Erzurum’da geçtiğimiz gün vahim bir olay yaşandı.
Olayda şizofreni hastası olduğu bildirilen bir kişi bir polisi bıçakla yaralayarak
öldürdü, diğer bir polisin ise yaralanmasına neden oldu.
Katil zanlısı bir şizofreni hastası.
Bunu bilmeyen yok.
Mahallelisi biliyor, arkadaşları biliyor, akrabaları biliyor.
İşin garip tarafı,
O şizofreni hastası ama güvenlik görevlisi…
*
TEDAŞ’ta güvenlik görevlisi olarak çalışıyor.
Oranın güvenliğinden sorumlu.
Silah taşıma yetkisine sahip.
Özel elbiseli,
Bir nevi polis…
*
Kendi ifadesinden anlıyoruz ki,
Olay günü işten gelmiş. Kahvaltı yapıyormuş. Kapının zili çalmış. Kapıyı açınca karşısında
2 polis görmüş. Telaşa kapılmış.
Telaşe sinin nedeni ‘Akıl hastanesine götürecekler’ sanmasıymış…
*
İşin garip tarafına gelince,
Şizofreni hastası bir kişinin güvenlik görevi yapmasıdır.
Böyle bir kişi nasıl olmuş güvenlik görevlisi olmuş?
İşe girerken hangi şartlara göre kabul edilmiş?
Sağlık kurulu raporu istenmemiş mi?
Tabi tam teşekküllü hastaneden olması gerekir…
Bütün bunlar bir tarafa kalsın,
Hastanede yatmış tedavi görmüş.
Ama yine güvenlik görevlisi olmaya devam etmiş.
Ya bu cinneti görev başında, belinde silah elinde bıçak olarak geçirseydi,
Acaba kaç kişinin canı yanacaktı?
Kaç ailenin ocağı sönecekti?
Kaç ailenin evine ateş düşecekti?
*
Bunu adı tam anlamıyla kocaman bir duyarsızlıktır.
Bunun adı tedbir değil, vurdumduymazlıktır…
Bu adamın canlı bombadan ne farkı var arkadaş?
Tehlike insanların arasında dolaşıyor,
Her gün onlarca vatandaş bu şahsın önünden geçip gidiyor,
Kendi güvenliğinden bile mesul olamayan adam,
Kurumun güvenliğinden mesul…
Peki o kurumun amiri müdürü ne yapıyor?
Sanırım durup seyrediyor?
Öylemi?
*
Bu iş soruşturulmalı,
İşe nasıl alındığından tutunuz, sağlık raporuna kadar her şey didik didik edilmeli.
En azından örnek teşkil etmeli.
Kimin ne kusuru varsa,
Kimin ne ihmali varsa cezasız kalmamalı.
Bu kişi hasta.
Hem de şizofreni…
Bunu bilmeyen yok.
Neden daha arka bir görevde değil?
Hem de güvenlikten sorumlu…
*
Sayın Valinin ‘Bir arkadaşımız da eks oldu’ ifadesi sanırım bir sürçü lisandır.
Yoksa sayın valinin şehit olan bir kişiye eks oldu demesi elbette hiç mümkün değildir.
Vali Bey tabi ki doktor değil,
Bu tıpta kullanılan bir kelimedir.
Aşırı üzüntü,
Şaşkınlık,
Beklenmedik olay karşısında ağızdan çıkmış şanssız bir ifadedir.
*
Birde çelik yelek meselesi var tabi..
Asıl zurnanın malum sesi.
İddia şu,
Karakolda 4 adet çelik yelek varmış ikisi kullanılamaz haldeymiş. Yazı yazılmış,
Emniyet Müdürlüğünden çelik yelek alınması istenmiş…
Burası gerçekten çok vahim.
Şizofreni hastasının güvenlik işlerinde çalıştırılmasındaki gayri ciddilik ile karakolda
çelik yeleğin olmamasındaki ciddilik aynı şeydir.
Her iki olayda da bir vurdumduymazlık hakimiyeti vardır.
Hem de terör olaylarının zirve yaptığı günümüzde.
Karakolda veya yeteri kadar çelik yelek yokmuş!
Benim aklıma şu soru geliyor;
Yoksa Erzurum’da balık baştan mı kokmuş?
Esat BİNDESEN
Balik bastan degil artik hepten kokmus maalesef. Bir sizofreni hastasi insan nasil oluyor da 14 yil boyunca hastaligi bilinmesine ragmen bu gorevde tutuluyor? bunun adi dupeduz sorumsuzluk vurdumduymazliktir. Bu insani bile bile bu gorevde tutanlar bunun hesabini da vermelidirler. Olduren kadar olume sebebiyet verenler de cezalandirilmalidir. Sehit polis’imizin daha dogmamis çocugunun hakki var uzerlerinde. Avrupa’da bir çopçu bile onun egitimini aldigi gibi psikolojik test sonrasi goreve baslatiliiyor. Evlilik dolayisiyla yurdisina gidenler, oturum almalari için once saglik komisyonundan geçiyorlar. Olduren zaten hasta oyle ki ailesi bile tehdit altinda yasamis. Ama asil hasta olan bu olayin asil katilleridir. Sizofreni ise zaten o’nun ceza-i ehliyeti yoktur. çunku akli yoktur. Yani, elini kolunu sallayarak dolasmaya ve toplum için hep bir tehlike olusturmaya devam edecektir. Devlet boyle kisileri kontrol altina alip, omur boyu takip etmelidir. çok uzucu bir olay. Allah rahmet eylesin…
Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France