BEN ve DENİZ üzerine yazdıklarımız büyük yankı uyandırdı. Kamuoyu şimdi BEN ve DENİZ’I tartışıyor. Erzurum bunu tartışırken, bu konuya “biraz ara verip”, kendi gündemimize dönelim.
Son günlerin en popular konusu hiç kuşku yok ki “barış süreci.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “analar ağlamasın” diyerek başlattığı süreci BDP yeteri kadar istismar etti, etmeye de devam ediyor…
Maalesef bu süreçte kamuoyunun canını sıkacak birçok da olay yaşanıyor…
Malumunuz bunlardan biri de Pazar günü Erzurum’da cereyan etti.
BDP’nin belli kesimlerce “barış adamı” olarak lanse edilen Milletvekili Altan Tan, “Öcalan’a özgürlük” adı altında yapılan Nevruz kutlamalarında tahrik edici ifadeler kullandı ve çekip gitti.
Ne dedi Tan:
Erzurum’daki Kürt kardeşlerimize sesleniyorum: Bu üç tane faşistten mi korkuyorsunuz? Bu meydanlara gelmiyor, neden korkuyorsunuz? Bugün Erzurum’daki kardeşlerimizin de artık kendilerine gelmesi, bir özgüven duymaları lazım.
Bu sözde barış adamının, barış sürecinde sarf ettiği söze bakar mısınız?
Bunun adına ?tahrik’ denmezse bile ?ihanet’ denir…
Türk Ceza Kanunu’nun 216. Maddesi gereğince “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlamasıyla hakkında işlem yapılması gerekiyor diye düşünüyorum. Bekleyip, göreceğiz Altan Tan hakkında nasıl bir işlem yapılacağını…
Barış sürece, BDP’nin tutumu yüzünden giderek “tahrik süreci”ne doğru gidiyor…
İyi niyetle başlatılmış bir çaba, bir kez daha raydan çıkarılıyor…
Habur’da yaşanan manzara, şimdi yurdun dört bir yanında yaşanıyor…
Bebek katili, “masum” ve “itikatli” biri olarak lanse ediliyor…
Bebek katilinin videoları büyük şehirlerin meydanların herkese izlettiriliyor…
Bebek katili, vatan haini Apo denilen adam, Türkiye’ye resmen meydan okurken, TSK’nın en tepesindeki ismin “terror örgütü üyesi” olmaktan müebbet hapse mahkum olması talep ediliyor.
Ve bunu hepimizin kabullenmesi isteniyor…
Bizde bu ülkede “barış olsun”, “analar ağlamasın” diyoruz ve bunu canı gönülden istiyoruz…
Bu yapılırken de, Türk milletinin rencide edilmemesi gerekiyor…
Ancak buna hiç mi hiç dikkat edilmiyor…
Bazı kesimler “Türklük”ten çıkmak için yarışa giriyor…
Yıllarca Türk Milli Takımı’nın formasını giyen bugünün siyasetçisi Hakan Şükür, “Aslında ben Arnavut”tum” diyip, Türk olmadığını söylüyor…
Bugüne kadar “Türk” olduklarını söyleyenler, peşi sıra “Aslında ben ….” diye başlayan cümlelerle, Türklüğü’nü inkar ediyor…
Altan Tan denilen bir adam geliyor Erzurum’a ve, “3-5 faşistten mi korkuyorsunuz, çıkın sokağa” diyerek, Erzurumlu Kürtler’i isyana çağırıyor…
Söyler misiniz bu gelişmelerin hangisi “barış süreci”ne uyuyor?
Sayın Başbakan’ın bu konuda masaya yumruğunu vurup, raydan çıkmak üzere olan ve Türk milletini rencide eden bu gelişmelere müdahale etmesini bekliyoruz…
Aksi takdirde bu “barış süreci” ciddi bir “ayrışma” ile sonuçlanacak gibi gözüküyor…
En azından Erzurum’dan bakınca gördüğümüz manzara bu!
Bir yanıt yazın