Kış oyunlarının yapılacağı tarih büsbütün yaklaştı. Beri taraftan da başka organizasyonlar için müracaat yapılıyor. Fakat Erzurum, hala öyle sıradan sorunlarla mücadele ediyor ki şaşırıp kalmamak mümkün değil.
Hangi Erzurum gerçek?
Dünya çapında kış turizmi merkezi olmak isteyen Erzurum mu, yoksa medeni hiçbir şehirde izine bile rastlanmayacak sorunlarla boğuşup duran Erzurum mu?Bu şehri yönetenler artık şapkalarını önlerine koyup düşünmelidir. Erzurum’u bu görüntüsüyle görücü önüne çıkarabilir miyiz? Basit ama bu şehirde yaşayan on binlerce insanın hayatını olumsuz yönde etkileyen bir sorun…
Buyurun siz cevap verin.
Toplu taşıma araçlarının aynı zamanda birer “trafik teröristi” olduğu, tevil edilemez bir gerçektir. Ne sinyalizasyonlar onları bağlıyor ne de herkesin uymak zorunda olduğu trafik yasaları…
Adamlar kurallardan münezzeh!
Ölçüleri şu: Herkes bize uysun!
Zaten uygulama da aynen böyle…
Eskiler, “Arlı arından korkar, arsız da zanneder ki benden korkuyor” demişler… Bizim toplu taşıma bombaları da bu mantıkta…
“Nerede ne zaman patlayacağımıza biz karar veririz” diyorlar!
Pimi çekilmiş, tahrip gücü yüksek birer bomba gibi her an her yerdeler.
Hatırlayacaksınızdır mutlaka daha bir iki hafta önce bu şehirde bir yolcu otobüsü onlarca insanın hayatını tehlikeye atmış, bir vatandaşın da yaralanmasına sebep olmuştu.
Bu yüzden siz siz olun, bu araçlardan kendinizi sakınmaya çalışın…
Şayet başarabilirseniz…
Gerçi siz de haklısınız; bir tane veya bir tür değil ki, tedbir alasınız…
Halk otobüsü, minibüs, öğrenci servisi ve bir de ekmek arabaları…
Hele de ekmek arabaları…
Araba değil, zannedersiniz ki potansiyel katil…
Sanki de ekmek yerine, birilerinin ecelini taşıyorlar, demir yığını o paslı kasalarında…
Hoş halk otobüsleri ile semt minibüslerinin de ondan geri kalır yanları yok. Onlar da aynı kapsamda…
Gerçekten öğrenmek istiyorum:
Bu minibüs ve halk otobüslerinin ruhsatlarında, “İstedikleri yerde dururlar, ışık ihlali en doğal haklarıdır. Balık istifi gibi yolcu taşırlar” şeklinde bir ibare yazıyor mu?
Yazmıyorsa şayet; söyler misiniz bu adamlar bu gücü nereden alıyorlar?
Yahut da… Bu nasıl bir cüret ki, kanunsuzluk kanun haline gelmiş?
Kurallara uymak yerine, milleti kendilerine uyduruyorlar.
Sanırım birkaç yıl önceydi bu sorun, İl Genel Meclisi’nin de gündemine girmiş ve Meclis, yerel yöneticilerden çok acil olarak toplu taşıma araçlarına karşı yaptırım uygulanmasını istemişti.
Aradan bu kadar zaman geçti, değişen bir şey olmadı. Adamlar yine bildiklerini okumaya devam ediyorlar.
Trafikçi arkadaşlar, en küçük bir kusurda özel taşıtlara istedikleri gibi cezalar tatbik etmesine karşın, bu tekerlekli terörizme karşı son derece hoş görülü davranıyorlar!
Acaba niye?!
Erzurum, artan ihtiyaçlarına oranla gelişen bir şehir değil.
Erzurum, hormonlu armut gibi şiştikçe şişiyor.
Bunun ne çağdaş şehircilikle bir izahı var ne de akılla…
Caddeler, sokaklar, her yer… Ama her yer otomobil kaynıyor.
Fakat o nispette otopark, cadde ve garaj yok…
Belediyeler ise trilyonlar harcayarak yaptıkları kapalı-açık otoparklara araçların girmesini sağlamak yerine, Cumhuriyet Caddesi’nde başlattıkları parkomatlarla soruna çözüm bulduklarını zannediyor!
Ama çaresiz… Nereye kaçarlarsa kaçsınlar o gerçek peşlerinde:
Erzurum, toplumsal ihtiyaçların yeterli oranda karşılandığı bir yönetim anlayışından uzakta…
Esasında bu, öyle altından kalkılamayacak bir mesele değil. Kararlı, dirayetli ve hukuktan yana bir anlayışın hakim olmasıyla birlikte, bu sorun birkaç ay içinde kendiliğinden çözüme kavuşabilir.
Yani çaresiz bir dertle karşı karşıya kalmış değiliz…
Çare belli:
Güçlü bir irade…
Evet; bu kadar basit…
Ama o güçlü irade nerede?
Belediye başkanlarının masalarında mahkeme kararı ile yıkılması gereken binalar var.
Geçen süre içerisinde hangisinden bir tuğla sökülebildi?
Kaçakçılık ve yasa dışılık belediyeler eliyle usul usul meşrulaştırılıyor.
Millet kanmıyor, hiç olmazsa kendilerini avutmaktan vazgeçseler.
Söyler misiniz Allah aşkınıza şu trafik terörizmi yalnızca polisin mi sorumluluğudur, belediyelerin, öteki kurumların hiç mi hiç kabahati yoktur?
Bana göre, baş sorumlu belediyelerdir.
Bakın hele şu şehrin içerisinde bulunduğu garabete…
İnsanlar kurallara göre araç süremiyor; kimin bileği daha kuvvetliyse yol da onun ışık da…
Dünya çapında spor organizasyonlarına ev sahipliği edecek bir şehirde bugün bunları konuşuyor olmak aslında ne kadar geride olduğumuzu göstermektedir.
Defalarca yazıp söyledik, geçen yedi sekiz yıl içinde, yani AK Parti Hükümeti döneminde, iyi yönetilen şehirler aldı başını gitti. Hem kentsel dönüşüm sorunlarını çözdüler hem de altyapısı ve üst yapısıyla modern bir görüntüye kavuştular.
Evet, haksızlık etmeyelim bizde de bir şeyler yapıldı, yapılıyor fakat bu yeterli değil…
Erzurum, kalkınma yarışında çok gerilerde kaldı; bu gerçeği artık herkesin görmesi lazım.
Alınganlık göstermekle, şehir hamle yapmıyor ne yazık ki…
Mehmet ŞENER
Bir yanıt yazın