Her fırsatta Erzurum’un sahipsizliğini dile getiriyoruz. Kentte ki çekememezlik hastalığı her kulvarda karşımıza çıkıyor. Biz, bizden olanı sevmiyoruz, sevemiyoruz… Hangi devlet kurumunda kaç Erzurumlu var, kaç genel müdür Erzurumlu…
Nice şairleri, yazarları, halk ozanlarını, işadamlarını küstürdü bu şehir.. Memleketi hep uzaktan sevmek zorunda kaldı gidenler…
Bayburt üniversitesinde rahmetli rektör Gökhan Budak’ın yerine yapılacak seçime aday olan Prof.Dr. Ömer Çomaklı’ YÖK tarafından Sayın Cumhurbaşkanımıza ilk sırada sunulmuştu.
Ne yazık ki Bayburt halkı kendi deyimlerile !biz Erzurumlu rektör istemirük’ diyerek bir kampanya başlattılar.
Bu kampanyaya sivil toplum örgütlerinden tutun siyasiler Bayburt’un ileri gelen tüm zevatı katıldı amaç Cumhurbaşkanına ilk sıradan sunulan Çomaklı’yı refüze etmekti. İTÜ Mezunu olan ve geçmişinde
Milli Genç Vakfı Erzurum Şubesi 2. Başkanlığı
ESAM (Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi) Erzurum Şube Başkanlığı
İlim Yayma Cemiyeti Erzurum Şubesi Yönetim Kurulu Üyeliği
İlim yayma Cemiyeti Erzurum Şubesi Başkanlığı
Milli Türk Talebe Birliği Genel Merkez
Hak-Yol Vakfı Sakarya ‘da görev almış 28 şubat sürecinde hakkında irticai faaliyet ve irticai kadrolaşmadan dolayı YÖK tarafından soruşturma açılmış ve kınama cezası alan bir hemşerimizdir. Gelin görün ki bu adaylık sürecinde öğrendiğimize göre kendisine destek olarak siyasilerden yakın arkadaşı vekilimiz dışında bir telefon dahi açılmamış.
Şehrin akademisyen ve akademik yönetici yakın dostları dışında parmakla sayılabilecek birkaç dostu aramış. Ve Bayburt ekibi istemirük sözlerini Ankara’da ilgili yerlere ulaştırıp hocanın rektör olmasını engellediler.
Erzurum’un ekmeğini yiyip suyunu içen sözüm ona Erzurumlular ikinci sırada yer alan Gümüşhaneli rektörü desteklemişlerdir. Sayın rektör göreve başlarken aynen şu ifadeyi kullanmıştır :
‘’Üniversitedeki arkadaşlar, şehrimizin paydaşları da önemli ölçüde destek verdi. Yüksek Öğretim Kurulu ve Cumhurbaşkanımız da desteklerini esirgemediler, dolayısıyla bu görevi bize tevdi ettiler. Bayburt üniversitesi artık Atatürk Üniversitesi’nin bir parçası olmayacak’’
Evet acı ama gerçek Bayburtlu kardeşlerimiz milliyetçilik duygularıyla hareket ettiler birlik beraberlik gösterdiler 400 bine yakın nüfuslu şehrin adayını ekarte ederek 70 bin kişinin tercihine razı ettiler. Alkışlamak lazım . Erzurum sahipsiz mi yoksa.
6 milletvekili o kadar bürokrat ne diyelim nasip yokmuş
Avunun beyler. Avunun. Hele ekmeğimizi yiyip suyumuzu içenler size ne oldu ki Gümüşhaneliyi desteklediniz. Hoca isimlerini verirse burada yazarım. Bayburttan geçerken bir rektör Ömer beye uğrayıp çayını içelim demek ayağımıza kadar gelmişken maalesef olmadı. Yeni atanan hocamıza başarılar dileriz.
Prof. Dr. Ömer Çomaklı hocamıza da Allah daha iyi görevler nasip etsin.
Şen ol Bayburt şen ol, istediğini elde ettin…Bayburtluları kamuoyu oluşturma ve isteklerini yaptırma konusundaki başarılarından dolayı tebrik ediyorum….
Sozlerime baslamadan once size bir Erzurumlu hocamiza ve aslinda Erzurumlu sandigimiz bizlerin Erzurum sehrine yaptigimiz ayibi bu kadar net bir sekilde ifade ettiginiz icin tesekkur ediyorum. Bz Erzurumlular o kadar ayri duzmusuz ki; birbirimizi bogmak icin bir kasik suyu bile reva gormuyoruz. Bir hemseri nasil kollanir ve gozetilir, bizim bunu Karadenizli dostlarimizdan ogrenmemiz lazim. Tek tesellimiz bir Erzurumluya baskasnin degil de oz Erzurumlularin celme takmasidir. Gozunuz aydin olsun EY ERZURMLU olmak disinda hersey olanlar
Erzurumların birlik ve dayanışmasıyla ilgili yıllarca yazılır çizilir, gözden kaçan bir gerçekten hiç söz edilmez nedir bu acı gerçek? Ermeni ve Rus işgali altında bulunan topraklarımızda ermeni ve rus çekilince kimliklerini gizleyenleri tanıyamadık.Bu açılımlar sayesinde Türk olmadıklarını açıklayanları iyi izlemek gerekir! Çekememezlik dediğimiz sorun bu gerçeğin altında yatmaktadır.Herkes etrafında bulunanları iyi izlemeli.Etraflıca düşündüğünüzde çekememezlik bir hastalık değil, kimlik sorunudur.Bir örnek, kürt vatandaşımız hiçbir zaman bEN Erzurumluyum demez çat,tekman, hınıs vs diye tanımlar kendisini ya içimizdeki ermeni ve ruslar!İşte sizi kendinize getirecek reçete, çekememezlik dediğimiz hastalığı olanların kimlik sorunları vardır.Yıllarca saklanan gerçek de budur.Müslüman bir Türk olarak, Ne Mutlu Türk’üm Diyene! Ülkü İle Kalınız.
Bahse konu hakkında ne söylerseniz söyleyin, ne yazarsanız yazın değişen hiç bir şey olmaz. Gamze hocam biz sizinle bu tür konuları müteaddit defalar konuşmamız ve sizin de yazmanız dışında farklı bir şey olmamıştır. OLMAYACAKTIR DA… Kronikleşmiş bu hastalığın çaresi mevcut. Bunu bütün toplumumuz biliyor, bütün hemşehrilerimiz biliyor ancak uygulamaya koyacak cesareti gösteren kaç kişi sayabilirsiniz ki? Bırakın cesareti , teşebbüs edecek kaç kişi gösterebilirsiniz ki? Biz önce kendi kimliğinde, doğum yeri ERZURUM yazan insanlara saygı duymayı öğrenemedik. Hep kendi menfaatlerimizin peşinde koşmadık mı? Önce ben , önce ben demedik mi? Benden olmayanı düşman bellemedik mi? Menfaatlerimize ters gelen her kişiyi , her çalışmayı düşman ve yanlış olarak insanlara empoze edip , onları yanlışa sürüklemedik mi ve hatta bu iş için tonlarca para harcayıp; adaleti , medyayı,kamu oyunu ve hatta kendi öz ailemizi dahi yanıltmadık mı. SADECE BEN için yapmadık mı bunları. Bunları yaparken bizi kim pohpohlayıp sonra amaçlarına ulaşınca sırtımıza tekme attı. O istemezüüükk diye bağıranlar , iki kelimeyi bir araya parası sayesinde getirip bazı kurum müdürlerinin yanında bacak bacak üstüne atıp oturanlar yapmadımı? İbrahim ERKAL hocamız “haramiler el tutmuş, bizlere yasak şehir “derken Atina’dan bahsetmiyordu her halde.Bu şehirde alnının teri ile çalışıp bir yerlere gelenlerin “hırsız” damgasını kolaylıkla yediğini , işini kaybedenlerin veya başarısız olanların “beceriksiz” diye anıldığını ve hatta ortak çalışma amacıyla yola koyulanların fısıltı gazetesi sayesinde anında “dolandırıcı” diye damgalandığını geçmişte de , bu günde ne acıdır ki görmekteyiz. Bizim bu gün TÜRKİYE’mizde yaşayan , tüm küskün ERZURUM’luların sayımını yaptığımız zaman ve ortaya çıkan rakamın dünya üzerindeki bir çok devletin nüfusundan fazla olduğu da görülecektir. Ve bu nüfusun büyük bir kısmının yukarıda bahse konu edilen “istemezüük” çığırtkanlıklarının sonucunda bilinçli olarak KÜSTÜRÜLDÜĞÜ de aşikardır. BU şehrin kültürü,tarihi,ekonomisi,sanatçı ve düşünürü, alim ve ilim insanları hep uç noktalarda olmasına rağmen ( ki Fetullah GÜLEN hocamız- Cemalettin KAPLAN , Deniz GEZMİŞ-Haluk KIRCI) iş dünyasında zirvede olmalarına rağmen ( Adnan POLAT-ERÇİMSAN-EV YAP) sanat dünyasında ismini sayamadığımız başta Erol TAŞ, Güler DUMAN , Arif SAĞ, İbrahim ERKAL , Hüseyin ALTIN gibi bir çok değerimiz olmasına rağmen, İbrahim Hakkı Hazretleri , Cemal GÜRSEL’lerimiz olmasına rağmen ilimizin aldığı mesafe ortadadır. Bu konuda yazılacak çok şey var ancak inanın boşuna. Hiç bir şeyi değiştiremezsiniz. Çünkü EV YAP ı bu şehirden gönderen zihniyetin bu şehir için ne yaptığını sormayan bir yapımız var. Uzun lafın kısası böyle gelmiş böyle gider vesselam. Var ise aksini ispat eden, buyursun gelsin. Biz ne ağalar paşalar gördük gamze hocam , hesso yine aynı keyfte…
Geçmişimizde Erzuruma ve Erzurumluya yapılan haksızlıklar şunu ortaya koyduki bizim bizden başka dostumuz yok evet Erzurum kurtuluşunda ermenileri gerçekten tam anlamıymla temizlemişbi belli deyil. Onlar zor zamanlarda ortaya çıkıp kendilerine darbe vuran özbe öz dadaşları ekarte edebiliyorlar.
Evet tüm yöneticilerimiz hatta birara millet vekillerimiz bile erzurumlu değildi.Sahip çıkmıyorlar siyasilerimiz seçilemedikleri zamanda bu şehri terk ediyorlar.Erzurumun kaderi oldu çekememezlik sahip çıkmama ama kaybeden sonunda bu şehrin insanı oldu.
Yani Bayburtun rektörü Erzurumlu olsa ne olacak, bu makamları bu kadar büyütmeyin gözünüzde. İleri ülkelerde sadece yazışma makamı olan bu gibi makamları öyle bir hale getirdiniz ki sanki adam ne. Sonra bu gibi makam sevdalılarına aldanmayın. Her ile bir kere rektör olmak için başvuranlar hizmet için değil makam saltanatı için uğraşıyorlar bunu da bilin. REKTÖR OLUNCA NE OLACAK, KİME NE FAYDASI VAR. ERZURUMLU ÖĞRENCİLERİ SIVASIZ MI ALACAK ÜNİVERSİTEYE.
Uzun yıllardan beri, hep söyler dururuz.
‘Beyin ve sermaye göçü’nün önü alınsın.
Çünkü göç yüzünden Erzurum kan kaybediyor.
Çareler üretmek için hep sormuşuzdur:
– Erzurum’da zengin olan işadamı, niye büyük kentlere gidiyor?
Aynı şekilde ‘bilim adamları niye Erzurum’u terk ediyor?’
Gidene bakarsanız, çocukların eğitim durumu, rakım, uzun süren kış, sosyal yaşam gibi gerekçeler anlatır.
Mumans köyü, kış aylarında tamamen boşalırken, yazları tam bir tatil sitesi havasına bürünüyor.
Doğal güzellikleriyle büyüleyen Kaçkar Dağları’nın eteklerindeki, İspir ilçe merkezine 10 kilometre uzaklıkta bulunan Mumans köyü, göç nedeniyle tamamen boşaldı.
Daha önce 100 hane olan Mumans köyünde kalan son 13 aile de artık kışları köyde yaşamıyor. Kışları köyde kimse kalmayınca Köy Muhtarı muammer kaya de İspir ilçe sıne bağli mumans köyünde sevılen bırıdır.
Köy Muhtarı KAYA, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köylülerin birçoğunun 20-30 sene önce iş için İstanbul,İzmir ,Ankara,çanakkale,Aydın, Bursa ve gibi büyük şehirlere göç ettiğini söyledi.
Birkaç sene öncesine kadar da köyde sadece yaşlıların kaldığını ifade eden kaya Bu aileler, kışları şehirlere gidiyorlar. Bu yüzden ben de kışları İspir ilçe merkezinde sık sık gıdıp gelıyoruz.. Şu anda köy tamamen boş” dedi.
Göç edenlerin köyleriyle bağlantılarını koparmadığını anlatan KAYA, ”İş için büyük şehirlere göç eden köylülerimiz, oralarda güzel işler yaptılar ve maddi durumu düzenlen çok sayıda kişi köye yazlık ev yaptırdı. Çok katlı binalar, villa tarzı konutlar yapanlar oldu” diye konuştu.
Geçmiş yıllarda tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin ağırlıklı olarak yapıldığı köyün şimdi tatil köyü olarak değerlendirildiğini ifade eden KAYA, şunları kaydetti: ”Yedi gözeler’e sadece 1 kilometre uzaklıkta bulunan köyümüz, özellikle ilkbahar ve yazları muhteşem güzelliğe bürünüyor. Köyümüz yaz tatilinin değerlendirilebileceği bir yer. Yurdun diğer bölgeleri yazları sıcaktan kavrulurken köyümüzde ideal sıcaklıkta bir hava etkili oluyor. Bu nedenle, yazları köyümüze geri dönen çok sayıda aile oluyor. Bu ailelerin bazıları köyde 2 katlı bina yaptıran oldu. Bazı aileler de villa yaptırmak istedi ve onlar için köyün dışında bir bölgeyi imara açtırdık. Şu anda bu bölgede 2 tane villa yapıldı. Bu sene de villa yaptıracak köylülerimiz var.”
Köylerinde yazın çok hareketli geçtiğini anlatan kaya, ”Yazları köye gelen aileler hem sıla hasretini gideriyorlar hem de güzel bir tatil yapıyorlar” dedi.
kaya, köyde kışları kalan aile olmadığı için 1999′dan beri kapalı olan köy okulunu da eski dönemlerde kullanılan tarım ve ev aletlerinin sergilendiği bir müzeye dönüştürdüklerini belirtti.
Erzurum Kültür ve Turizm Müdürü Fikret Öztürk de Erzurum’un Osmanlı-Rus savaşının yaşandığı 1870′li yıllardan beri göç veren bir il olduğunu söyledi.
Özellikle dağlık bölgelerde bulunan köylerin çok fazla göç verdiğini dile getiren Öztürk, ”Bu köylerimizin nüfusu kış döneminde azalırken, yazları artıyor. Mumans köyü gibi kışın neredeyse tamamen boşalan köyler var. Bu köylerimizin çoğu, sıla hasreti gidermek ve yurdun diğer bölgelerindeki sıcak havadan kurtulup güzel bir tatil yapmak isteyenlerle yazı hareketli geçiriyor” diye konuştu.
kaya, yurdun diğer bölgelerinde yaşayan yaklaşık 3 milyon Erzurumlu bulunduğunu da belirterek, ”İlimiz hemşehri turizmi açısından büyük potansiyele sahip. Eğer bu hemşehrilerimizle yeniden temasa geçersek bu potansiyeli değerlendirerek ilimize ekonomik anlamda büyük katkı sağlamış olacağız” görüşünü aktardı.Bu haberi okurken acikcasi heyacanlandigimi ifade etmeliyim.Cunku bu kadar yildan sonra erzurumun da ilk ozel universitesi olacak ve hayal olarak gorulen bir ise imza atiliyor gonulden tebrik ediyor yolunuz acik olsun diyorum
Âlemlerin Rabbi’nin “Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım” dediği, insanlığın onuru, Âdemoğlunun yüz akı, peygamberlerin sonuncusu ve efendisi Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.)’nın doğumunun 1442. yılı yine coşkuyla, imanla ve hasretle kutlanıyor. Her yıl Müslümanların iman, kardeşlik, cihat ve vefa aşkıyla bir araya geldiği “Kutlu Doğum Haftası”nda İslâm ümmeti yine O’nun nuruyla aydınlanıyor. Kan ve gözyaşıyla yoğrulan mazlum İslam coğrafyası da her geçen gün ümmetin tam anlamıyla O’nun (S.A.V.) izinde birleşmesini bekliyor dedi.
‘Seviniyoruz. Çünkü, O’na Ümmet olma şerefini kazanmışız. Umutluyuz. İnsanlık, içinde çırpındığı bunalımlardan ancak O’nun kılavuzluğu ile kurtulabilir.’ dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından bu yıl tema olarak “Hz. Peygamber (s.a.v.) ve insan Onuru ,” konusunun seçilmiş olmasını takdirle karşılıyoruz.
MÜSLÜMAN KAYBETTİĞİ ONUR’U PEYGAMBERİNİN YOLUNDA ARAMALIDIR.
İnsanlık Kaybettiği değerleri , Müslümanlar kaybettikleri Onurlarını Sadece Rahmet peygamberinin getirdiği İlahi mesajlara bağlı olarak yaşayınca kazanabileceğinin altını çiziyorum .
Bu Gün İslam Coğrafyası Kan ve Gözyaşı içerisinde kalmış İnsanlık ve Müslümanlık onuru ayaklar altına alınmıştır. Bu zilletten İzzete ulaşmak için Alemlere Rahmet olarak gönderilmiş Peygamberin Nebevi metodunu Bütün Müslümanlar sahiplenmeli ve uygulanması için çalışmaları gerekir dedi.
Yaşadığımız Asırda Cahiliye döneminde yaşananların birçok özelliğinin devam ettiğini kaydeden , “Peygamberimiz dünyaya gelmeden önce kız çocuklarını toprağa diri diri gömme, içki ve kötü gelenekler vardı. O toplumun içinden Hz. Alileri, Hz. Ömerleri, Hz. Ebubekirleri çıkarttı. Aynı sıkıntılar şimdi yok mu. Aynıları var. İçki her yerde var. Faiz ne yazık ki meşrulaştı. Maalesef bazı Hocalarımız asli ihtiyaçlar diye başlayan cümleler ile fetva vermeye başladı. O zaman fal okları şimdi spor lotolar ve spor totolar var,mantar gibi yaygınlaşan idda bayileri var O dönemin sıkıntılarının hepsi şimdi de var. Nasıl ki efendimiz bunları kaldırdı, bizde bunlarla mücadele etmeliyiz , İfsada giden toplumu Islah için Çalışan efendimiz gibi bizimde yaşadığımız her yerde birer Islah neferi olmalıyız dedi.
İNSAN SEVDİĞİYLE HAŞR OLUR
İnsanın sevdiği ile haşr olacaktır, “
Cenab-ı Hak hepimizi Peygamber Efendimiz ile haşretsin, cennette ona komşu yapsın inşallah.
O “Kendisi için istediğini mü’min kardeşi için de istemeyi” temel esas olarak belirledi.
Peygamber efendimiz, elbette bütün tarihin en büyük insanıdır. En önemli dönüm noktasıdır. Ve biliyoruz ki, din fıtri bir hakikat ve ihtiyaçtır. Saadet için insanların dine koşmaları şarttır. Onun için bütün insanlığın saadetinin öncüsü, Peygamber Efendimiz Aleyhisselamı çok iyi tanımak ve tabii olmak şarttır. Bu duygu ve düşünceler içerisinde Kutlu Doğum Haftasının bütün Müslümanların gönlünde kardeşlik duygusunun ve kardeşlik coşkusunun yeniden filizlenip yeşermesini, Ayaklar altında kalan insanlık Onurunun tekrar Filizlenmesini, bütün davranışlarımızda kardeşlik ahlakı ve kardeşlik hukukunun yaşanmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyor; başta ülkemiz ve gönül coğrafyamız olmak üzere bütün İslâm dünyasının Kutlu Doğum Haftasını kutluyorum dedi
Kardeş bende bir bayburtlu tanıdım ismi a.a. o kendini bilir şeytan gibi adamdı
Dadaşlar siz en iyisi Erzurum da ERZURUM’luları sevenler derneğini kurun ki yeni nesil şimdiden hemşehrilerini sevmeyi gurbette birbirini desteklemeyi ögrensin.yaşadığım şehirde erzurumlu dostların birbirini kıskandığını dediokodu yaptığını köstek olduğunu çok gördüm.karslılar acayip birbirine tutkun ama erzurumlular da bu yok.üzgünüm ama acıda olsa gerçek.