“- Erzurum’da kar yok!”
“- Hayır, var!”
Bu iki “zıt” açıklama, iki farklı yetkiliye ait.
***
Ne zaman söyleniyor bu sözler?
Balkan Kupası Kayaklı Koşu Yarışmaları’nın iptal edildiğinin duyurulmasından hemen sonra.
***
İlginç değil mi!
***
Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık’a göre Erzurum’da kar yok, yarışlar bu nedenle iptal edildi…
Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Fatih Çintımar’a göre de kar var, sorun yok!
***
Tutarsız açıklamalar kafaları ciddi karıştırıyor.
***
Belli ki, burada bir muhakemeye ihtiyaç duyulacak.
Birinin “var” dediğine, şayet diğeri “yok” diyorsa…
O iki kişiden birisi illa ki, “yalan söylüyor” demektir.
***
Öyleyse…
Kimdir yalan söyleyerek kafa karıştıran, halkı aldatan, dolayısıyla “suç işleyen?”
Asıl onu bulmak ve cezalandırmak gerekir de…
Kim bulacak yalan söyleyeni ve kim cezalandıracak yalancıyı, işte onu bilemem.
***
Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık’ın “yarışları iptal ettik, çünkü kar yok” açıklaması, gözleri ister istemez Kandilli’ye çevirdi.
Oradan gelen haberlere de bakılırsa, Kandilli’nin pistlerinde güya sorun bulunmuyor.
***
Peki insana sormazlar mı:
“O zaman sorun nerde?”
***
Söyleyeyim:
“Sorun kar’da değil, dar kafalarda!”
***
Maalesef böyle.
***
Dünyanın hiçbir yerinde, şehrin kendi öz evladı, memleketine bu kadar ihanet etmez, edemez, o ihaneti yapmaya zaten kimse fırsat da vermez.
***
Ama bizde gün geçmiyor ki, “Dünyanın sayılı kış merkezlerinden biri” diyerek tanıtmaya çalıştığımız Erzurum’dan pis bir koku yükselmesin.
***
Bu pis kokular çoğu insanın midesini altüst ediyor, ama sorumluların umuruna değil.
Nerededir bu şehrin valisi, vekili, başkanı, siyasetçisi, sivil toplum temsilcileri, oda başkanları?
Bu kadar mı olur ilgisizlik, bu kadar mı olur adamsendecilik, vurdumduymazlık?
Bakar mısınız vehamete!
İki önemli yerden iki açıklama geliyor, biri yalan.
Hani ne denir bundan sonrası için:
“Allahım, aklıma mukayyet ol!”
***
Bazen insan kahrediyor kendini.
Ne acı ki, çapsız, ufuksuz, yalan söylemeyi marifet sayan ve kendilerini dev aynasında görenlerin ufacık ellerine bırakmışız Erzurum’u.
Şimdi çok daha iyi görüyor, farkediyoruz gerçeği.
***
Yazık değil mi bu şehre, yazık değil mi devletin trilyonlarca lirasına…
Tesislere, kulelere, pistlere…
Dağa, kar’a, bayıra!
***
Duyuyorum!
“Elbet yazık” dediğinizi duyar gibi oluyorum da.
Sahi siz ne yapıyorsunuz?
***
Dönüp bir de size…
Yani şehrin asıl sahiplerine, yani halka, yani sokaktaki vatandaşa bakmak gerekmiyor mu?
Asıl sorun sakın orada olmasın?
Bir yanıt yazın