve şahsi servetinin darlığına rağmen Fethi Beyle ikimize yeni birer takım elbise ve çamışırlarla ayakkabı satın aldı. “Çang-Çung” kasabasına kadar pek fakir bir amele daha doğrusu, aciz birer dilenci kılığından ibaret olan elbiselerimizi sırtımızdan attık. İyi kalbli dindaşlarımızın himmet ve müriveti sayesinde bu anda oldukça şık ve temiz giyinmiş birer efendi olduk.” diyerek şükranla yâd ediyor.
Bütün kalbimle inanıyorum ki, bu hatıratı okuyacak herkes, özellikle gençler, en zor şartlarda bile; iman, inanç ve eğitimin insanı nasıl ayakta tuttuğunu bir kez daha görerek geleceğe ona göre hazırlanacaktır.
Bu vesileyle ihsan latif Paşa’yı ve bütün şanlı ecdadımızı fatihlarla, rahmet ve minnetle yâd ediyorum.
@öne çıkar Muzaffer Taşyürek Ergün Engin
(Hatıratı PDF olarak okumak isteyen mail adresini ataşyurek25@gmail.com adresine göndersin.)
Paylaşımın Linki:
Bir yanıt yazın