Gazeteciliğe başladığımız ilk yıllardı, o günün siyasileri şöyle konuşurlardı;
‘Erzurum Sağlık, Eğitim ve Kültür Merkezi olacak.’
Sağlıkta ve eğitimde yıllar sonra adımlar atıldı.
Tek cüce kalınan alan ‘Kültür’ oldu.
Erzurum yıllar önce Kültür merkeziydi,
Ama şimdi o özelliği kaybetmiş bulunuyor.
*
Özellikle iftar sonrası çay molalarında bu konuyu kamuoyu çok konuşuyor.
‘Eskiden daha iyi idi Erzurum’ diye başlıyor konuşma……
12 Mart Erzurum’un kurtuluşu kutlamaları dillere destan oluyordu.
Rahmetli Sebahattin Bulut’un bu konudaki gayreti, çabası, özverisi asla unutulur cinsten değildir.
Dadaş Sinemasında 3-4 gün Erzurum’un Kurtuluşu adına geceler yapılırdı.
Barlar oynanır,
Tiyatro yapılır,
Şiirler okunur,
Türk halk Müziğinin güçlü sesleri sahne alırdı.
Biletlerde günler öncesinden biterdi.
Erzurum’un protokolü, seçkin insanı, vatandaşı hep birlikte olurlardı.
Timur Bulut vardı.
Edebiyat Öğretmeni,
Rahmetli oldu.
Sebahattin Bulut’un yeğeni, benimde edebiyat öğretmenimdi.
‘Taş’ şiirini okurken, ‘Bar’ şiirini seslendirirken hisleri galeyana gelmeyen, etkilenmeyen bir kişiyi gösteremezdiniz.
Günün anlam ve önemi çok iyi anlatılır,
Kurtuluş günü o gecede kendisini çok iyi hissettirirdi.
*
Çay bahçeleri vardı Erzurum’un.
Belki küçük ölçekliydi ama canlıydı.
Erzurum Radyosunun sevilen sesleri burada yaz akşamlarında vatandaşa konserler verirlerdi.
Sinemalardan vatandaş yoksun olmazdı.
Güzel ve tarihi filimler gösterilirdi.
Hiç unutmam Doğu Sinemasında ‘Vurun Kahpeye’ isimli Halide Edip Adıvar’ın yazdığı bir romandan
Aktarılmıştı.
Öğretmeni döverlerken kendimi tutamamış o an sinemada bağırmıştım ‘Bırakın onun suçu yok diye’
10 yaşlarında biriydim o dönemler…
*
Şimdi Belediyelerimiz özellikle Ramazan akşamları etkinlikler yapmaya çalışıyorlar.
Kimi vatandaş ‘çok beğeniyor,
Kimi vatandaş ‘çok basit buluyor,
Kimisi da ‘Ramazanı eğlence ayına çevirdi’ diyorlar.
MHP İl Başkanı Zekayi Kaya’nın da bir açıklaması olmuştu,
O da konuya siyasi açıdan bakmış, ‘Kürtçe şarkılar, türküler söyleniyor’ değerlendirmesini yapmıştı.
*
Evet Erzurum eskiden kültürel faaliyetler konusunda daha iyi idi.
Gün geçtikçe Erzurum bu konuda kan kaybetti.
Erzurum türküleri unutulmaya yüz tuttu.
Erzurum’un bar ekipleri,
Uluslararası başarılara imza atmışlardı.
1965 yılında Tunus-Kartaca Uluslararası Halk Dansları Festivali
1970 Japonya-Osaka Fuarı
1982 İtalya
1949 yılından beri Erzurum Bar Ekibi değişik guruplar halinde yurt dışında uluslararası düzeyde zaman zaman ülkemizi temsil etmişlerdir.
İşte şimdi o çok sayıda oynan oyunlarımızdan sadece 3 veya 4 tanesini genç nesiller biliyor ve oynuyor.
Geri kalan kısmı unutulmaya yüz tutmuştur.
Aşıklık geleneği de tarih oluyor.
Mevütİhsani, Aşık Ruhani, Reyhani gibi büyük ustaların yeri dolmuyor maalesef.
Ya tiyatromuz…
Onda da büyük isimlerimiz var.
Cumhur Seval, Murat Alkuş..gibi isimler
Gelelim Türk Halk Müziğine…
Mesela Mehmet Çalmaşır,
Kenan Tuna,
Raci Alkır,
MükerremKemertaş ve daha ismini sayamadığım büyük ustalar vardı.
Bir kısmı rahmetli oldu ama bir kısmı yaşıyor ve hala sanatlarını da icra ediyorlar.
Mehmet Çalmaşır büyük ses, büyük usta.
Mesela çeşitli enstrümanları ile Bayram Şengül, Raci Alcan, Ali Çelebi…
Mesela Nurullah Akçayıır,
Kenan Tuna gibi sanatçılarımız var.
Erzurum son dönemlerde bu isimlerden hiç faydalanamıyor,
*
Yararlanamıyor.
Bir ömür vermişler yaptıkları işlere.
Rüştünü ispat etmiş isimler bunlar.
Mehmet Çalmaşır emekli olmuş.
Bir köşede oturmalı mı?
Bu bir değer değil mi?
Mesela bir öneri olsun..
Büyükşehir Belediyemiz var.
Kültür daire başkanlığı var bünyesinde…
Büyükşehir Erzurum’un Sosyal ve kültürel etkinliğine kalıcı çözüm getirebilir.
Ne yapar,
Yaşayan bu büyük ustaları,
Türk Halk Müziği, Halk oyunları, ozanlıkta ve tiyatroda rüştünü ispat etmiş ustaları bünyesinde toplayabilir.
Devasa bir kültür okulu oluşturabilir.
Buradan yetenekli gençler mezun olur ve ustadan çırağa devrederek Erzurum’un bu kültürü devam eder gider.
Bakın hemen hemen her şehirde Belediyelerde bu tür birimler var. Şişli, Çanakkale, İstanbul, Burdur, Çanakkale, Ataşehir, Bayraklı, Kahramanmaraş ve Ankara Belediyeleri örnek olsun…
“Belediyelerimize Bir Öneri!” için 3 yanıt
Bir yanıt yazın
ERZURUM'DA HAVA
Kültür bir milleti millet yapan en önemli değeridir. Kültürümüze ve onu yaşatan sanatçılarımıza sahip çıkmalıyız. Esat beyin önerilerine de aynen iştirak ediyorum. Kültür ve tarih şehri Erzurum adını bu alanlarda da duyurmalıdır. Bu ise yaşayan ustalarımızın yeni talebeler yetiştirmesine imkan sağlamakla olur.
Sn.Bindesen,
Oneriniz çok guzel ve yerinde ama muhim olan hayata geçirebilmektedir. Ustelik Erzurum’un bir kultur sehri olmamasi için hiçbir neden yok blakis kultur sehri olabilecek konumda ve donanimdadir. Mesela üniversiteler bulundukları ilin ve bolgenin sosyal, kültürel ve ekonomik olarak kalkınmasında esas ve tetikleyici unsurlardır ki bu çok buyuk bir avantajdir! Tarihiyle de zengin bir sehirdir Erzurum. Sadece ilgi ve alâkadan yoksun, arastirici ve sorgulayici olmayan halkin çogunlukta oldugu bir sehir. Ilgili olanlar azinlikta kaldigi için ilerleme alaninda bir yol katedilemiyor maalesef. Erzurum Bar ekibi 1952 yilinda Fransa’da dunya birinciligi elde etmis. Bu çok gurur verici bir basaridir. Ebediyete intikâl eden o degerlerimizin biraktigi mirasi koruyamadigimizin resmidir bu yasanilanlar. Ne geçmisimize yeteri kadar sahip çikabiliyoruz nede gelecege yonelik adimlar atabiliyoruz. Modernlesme adi altinda atalarimizdan bize kalan kultur degerlerini yavas yavas kaybediyoruz. Yakip yikarak bir sehri vareden tarihi geçmisine dinamitler dosuyoruz. Oysa kultur bir toplumun kimligini olusturur!
Kaybettiklerimze Allah’tan rahmet diliyor, sevgi ve saygiyla aniyorum. Hayatta olan tum degerlerimizin kiymetinin bilinmesini dileyerek selam ve saygilar sunuyorum…
Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France
Ramazan ayının rahmani duygular temeline dayalı olması nedeniyle, temsili eğlencelerin de gürültü kirliliği ve ahlaki kirlilik tabloları oluşturmak yerine, seviyeli ve belli bir disiplin çerçevesinde, ilahi sükunet ve derinlik çağrıştıran organizasyonlar halinde yürütülmesi beklenir. Organizasyonlarda Özellikle yöresel – kültürel sanatçı değerlerimizin ön plana çıkarılarak, gündemde kalması da sağlanmalıdır elbette.. Sıradan eğlenceler toplumun rutin uğraşı haline gelmiştir yeterince..Kısacası, şehr-i ramazanın özüne yakışır aktiviteler olmalıdır. . Bu aktivitelerin belli günlerde ve olası Ülke kederinin söz konusu olduğu günlerde, sivil tepkiler ya da kederli günlerde eğlence yerine dua içeren organizasyonlara dönüştürlülmesi daha yerinde olur düşüncesindeyim..