Yıllarca ülkemizde doğum kontrolü uygulanacak diye türlü türlü projeler yapıldı. Türkiye’nin en ücra köşelerine kadar giden uzmanlar fazla çocuk doğurmanın zararlarını anlattı. Hatta ücretsiz doğum kontrol ilaçları ve materyalleri dağıtıldı.
1993 yılında sağlık ekipleri ile aile planlaması adı altında yapılan köy çalışmasını haber yapmak için ekiple Karayazı’nın bir mezrasına gitmiştim. Mezra da bir evin bahçesine çağrılan köylü kadınlara kadın doğum uzmanı fazla çocuk doğurmanın anne üzerindeki kötü etkilerini anlatıyordu. Elindeki ilaçları ve prezervatifleri kadınlara dağıttı.
Daha bir köyden ayrılmadan kızılca kıyamet kopmuştu. Çocuklar prezervatifleri balon zannedip oynarken, köyün erkekleri kadınlara dağıtılan ilaçları sağlık ekibinin üzerine atarak “ Defolun köyümüzden. Bize verdiğiniz ilaçla soyumuzu tüketip bizi kısırlaştırmak istiyorsunuz” diyerek ambulansı taş yağmuruna tutmuştu. O dönemde bırakın aile planlamasını, çocuklarımızı kısırlaştıracaklar diye kırsalda yaşayanlar bebeklerine kızamık, çiçek ve benzeri aşıları dahi yaptırmamışlardı. Hatta daha da ileriye gidiyorlar, kaymakamlık veya belediyelerin düzenledikleri toplu sünnet şölenlerine çocuklarını ‘kısırlaştıracaklar’ diye getirmiyorlardı. O yılki iktidar, söylenenlerin deli saçması olduğunu beyan ederek, terör örgütünün halkı yanlış yönlendirdiğini ileri sürmüştü. Evet, örgüt bu konu üzerinden çok siyaset yapmıştı. Zira onların işine gelmiyordu. Eğitimsiz ailelerin çocukları onlar için militan demekti.
O yıllarda şehirlerde Ana Sağlık Merkezleri kuruldu. Sağlıkçılar ev ev gezip, fazla çocuk yapmanın zararlarını anlattı. Bu merkezler bildiğim kadar hala faaliyette. Eğitimli aileler aile planlamasına tamamen riayet etti. Bugün gelinen nokta da kırsal nüfus patlaması yaptı.
Çocuk meselesi son üç yıldır Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dilinde. En az üç çocuk diyen Başbakan, bu oranı 5 ‘e çıkardı. Geçtiğimiz gün bir düğünde şahitlik yapan Başbakan, birden öyle bir laf etti ki, neye yorsak bilemedik. ‘Aile planlaması diyerek bizi kısırlaştırdılar. Böyle giderse genç nüfus oranımız her yıl biraz daha düşecek. Bu nedenle en az 5 çocuk yapın’ dedi. Benim aklıma 1993 yılındaki köylüler geldi, ya sizin?…
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz yaptığı açıklamada, kısa vade, orta vade, uzun vade de bir takım çalışmalar yapıldığını hatırlattı. Yani ‘bebek teşviki’ yolda dedi. Acaba nasıl bir şey olacak bu teşvik. Şöyle, bir bebek yapana 5 bin lira, iki bebek yapana 10 bin lira, üç bebek yapana 2 katı para verilecek gibi. Bu işin latifesi, ancak tek bir gerçek var ki; o da Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı son verilere göre, Türkiye’de nüfus artış hızı her geçen gün azalıyor.
Bakanlık bebek teşviki üzerinde çalışırken, acaba Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı şu hormonlu ve GDO’lu ürünleri incelese ve Sağlık Bakanlığı son yıllarda Türkiye’de özellikle de metropol kentlerde kısırlığın niye bu kadar arttığına dair bir çalışma yapsa daha iyi olmaz mı? Çocuk sahibi olmak için yanıp tutuşan yüzlerce çift var. Bunlara her geçen gün bir çoğu da dahil oluyor.
Bir yanıt yazın