17 Ekim 2024 Perşembe günü internetten gazeteleri okurken Erzurumla ilgili bir haber gözüme ilişti. Erzurum’da, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler günü kapsamında kadın çiftçileri köylerinde ziyaret eden İl Tarım ve Orman Müdürü sayın Alpaslan Kenger altı tane ehramlı kadının arasında harabe binaların önünde oturmuş sohbet ediyor.
Herhalde Erzurum’un tarım tarihini ve çiftçilik hayatını konuşuyorlar. Zira kadınların büründüğü ehram ve arkadaki evler Nuh Nebi döneminden kalma yapılar. Kahramanmaraşlı müdür beyin bula bula bu mekânı bulması ve önünde fotoğraf çektirmesi, valiliğin de bunu sitesinde yayımlaması çok, ama çok anlamlı. Çocukluk yıllarımda, yani 1960-1970’li yıllardaki Erzurum’u hatırlayınca bu manzaraların o gün için normal olduğunu, ancak günümüz için anormal sayılacağını düşündüm. Nitekim gelen tepkilerden anlaşılıyor ki bu manzara pek çok Erzurumlunun hoşuna gitmemiş.
Prof. Dr. Halûk Harun DUMAN Marmara Üniversitesi YADYO Müdürü
Ehram meselesine gelince o çok daha ilginç. 1990’lı yıllarda yaşayan bir ehram ustasıyla sohnet etmiş bir makale yazmıştım. Ancak nerede yayımladığımı şimdi hatırlamıyorum. Ham malzemesi yün olan ehram doğu kadınlarının, özellikle de Erzurumlu hanımların kısa süre için dışarı çıktıklarında kullandıkları bir giysi. Geleneksel ev tezgahlarında üretilir, beyaz, kahverengi ve siyah renkte yapılırdı. En fazla rağbet edileni kahve rengi olanıydı. Daha çok köylü ve kırsal kesimde yaşayan kadınlar tarafından kullanılırdı. Erzurum’un şehir kültürünü almış yaşlı kadınlar atkı ve manto ile sokağa çıkarlardı. Gençler ise son derece modern giyinirlerdi. Onların çeyiz sandıklarında ehram vs. bulunmazdı.
Köyden kente göçler artınca ister istemez ehram da şehire geldi. Yalnız Türk kadınları değil başta Ermeni ve Rum olmak üzere bölgedeki azınlık kadınlar da bunu kullandı. 1461 yılında bir kısmı müslüman olan Karadenizli bayanlar nasıl kara çarşaftan vaz geçmedilerse Erzurum’un köylü kadınları da ehramdan vaz geçmediler.
Müdür beyin bu kadar ehramlı kadını bir arada bulup ehram için piar çalışması yapması benim çok garibime gitti ve aklıma takkeyi getirdi. Çünkü Erzurum 7-11. yy’larda hüküm süren ve Musevi inancına sahip olan Khazar (Hazar) İmparatorluğu’nun kültür çevresi içinde uzun yıllar kalmış bir bölgeydi. Müziğinden yemeklerine, giyimden kuşama bu etki yüzlerce yıl devam etti. Ehram nasıl ki köylü kadınların alemet-i farikasıysa, takke de köylü erkeklerin bir alemetiydi. Yahudilerin başlarına taktıkları Kipa (Kippa) gibi, Erzurumlu erkekler de başlarına takke takar, ellerindeki tesbihlerini “Ellah, Ellah, Ellah” diye çeker dururlardı. Kasaba ve köylerde yaşayan, gençler veya yaşlılar, özellikle de Tortum, İspir, Oltu vs. gibi kuzey bölgelerde yaşayan erkekler, takke giymezlerse ayıplanırlardı. Bu islamiyetten ziyade Ortadoks Museviliğin etkisi altında yapılan bir ritüeldi. Onlara göre başı takke ile kapamak yüce bir gücün varlığını kabul etmekti. Kadınlarda başörtüsü nasıl dini gerekçelere dayandırılıyorsa, takkeye de dini anlam yükleniyordu.
Gelelim sonuca. Tarihi teocentric (din veya tanrı merkezli) okuyup dini ön plana çıkarır ve bugüne taşırsanız çeşitli sorunlar yaşar, böyle tepkiler alırsınız. Kahramanmaraşlı sayın müdür belki iyi niyetle böyle bir poz verme gereği duydu. Ancak onun imaj makerı kendisini “Sayın müdürüm bu poz Erzurum’u doğru yansıtmıyor!” diye uyarmalıydı. Sosyolojiden bihaber veteriner kökenli müdür bey bunu dikkate alır mıydı almaz mıydı bilmiyorum. Zira bu manzaradan kendisini çıkarınca ancak günümüz Afganistan ve Pakistan’ında görülecek türden bir görüntü kalıyordu. Bunun denemesi basit. Altına Erzurum yazmayıp da bu fotoğrafı 100 kişiye gösteseniz ve “Bu fotoğraf nerede çekilmiş olabilir? Bu kadınlar nerelidir?” diye sorsanız büyük bir kısmı Taliban yönetimindeki Afganistan veya Pakistan diyeceklerdir.
Şimdi size sorarım; 2024 yılında bunun Erzurum’a yapılması reva mıdır? Bu fotoğrafı gören kaç tatilci Erzurum’a gelmek ister? Kaç öğrenci gelip üniversiteyi Erzurm’da okumak ister? Kaç yatırımcı böyle bir şehre yatırım yapar? Aklım havsalam almıyor. Aslında oldu olacak yine bir harabe bulup takkeli erkeklerle de fotoğraflar çekilse ve “ERZURUM’DAN İNSAN MANZARALARI” başlığı ile müdürlük veya valilik sitesinde yayımlansa ne iyi olur. Gelin en iyisi bu işi veteriner müdür beyimize veya valiliğe bırakmayalım. Aşağıya ehramlı ve takkeli iki resim koyalım da işleri kolaylaşsın…
Bu arada sayın İl Tarım Müdürü Alpaslan Kenger Bey’e bir önerim olacak. Gerçek girişimci ve tarımcı Erzurumlu bayanlar arıyorsa Organik Nazmi Abimin sevgili eşi Çiğden ILICALI’yı bulsun, o hem Erzurum kadının gerçek yüzünü hem de tarımda gerçek girişimciliğin nasıl yapılacağını ona ayrıntılarıyla anlatır… Arzu ederse ben telefon numarasını verebilirim. Ancak o da rahatlıkla bulabilir. Aşık Kerem boşuna demememiş:
Erzurum dağları kardır geçilmez / Gizli sırdır her adama açılmaz.
Bu olay bize gösteriyor ki Erzurum, İl Tarım Müdürü’ne de açılmamış ve güzel yüzünü göstermemiş.
Bir yanıt yazın